Bu sayfada sizlerle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline göre hazırladığımız güncel 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevaplarını (2024-2025) paylaşıyoruz. 9. sınıf tarih ders ve çalışma kitabı cevapları konulara ve sayfa numaralarına göre sıralanmıştır.
Tarih dersi 9. sınıf ders kitabı etkinlik cevapları kapsamı:
Ünite: 9. Sınıf tarih Dersi 3. Ünite Orta Çağ Medeniyetleri ders kitabı cevapları
Konu: Orta Çağ’daki Siyasi ve Askeri Gelişmeler konusu ders kitabı cevapları
Sayfa Aralığı: 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214 ve 215. sayfaların 9. sınıf tarih dersi kitabı cevapları
Orta Çağ’daki Siyasi ve Askeri Gelişmeler Öğrenci Etkinlik Cevapları
Sayfa 186:
1. Orta Çağ’da Batı ve Doğu medeniyetleri arasındaki farklılıkların nedenleri sizce neler olabilir?
2. Orta Çağ’daki Batı ve Doğu medeniyetleri hakkında “bana göre“ ile başlayan üç önerme cümlesi yazınız.
1- Batı Orta Çağı, büyük ölçüde barbar istilaları ve Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle karanlık bir dönem olarak anılmıştır.
Doğu dünyasında, özellikle İslam dünyasında, bilim ve akıl çağı devam etmiş, Müslüman alimler antik uygarlıkların bilimini koruyup geliştirmişlerdir.
Doğu medeniyeti, Orta Çağ boyunca dinamik kalmış ve özellikle İslam uygarlıkları Batı medeniyetini geride bırakarak bilimde ve sanatta büyük ilerlemeler kaydetmiştir.
Orta Çağ’da Batı Dünyası ile Doğu Dünyası Arasında Farklılıklar Olmasının Sebepleri:
Siyasi ve Askeri Gelişmeler: Batı, Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ve barbar istilaları nedeniyle siyasi ve sosyal bir kaos yaşarken, Doğu’da İslam’ın yükselişi ve güçlü devletler kurulması bu medeniyetlerin istikrarlı gelişimini sağlamıştır.
Din ve İdeoloji: Batı’da skolastik düşünce ve Kilise’nin katı denetimi bilim ve düşünsel gelişimi kısıtlarken, Doğu dünyasında İslam’ın teşvik ettiği bilimsel araştırma ve açık fikirli yaklaşım, bilimsel ve kültürel ilerlemelere yol açmıştır.
Kültürel Etkileşim ve Ticaret: Doğu dünyası, İpek Yolu gibi ticaret yolları aracılığıyla sürekli kültürel ve ekonomik etkileşimler yaşarken, Batı daha izole bir yapıya bürünmüş ve dış etkilere daha kapalı kalmıştır.
2-
Bana göre, Orta Çağ’da Batı’da feodal sistemin egemen olması, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirirken, Doğu’da daha merkeziyetçi devlet yapıları bulunması, toplumsal hareketliliğe olanak tanımıştır.
Bana göre, Orta Çağ’da Batı’da bilimsel düşüncenin kilise tarafından engellenmesi, bilimsel gelişmeleri yavaşlatırken, Doğu’da İslam dünyasının bilimsel alandaki başarıları, insanlığın bilgi birikimine önemli katkılar sağlamıştır.
Bana göre, Orta Çağ’da Batı ve Doğu medeniyetleri arasındaki ticaret yolları, sadece ekonomik değil aynı zamanda kültürel ve teknolojik anlamda da önemli bir etkileşim alanı olmuştur. İpek Yolu gibi ticaret yolları, farklı kültürlerin birbirini etkilemesine ve yeni fikirlerin yayılmasına olanak tanımıştır.
SAYFA 187:
Tabloda verilen kelimelerin anlamlarına ilişkin tahminde bulunarak ilgili alanlara yazınız. Bu kelimelerin anlamlarını TDK Türkçe Sözlük’ten veya genel ağ kaynaklarından araştırarak ilgili alanlara yazınız.
Ayuk: Göktürklerde hükümet anlamında kullanılır..
Divan: İslam devletlerinde, hükümet işlerinin görüşüldüğü ve kararların alındığı yüksek meclis ya da kurul.
Hâcib: Sarayda padişahın en yakınında bulunan, devletin yönetiminde ve törenlerinde önemli görevler üstlenen kişi.
Hicret: Hz. Muhammed ve Müslümanların, Mekke’den Medine’ye göç ederek İslam toplumunu kurmaları olayıdır.
Halife: İslam dünyasında, Peygamber Hz. Muhammed’in ardından Müslümanların dini ve siyasi lideri olarak kabul edilen kişi.
Hilafet: İslam dünyasında halifelik makamı, Müslümanların dini ve siyasi liderliğini ifade eder.
İkta: Orta Çağ İslam devletlerinde, askerlere maaş yerine verilen, gelir getiren toprak parçasıdır.
Kale: Askeri savunma amacıyla inşa edilen, genellikle surlarla çevrili, stratejik öneme sahip yapı.
Mevali: Emevi döneminde Arap olmayan Müslümanlara verilen isim, genellikle ikinci sınıf vatandaş olarak görülmüşlerdir.
Otokrasi: Tüm yetkilerin tek bir liderin elinde toplandığı, mutlak monarşiyle yönetilen devlet sistemi.
Şahanşah: Farsça kökenli “şahların şahı” anlamına gelen unvan, genellikle eski İran (Sasani) imparatorlarına verilmiştir.
Tersane: Gemilerin yapıldığı, onarıldığı ve donatıldığı denizcilik tesisidir.
Veliaht: Bir hükümdarın ölümünden sonra tahta geçmesi beklenen, genellikle hükümdarın oğlu olan kişi.
Veraset: Hükümdarlık veya mülklerin bir kimsenin ölümünden sonra yasal varislere intikali sürecidir.
Yabgu: Eski Türk devletlerinde hükümdarın kardeşine veya hanedan üyelerine verilen, eyaletleri yöneten yüksek rütbeli unvan.
Vezir: İslam devletlerinde, hükümet işlerinden sorumlu en yüksek dereceli memur, başbakan.
SAYFA 187
1. Eski Çağ’da kurulmuş olup Orta Çağ’da da varlıklarını devam ettiren devletler hangileridir?
2. Sizce tarih şeridindeki devletlerin farklı renklerlerle gösterilmesinin nedenleri nelerdir?
Çin İmparatorluğu (MÖ 221-MS 1912)
Sâsânî İmparatorluğu (226-651)
Doğu Roma İmparatorluğu (330-1453)
Tarih desteklerindeki devletlerin farklı renklerle gösterilmesinin nedenleri:
Kolay Tanımlama: Farklı renkler, izleyicilerin farklı devletleri veya hanedanları kolayca ayırt etmesine yardımcı olur.
Kronolojik Sıralama: Renkler, zaman çizelgesinde olayların veya hükümdarlıkların sırasını anlamayı kolaylaştırır.
Sayfa 189:
1. İslamiyet’in doğduğu dönemde hangi dinlerin daha geniş coğrafyalara yayıldığı fikrine ulaşabilirsiniz?
2. İslamiyet’in doğuşu sırasında Arap Yarımadası’nın siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı nasıl olabilir?
3. Hz. Muhammed’in (sav) hayatındaki dönüm noktaları neler olabilir?
1. İslamiyet’in doğduğu dönemde (7. yüzyıl), birkaç büyük din geniş coğrafyalara yayılmış durumdaydı:
Hristiyanlık: Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak kabul edilmişti ve Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yaygındı.
Zerdüştlük: Sasani İmparatorluğu’nun resmi diniydi ve İran ile çevresinde etkiliydi.
Budizm: Hindistan’dan başlayarak Orta Asya, Çin, Kore ve Japonya’ya kadar geniş bir alana yayılmıştı.
Hinduizm: Hindistan’da baskın din olarak varlığını sürdürüyordu.
Göktanrı: Orta Asya
2. İslamiyet’in Doğuşu Sırasında Arap Yarımadası’nın Yapısı
Siyasi: Birçok küçük kabilenin bulunduğu, merkezi bir otoritenin olmadığı, kabileler arası sürekli çekişmelerin yaşandığı bir yapı.
Sosyal: Kabile sisteminin güçlü olduğu, toplumun büyük bir kısmının göçebe veya yarı göçebe yaşam sürdürdüğü, kadınların statüsünün düşük olduğu bir yapı.
Ekonomik: Ticaret (özellikle kervan ticareti), hayvancılık ve tarımın temel geçim kaynakları olduğu, para yerine takas sisteminin yaygın olduğu bir yapı.
Kültürel: Çok tanrılı dinlerin (putperestlik) hakim olduğu, şiir, edebiyat ve sözlü geleneklerin gelişmiş olduğu bir yapı.
3. Hz. Muhammed’in Hayatındaki Dönüm Noktaları
Vahiy almaya başlaması: 610 yılında Hira mağarasında ilk vahiyi almasıyla peygamberlik görevi başlamıştır.
Medine’ye hicret: 622 yılında Mekke’deki baskılar nedeniyle Medine’ye hicreti, İslam devletinin temellerinin atılması açısından önemli bir dönüm noktasıdır.
Bedir ve Uhud savaşları: Müslümanların ilk büyük zaferlerinden biri olan Bedir savaşı ve ardından gelen Uhud savaşı, İslam’ın güçlenmesi ve yayılması açısından önemlidir.
Mekke’nin fethi: Müslümanların Mekke’yi kan dökmeden fethetmesi, İslam’ın Arap Yarımadası’nda hakim din haline gelmesini sağlamıştır.
SAYFA 191:
Çin İmparatorluğu’ndaki siyasi ve askerî gelişmeleri gösteren tarih şeridi
MÖ 221: Qin Shi Huangdi tarafından Çin’in birleştirilmesi ve imparatorluk döneminin başlaması.
MS 220: Merkezi otoritenin zayıflamasıyla Çin’in yeniden parçalanması.
580: Sui Hanedanlığı’nın iktidara gelmesi ve Çin’in yeniden birleştirilmesi. Kuzeyden gelen Türk akınlarına karşı güçlü bir ordu oluşturulması.
618: Sui Hanedanlığı’nın yıkılması ve Tang Hanedanlığı’nın kurulması.
618-906: Tang Hanedanlığı’nın altın çağı. İmparatorluğun en geniş sınırlarına ulaşması. Türkistan hakimiyeti için mücadeleler.
751: Talas Savaşı’nda Abbasilere karşı yenilgi alınması ve Türkistan’daki nüfuzun kaybedilmesi.
755: İç isyanların başlamasıyla Tang Hanedanlığı’nın zayıflaması.
906: Tang Hanedanlığı’nın yıkılması ve Çin’in yeniden parçalanması.
SAYFA 192: Çin İmparatorluğu’nun yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Çin İmparatorluğu’nun Yönetim Yapısının Özellikleri:
Gök Dini ve Hükümdarın Rolü (Kaynak B): Çin hükümdarı, Gök dinine göre göğün yeryüzündeki temsilcisi ve “Gök’ün oğlu” olarak kabul edilirdi. Hükümdar, devletin başı ve halkın efendisi olarak tanınır, kutsal bir kişilik olarak görülürdü. Yönetim babadan oğula geçer ve veliaht, baş kadının büyük oğlu olarak belirlenirdi. Sosyal yapı, asiller (Şe’ler) ve köylüler (Nong’lar) olarak iki sınıfa ayrılmış olup, kölelik müessesesi de mevcuttu.
Tang Hanedanlığı Yönetimi (Kaynak C): Tang Hanedanlığı döneminde imparatorun hemen altında yürütme başı olarak başbakan bulunurdu. Başbakanın altında ise üç sekreterlik, hükümet işlerini yürütürdü.
Duhu Zhidu Sistemi (Kaynak Ç): Çin’in antik döneminde sınır bölgelerde kurulan valilik yönetim sistemi olan “duhu zhidu sistemi” bulunmaktaydı. Tang Hanedanlığı, Batı Bölgesi’ni kontrol altında tutmak amacıyla “Anxi Genel Valilik” birimini oluşturmuştu.
Çin İmparatorluğu’nun Ordu Yapısının Özellikleri:
Askeri Yapı ve Piyadeler (Kaynak F): VII. yüzyılda Çin ordularında piyadeler çoğunlukta olmasına rağmen, bazı seferlerde özellikle hafif süvari birlikleri tercih edilirdi. Bu süvari birlikleri, çevik Göktürk atlılarına benzer şekilde seçilirdi.
Tarım ve Askeri Yayılma (Kaynak G): Tang Hanedanlığı, sınırlarını batıya genişletmek amacıyla askeri tarım toplulukları olan “tuntian” sistemini kurarak, bölgede tarım faaliyetleri başlatmış ve bu yolla hem askerlerin gıda sorununu çözmüş hem de bölgede Han ulusu kültürünün baskın olmasını sağlamıştır.
Tang Hanedanlığı’nın Zaferleri (Kaynak D): 848 yılında Çin İmparatorluğu’nun Tibet İmparatorluğu’na karşı kazandığı zafer, süvarilerin öne çıktığı bir duvar resminde tasvir edilmiştir.
Subayların Silahları ve Donanımı (Kaynak E): Çinli subaylar, kılıç, miğfer ve zırh gibi savunma araçları kullanırlardı. Bu donanımlar, askeri üstünlüğü sağlamada önemli rol oynardı.
SAYFA 193
Metinde ve Kaynak G’de verilen gelişmeler nelerdir?
Gelişmeler nerede gerçekleşmiştir?
Gelişmeler ne zaman gerçekleşmiştir?
Gelişmeler nasıl gerçekleşmiştir?
Gelişmeler niçin gerçekleşmiştir?
Gelişmelerde kimler etkili olmuştur?
Metinde ve Kaynak G’de Verilen Gelişmeler:
Sâsânî İmparatorluğu’nun Kuruluşu ve Gelişimi:
Nerede: İran
Ne Zaman: 226 yılında
Nasıl: Erdeşir, Part egemenliğine son vererek Sâsânî İmparatorluğu’nu kurdu.
Niçin: Part egemenliğine son vermek ve yeni bir imparatorluk kurmak amacıyla.
Kimler: Erdeşir
I. Hüsrev Dönemi:
Nerede: Sâsânî İmparatorluğu
Ne Zaman: 531-579 yılları arasında
Nasıl: Ülke, siyasi, askerî, ekonomik ve kültürel açılardan büyük ilerleme kaydetti.
Niçin: I. Hüsrev’in başarılı yönetimi sayesinde.
Kimler: I. Hüsrev
Sâsânîler ve Ak Hun Devleti İttifakı:
Nerede: Orta Asya
Ne Zaman: 557 yılında
Nasıl: Göktürk Yabgusu İstemi, Ak Hun Devleti’ne karşı Sâsânîlerle ittifak kurdu ve Ak Hun Devleti yıkıldı.
Niçin: İpek ticareti yapılan yolları kontrol altına almak amacıyla.
Kimler: Göktürk Yabgusu İstemi, Sâsânîler
Bizans-Sâsânî Savaşları:
Nerede: Anadolu, İstanbul, Ninova
Ne Zaman: 622-627 yılları arasında
Nasıl: Bizans İmparatoru Herakleios, Sâsânîler’e karşı mücadele etti ve Ninova’da Sâsânî ordusunu yenilgiye uğrattı.
Niçin: Anadolu topraklarını Sâsânî işgalinden kurtarmak amacıyla.
Kimler: Bizans İmparatoru Herakleios, Sâsânî kumandanı Şehrbârâz
İslam Ordularının Sâsânîler’i Yenmesi:
Nerede: Kādisiye, Nihâvend
Ne Zaman: 636 ve 642 yıllarında
Nasıl: İslam orduları, Sâsânîler’i yenilgiye uğratarak son hükümdarları III. Yezdicerd’i doğuya doğru çekilmeye ve topraklarını teslim etmeye mecbur bıraktı.
Niçin: İslam Devleti’nin genişlemesi ve Sâsânî İmparatorluğu’nun zayıflaması nedeniyle.
Kimler: İslam orduları, III. Yezdicerd
ALTERNATİF CEVAP:
Gelişmeler Nelerdir?
Sasanilerin Yükselişi ve İmparatorluğun Kurulması: Sasaniler, Partlara karşı zafer kazanarak İran’da güçlü bir imparatorluk kurmuşlardır.
Sasaniler ile Göktürklerin İttifakı ve Ak Hun Devleti’nin Yıkılışı: İpek Yolu üzerindeki hakimiyet için Sasaniler ile Göktürkler ittifak kurmuş ve birlikte Ak Hun Devleti’ni yıkıp topraklarını paylaşmışlardır.
Sasaniler ile Bizans Arasındaki Uzun Süren Savaşlar: Sasaniler ve Bizans, yaklaşık dört yüz yıl boyunca Anadolu hakimiyeti için mücadele etmişlerdir.
Sasanilerin İstanbul’u Kuşatması ve Bizans’ın Zaferi: Sasaniler, Avarlarla işbirliği yaparak İstanbul’u kuşatmış ancak başarılı olamamışlardır. Bizans İmparatoru Herakleios, Sasanileri Ninova’da yenilgiye uğratarak bu mücadeleden galip çıkmıştır.
Sasanilerin İslam Orduları Karşısında Çöküşü: Sasaniler, İslam orduları tarafından Kādisiye ve Nihâvend savaşlarında yenilgiye uğratılarak yıkılmışlardır.
Gelişmeler Nerede Gerçekleşmiştir?
İran: Sasanilerin merkezi İran’dır. İmparatorluğun kuruluşu ve önemli kararların alındığı yer burasıdır.
Anadolu: Sasaniler ile Bizans arasındaki savaşların en önemli cephesi Anadolu’dur.
Orta Asya: Göktürkler ile yapılan ittifak ve Ak Hun Devleti’nin yıkılışı Orta Asya’da gerçekleşmiştir.
Mezopotamya: Kādisiye ve Nihâvend savaşları gibi İslam ile Sasaniler arasındaki önemli savaşlar Mezopotamya’da yaşanmıştır.
Gelişmeler Ne Zaman Gerçekleşmiştir?
Sasanilerin Yükselişi: 226 yılı
Sasaniler ile Göktürklerin İttifakı ve Ak Hun Devleti’nin Yıkılışı: 557 yılı
Sasaniler ile Bizans Arasındaki Savaşlar: Yaklaşık 400 yıl süren bir süreç (6. yüzyıl – 7. yüzyıl)
Sasanilerin İstanbul’u Kuşatması: 626 yılı
Sasanilerin Ninova’da Yenilgisi: 627 yılı
Sasanilerin İslam Orduları Karşısında Çöküşü: 636-642 yılları ve sonrasında
Gelişmeler Nasıl Gerçekleşmiştir?
Bu gelişmeler, büyük ölçüde siyasi, askeri ve ekonomik güç mücadeleleri sonucu gerçekleşmiştir. İmparatorlukların genişleme arzuları, stratejik bölgeler üzerindeki hakimiyet mücadelesi ve yeni dinlerin ortaya çıkışı gibi faktörler bu gelişmelerin ana nedenleridir.
Gelişmeler Neden Gerçekleşmiştir?
Güç Mücadelesi: İmparatorluklar, topraklarını genişletmek ve siyasi güçlerini artırmak için sürekli olarak mücadele etmişlerdir.
Ekonomik Kaynaklar: İpek Yolu gibi önemli ticaret yolları üzerindeki hakimiyet, ekonomik güç anlamına geldiği için devletler bu yolları kontrol etmek için savaşmışlardır.
Dinlerin Yayılması: Yeni dinlerin ortaya çıkışı ve yayılması, siyasi ve sosyal dengeleri değiştirerek savaşlara yol açmıştır.
Gelişmelerde Kimler Etkili Olmuştur?
Sasaniler: İran’da güçlü bir imparatorluk kurarak bölge siyasetinde önemli bir rol oynamışlardır.
Bizans İmparatorluğu: Roma İmparatorluğu’nun devamı olarak Anadolu ve Doğu Akdeniz’de güçlü bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür.
Göktürkler: Orta Asya’da önemli bir siyasi güç olarak yükselerek İpek Yolu üzerindeki hakimiyet mücadelesine katılmışlardır.
Avarlar: Avrupa’da önemli bir güç olarak ortaya çıkmış ve Bizans’a karşı Sasanilerle işbirliği yapmıştır.
İslam Devleti: Orta Doğu’da hızla yükselen İslam devleti, Sasanileri ve Bizans’ı yenerek yeni bir dünya düzeninin oluşmasına neden olmuştur.
SAYFA 195: Sâsânîlerin yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Sasanilerin yönetim yapısının özellikleri:
Hükümdar “şahanşah” (şahların şahı) unvanını taşırdı.
Danışma kurulu vardı, kararlar görüşülerek alınırdı.
Hükümdarın yetkileri yazılı kanunlar, dini, ahlaki ve örfi geleneklerle sınırlandırılmıştı.
Hükümdardan beklenen liyakatler arasında adil, hoşgörülü ve dine bağlı olması vardı.
Merkeziyetçi bir yapıya sahipti.
Din adamları konseyinin hükümdar üzerinde yaptırım gücü vardı.
Devlet işleri “divan” adı verilen kurullarda yürütülürdü.
Baş vezir, hükümdardan sonra ikinci adam konumundaydı.
Ülke dört ana eyalete (satrap) bölünmüştü ve valiler tarafından yönetilirdi.
Sasanilerin ordu yapısının özellikleri:
Süvariler ve piyadelerden oluşurdu, süvariler daha üstün kabul edilirdi.
Süvariler, hafif okçu ve ağır zırhlı mızraklı olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Zamanla ağır zırhlı, mızraklı süvari birlikleri ön plana çıktı.
Okçu piyadeler genellikle kuşatmalarda kullanılırdı.
Zırh teknolojisinde ileriydiler ve Romalılar tarafından örnek alınırdı.
Ordu birlikleri onluk sisteme göre düzenlenmişti.
Farklı etnik gruplardan oluşan bir ordu sistemi vardı.
Askerler maaş alır veya ikta olarak arazi bağışlanırdı.
Savaş filleri, önemli bir güç unsuruydu.
Ok, yay, mızrak, kılıç, kalkan, gürz, zırh ve miğfer gibi silahlar kullanılırdı.
SAYFA 196: Doğu Roma İmparatorluğu’nda meydana gelen siyasi ve askerî gelişmelerle ilgili
yandaki karekodda bulunan etkinliği yapınız.
Doğu Roma İmparatorluğu’nda siyasi ve askerî gelişmeleri kronolojik olarak sıralayınız ve gruptaki arkadaşlarınıza açıklayınız.
Doğu Roma İmparatorluğu’nda siyasi ve askerî gelişmeler kronolojik olarak şöyle sıralanabilir:
1. 330: I. Konstantin tarafından İstanbul’da imparatorluk kuruldu.
2. 435: Hunlarla Margus Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla Bizans, Hun kaçaklarını kabul etmemeyi, Hunların düşmanlarıyla ittifak kurmamayı ve yüklü miktarda vergi ödemeyi kabul etti.
3. 441 ve 447: Attila’nın iki Balkan Seferi sonucunda Tuna boyundaki Doğu Roma savunması çöktü.
4. 527-565: I. Justinianus dönemi. İmparatorluk en geniş sınırlarına ulaştı, Kuzey Afrika ve İtalya geri alındı, hukuk düzenlemesi yapıldı. 555 italya’nın geri alınması
5. 610-641: Herakleios dönemi. Sâsânîler Anadolu’dan çıkarıldı, Suriye, Filistin ve Mısır geri alındı.
6. 7. yüzyıl sonrası: Müslüman Araplar (Emeviler ve Abbasiler) imparatorluğu tehdit etmeye ve İstanbul’u kuşatmaya başladı.
7. 1453: İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesiyle Bizans İmparatorluğu sona erdi.
SAYFA 197
Doğu Roma İmparatorluğu’nun yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Doğu Roma İmparatorluğu’nun yönetim yapısının özellikleri:
İmparator, dünyevi ve ilahi otoriteyi birleştiren, otokratik bir yönetici.
İmparator baş kanun koyucu, en yüksek yargıç, idari, mali ve askeri otorite.
İmparatorun yetkilerini kilise, kanunlar ve toprak sahipleri sınıfı sınırlandırıyor.
Senato, yüksek memurlar ve asillerin oluşturduğu törensel bir kurul.
“Büyük domestik” başbakanlık görevini yürütüyor.
Roma hukuk sistemi geliştirilerek kullanılıyor.
Eyalet yönetiminde zamanla sivil ve askeri yetkiler tek kişide birleştirildi.
İmparator, Konstantinopolis Konseyi’ne başkanlık ediyor.
Doğu Roma İmparatorluğu’nun ordu yapısının özellikleri:
Süvari sınıfının önemi artmış, özellikle Sasani etkisiyle.
Themalar ve tagmalar olmak üzere iki ana askeri yapı var.
Themalar, eyaletlerdeki toprağa bağlı köylü milislerden oluşuyor.
Tagmalar, başkentteki profesyonel askerlerden oluşuyor.
Thema sistemi, idari ve askeri gücü birleştiren bir yapı.
Thema komutanları imparator tarafından atanıyor.
Themalarda çiftçi-askerler yaşıyor ve hizmet ediyor.
Thema birlikleri 4000-18000 arası askerden oluşuyor.
Ordu yapısı ve asker sayıları yüzyıllara göre değişiklik gösteriyor.
SAYFA 198
Göktürklerde meydana gelen siyasi ve askerî gelişmelerle ilgili yandaki karekodda
bulunan etkinliği yapınız.
Göktürkler (552-630)
552: Bumin Kağan önderliğinde Göktürk Devleti’nin kurulması. Orta Asya’da geniş bir coğrafyada hakimiyet kurulması.
553-573: Mukan Kağan dönemi: Devletin en parlak dönemi. Doğu ve batıda genişlemeler.
557: Ak Hun Devleti’nin yıkılması ve topraklarının Sasanilerle paylaşılması. İpek Yolu üzerinde hakimiyet kurulması.
567-571: İstemi Yabgu’nun Bizans ile ittifak kurması ve Sasanilerle mücadeleye girmesi. İpek Yolu üzerindeki hakimiyet mücadelesi.
582: Göktürk Devleti’nin doğu ve batı olarak ikiye ayrılması.
630: Doğu Göktürk Devleti’nin Çin tarafından yıkılması. Batı Göktürk Devleti’nin Çin hakimiyetine girmesi.
II. Göktürk Devleti (682-745)
682: Kutluk Kağan önderliğinde II. Göktürk Devleti’nin kurulması.
692-716: Kapgan Kağan dönemi: Türkistan’daki Türk boylarının birleştirilmesi ve Çin’e karşı başarılar.
745: II. Göktürk Devleti’nin Karluk, Basmıl ve Uygurlar tarafından yıkılması.
Uygur Kağanlığı (745-840)
745: Kutluk Bilge Köl Kağan tarafından Uygur Kağanlığı’nın kurulması.
759-821: Uygur Kağanlığı’nın yükselişi ve Maniheizm dininin kabulü.
821: Uygur Kağanlığı’nın gerilemeye başlaması.
840: Kırgızların saldırısıyla Uygur Kağanlığı’nın yıkılması.
SAYFA 199
Uygur Devleti’ndeki siyasi ve askerî gelişmeleri gösteren tarih şeridi
Uygur Devleti’ndeki Siyasi ve Askerî Gelişmelerin Tarih Şeridi:
744: Kutluğ Bilge Kül Kağan liderliğinde Ötüken merkez olmak üzere Uygur Devleti kuruldu.
747: Moyen-Çor Kağan tahta çıktı ve devletin merkezi Karabalgasun’a taşındı.
759: Bögü Kağan tahta çıktı.
764: Bögü Kağan, Maniheizm’i resmî din olarak kabul etti.
821: Uygur Devleti gerilemeye başladı.
840: Kırgız saldırılarıyla Uygur Devleti yıkıldı.
911: Turfan Uygur Devleti bağımsız hale geldi.
1950: Doğu Türkistan, Çin’e bağlandı.
1955: Uygur Özerk Bölgesi kuruldu.
SAYFA 201:
Göktürkler ile Uygurların yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Göktürkler ve Uygurların Yönetim ve Ordu Yapıları
Göktürkler
Yönetim Yapısı:
Kağanlık: Devletin başında kağan bulunurdu. Kağan, hem siyasi hem de dini lider konumundaydı. Kut anlayışı, kağanın meşruiyetini sağlayan önemli bir unsurdu.
Meclis (Toy): Devlet işlerinin görüşüldüğü ve kararların alındığı bir kuruldu. Kağan, meclisin başkanıydı.
Adalet Sistemi: Töre ve örfi hukuk esas alınarak adalet sağlanırdı. Kağanlar da yargı işleriyle ilgilenirdi.
Kadınların Rolü: Kadınlar toplumda önemli bir yere sahipti. Hatunlar, devlet işlerinde kağana destek verir ve hatta bazı durumlarda karar alma süreçlerinde etkili olurlardı.
Kölelik: Göktürklerde kölelik bulunmuyordu. Bütün insanlar hür idi.
Ordu Yapısı:
Atlı Kuvvetler: Göktürk ordusunun temelini atlı kuvvetler oluştururdu. Atlı okçular, yüksek bir hareket kabiliyetine sahipti.
Savaşçı Millet: Bütün halk, savaş zamanı orduya katılırdı.
Disiplin: Orduda disiplinli bir yapı vardı. Savaşçılar, vatan ve millet için savaşmaya hazır olduklarını göstermek için atlarının kuyruklarını bağlarlardı.
Silah Teknolojisi: Ok, yay, kılıç gibi silahlar yaygın olarak kullanılırdı.
Uygurlar
Yönetim Yapısı: Göktürklerden devralınan kağanlık sistemini devam ettirdiler. Ancak Maniheizm dininin etkisiyle bazı değişiklikler oldu.
Meclis: Göktürklerdeki toy uygulaması Uygurlarda da devam etti. Karabalasagun, devlet meclisinin toplandığı merkezdi.
Bürokrasi: Göktürklerden daha gelişmiş bir bürokrasi sistemine sahiptiler.
Din: Maniheizm dininin etkisiyle yönetimde ve toplumda bazı değişiklikler oldu.
Kadınların Rolü: Göktürklerdeki gibi kadınlar da toplumda önemli bir yere sahipti ve devlet işlerinde söz sahibi olabiliyorlardı.
Ordu Yapısı:
Göktürklerden Etkilenme: Göktürk ordusunun yapısı temel olarak korunmuştu. Atlı kuvvetler, Uygur ordusunun da omurgasını oluşturuyordu.
Çin Etkisi: Çin ile olan ilişkiler nedeniyle Çin ordusundan da bazı etkiler almışlardır.
Silah Teknolojisi: Göktürklerle benzer silahlar kullanılmıştır.
Göktürkler ve Uygurlar Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar
Benzerlikler: Kağanlık sistemi, meclis uygulaması, atlı kuvvetlerin önemi, kadınların toplumdaki yeri gibi birçok ortak özellik bulunmaktadır.
Farklılıklar: Uygurlar, Göktürklerden daha gelişmiş bir bürokrasiye sahipti ve Maniheizm dininin etkisiyle farklı bir kültürel yapıya sahipti.
Sonuç
Göktürkler ve Uygurlar, Orta Asya’da güçlü devletler kurmuş ve Türk kültürünün gelişmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Her iki devlet de askeri güçleri, göçebe yaşamları ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekmiştir. Ancak, zaman içinde iç ve dış etkenler nedeniyle bu devletler yıkılmıştır.
SAYFA 204 Metin ve Kaynak AA, AB’yi inceleyerek İslamiyet’in doğuşu ve Hz. Muhammed Dönemi’nde meydana gelen siyasi ve askerî gelişmelerle ilgili karekodda bulunan etkinliği yapınız.
610’da Hz. Muhammed’e ilk vahyin gelmesiyle İslamiyet’in yayılması başladı.
622’de Medine’ye hicret, İslam Devleti’nin kuruluşuna ve ilk anayasanın oluşturulmasına yol açtı.
624’teki Bedir Savaşı, Müslümanların ilk askeri zaferi oldu ve itibarlarını artırdı.
625’teki Uhud Savaşı’nda Müslümanlar başlangıçta üstünlük sağlasa da, taktik hata nedeniyle geri çekildiler.
627’deki Hendek Savaşı’nda Müslümanlar savunma taktiği kullanarak Mekkelileri püskürttü.
628’de imzalanan Hudeybiye Antlaşması ile Mekkeli müşrikler İslam Devleti’ni resmen tanıdı.
629’da Hayber’in fethi Şam ticaret yolunun güvenliğini sağladı. Mute Savaşı ise Müslümanlar ile Doğu Roma arasındaki ilk çatışma oldu.
630’da Mekke’nin fethiyle Hicaz Bölgesi’nde İslam’ın üstünlüğü sağlandı. Huneyn Savaşı’nda putperest kabileler yenilgiye uğratıldı.
631’deki Tebük Seferi, Doğu Roma tehdidine karşı bir önlem olarak gerçekleştirildi.
632’de Hz. Muhammed Veda Haccı’nı gerçekleştirdi ve aynı yıl vefat etti.
SAYFA 205
Hz. Muhammed Dönemi’nin yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Hz. Muhammed Dönemi Yönetim ve Ordu Yapısı
Yönetim Yapısı
Hz. Muhammed dönemi, İslam devletinin temellerinin atıldığı ve ilk örgütlenmenin başladığı bir dönemdir. İslam devletinde, merkeziyetçi ve demokratik özelliklerin bir arada bulunduğu özgün bir yönetim sistemi kurulmuştur.
Hz. Muhammed’in Liderliği: Hz. Muhammed hem dini lider hem de devlet başkanıydı. Tüm kararların nihai muhatabı kendisiydi.
İstişare: Hz. Muhammed, önemli kararları alırken sahabelerle istişare ederdi. Bu durum, İslam yönetiminde istişarenin önemini gösterir.
Adalet ve Eşitlik: İslam devleti, adalet ve eşitliğe dayalı bir yönetim anlayışını benimsemiştir. Herkesin kanunu önünde eşit olduğu prensibi benimsenmiştir.
Liyakat Sistemi: Görevlendirmelerde liyakat esas alınmıştır. Herkes yeteneği ve meziyetine göre görevlendirilmiştir.
Valilik Sistemi: İslam devleti büyüdükçe, farklı bölgelere valiler tayin edilmiştir. Bu valiler, merkezi yönetimin emirlerini yerine getirirken, aynı zamanda bölgesel işleri de yönetirlerdi.
Vekalet Sistemi: Hz. Muhammed, seferlere çıktığında veya meşgul olduğu durumlarda yerine vekil bırakırdı.
Diplomasi: Hz. Muhammed, diğer devletlerle diplomatik ilişkiler kurmuş ve İslam’ı davet etmek için mektuplar göndermiştir.
Ordu Yapısı
Gönüllülük Esası: İslam ordusu, gönüllülük esasına dayalıydı. Savaş zamanlarında Müslümanlar, dinin emri gereği savaşa katılırlardı.
Esneklik: Ordu, sabit bir yapıya sahip değildi. Savaşın gerektirdiği durumlarda büyüyüp küçülebiliyordu.
Askeri Disiplin: Orduda disiplinli bir yapı vardı. Komutanların emirleri kesinlikle yerine getirilirdi.
Savaş Taktikleri: Ordu, klasik savaş taktiklerini kullanır, öncü, arıcı, sağ kanat, sol kanat ve merkez olmak üzere beş kısıma ayrılırdı.
Silah Teknolojisi: Zırh, kalkan, miğfer, kılıç, ok, yay gibi o dönemdeki yaygın silahlar kullanılırdı.
Dinî Motivasyon: Savaşlar, sadece dünyalık hedefler için değil, aynı zamanda İslam’ı yaymak ve korumak için yapılırdı.
SAYFA 207: Dört Halife Dönemi’nde meydana gelen siyasi ve askerî gelişmelerle ilgili yandaki karekodda bulunan etkinliği yapınız.
1. Hz. Ebubekir (632-634)
632-633: Ridde Savaşları
Gelişme: Hz. Ebubekir, İslam’dan dönen kabilelere karşı Ridde Savaşları’nı yaparak karışıklıklara son verdi ve İslam birliğini sağladı.
634: Ecnâdeyn Savaşı
Gelişme: Hâlid b. Velîd komutasındaki İslam ordusu, Bizans ordusuna karşı büyük bir zafer kazandı. Bu zafer, Filistin ve Suriye’nin kapılarını Müslümanlara açtı.
2. Hz. Ömer (634-644)
636: Yermük Savaşı
Gelişme: Hz. Ömer döneminde Hâlid b. Velîd, Bizans ordusunu Yermük Savaşı’nda ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferle Suriye, Bizans’ın elinden çıktı.
636: Kadisiye Savaşı
Gelişme: Müslümanlar, Sâsânî ordusunu yenerek Irak’ın fethine başladılar.
637: Celula Savaşı
Gelişme: Celula Savaşı’yla birlikte Sâsânîlerin önemli bir direnişi daha kırıldı.
638: Kudüs’ün Fethi
Gelişme: Hz. Ömer, Kudüs’ü teslim aldı. Kudüs, Müslümanların kontrolüne geçti.
642: Nihavend Savaşı
Gelişme: Sâsânî İmparatorluğu’nun yıkılışı hızlandı. İran’ın kapıları Müslümanlara açıldı.
642: İskenderiye’nin Fethi
Gelişme: Bizans’ın önemli liman şehri İskenderiye fethedildi. Bu fetihle Mısır’ın kontrolü Müslümanlara geçti.
Ordugâh şehirlerin kurulması: Fethedilir toprakların yönetimi için yeni şehirler kuruldu.
Hicri takvimin kabulü
3. Hz. Osman (644-656)
Fetihlerin devamı: Mısır, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’de fetihler gerçekleştirildi.
Bizans ile deniz savaşları: Doğu Akdeniz’de deniz hakimiyeti kuruldu.
Zâtüssavârî adıyla bilinen bu büyük deniz zaferi ile Bizans İmparatorluğu’nun Doğu Akdeniz’deki üstünlüğüne son vermiştir (654).
656: Hz. Osman’ın Şehit Edilmesi
Gelişme: Hz. Osman, bir isyan sonucu Medine’de şehit edildi. Bu olay, İslam dünyasında ciddi karışıklıklara neden oldu.
4. Hz. Ali (656-661)
656: Cemel Vak‘ası (Deve Savaşı)
Gelişme: Hz. Âişe, Talha ve Zübeyir’in önderliğindeki muhalifler ile Hz. Ali arasında yapılan savaş, Hz. Ali’nin zaferiyle sonuçlandı.
657: Sıffîn Savaşı
Gelişme: Hz. Ali ve Muâviye orduları karşı karşıya geldi. Savaş sırasında hakem olayına başvuruldu, bu durum Müslümanlar arasında ayrışmayı artırdı.
661: Hz. Ali’nin Hariciler Tarafından Şehit Edilmesi
SAYFA 207:
Dört Halife Dönemi’nin yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Dört Halife Dönemi Yönetim Yapısının Özellikleri
Merkezi ve Yerel Yönetim:
Halife, İslam devletinin başı olup merkezi yönetimi Medine’den sağlamıştır.
Vilayetler valiler tarafından yönetilmiştir ve bu valiler doğrudan halifeye bağlıydı.
İlk dört halife, Müslümanlar tarafından seçilmiş ve halkın biati alınarak yönetimi devralmışlardır.
İktidarın Kaynağı:
Halifeler, iktidarın kaynağı olarak Müslümanları, yani ümmeti kabul etmişlerdir.
Halifelik, Hulefâ-yı Râşidîn döneminde bir aileye veya hanedana dayalı bir yönetim anlayışından uzak kalmıştır.
Yasama ve Yürütme Yetkisi:
Halifeler, yasama ve yürütme yetkisini ellerinde tutmuş ancak bu yetkilerini Kur’an ve Sünnet’e bağlı kalarak kullanmışlardır.
Hz. Ömer döneminde adli ve mali işler, genel idareden ayrılmış ve bu alanlara kadılar ile vergi toplayıcıları atanmıştır.
Mali Düzenlemeler:
Fetihler sonucunda artan fey gelirleri ile Hz. Ömer, divan teşkilatını kurmuştur.
Bu teşkilat, mali ve idari düzenlemelerin merkezinde yer almıştır.
Dört Halife Dönemi Ordu Yapısının Özellikleri
Askeri Merkezler (Cünd):
Hz. Ömer, ordu idaresi için “cünd” adı verilen birçok askeri merkez kurmuştur.
Her askeri merkezde, dört bin atlık tam teçhizatlı ve her an savaşa hazır bir büyük tavla bulunurdu.
Orduya Katılım:
Orduya alım aşamalı olarak bütün Arabistan’ı kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
Halife, orduyu ticaret ve tarım gibi işlerden uzak tutmak amacıyla maaşlarına gerekli zamları yapmıştır.
Kuşatma Teknolojileri:
Mancınık gibi kuşatma araçları Halife Ömer döneminde yaygın olarak kullanılmıştır ve birçok kalenin fethinde etkili olmuştur.
Çok Milletli Ordu:
İslam ordusu, İranlılar, Romalılar ve Yunanlılar gibi farklı milletlerden askerleri de içermekteydi.
Ordu, hem yerel Araplardan hem de diğer milletlerden askerlere açık hale getirilmiştir.
Bu özellikler, Dört Halife Dönemi’nde yönetim ve ordu yapısının merkezi bir yapıda, disiplinli ve stratejik olarak yapılandırıldığını göstermektedir.
SAYFA 209:
Metin ve kaynaklarda verilen gelişmeler nelerdir?
Gelişmeler nerede gerçekleşmiştir?
Gelişmeler ne zaman gerçekleşmiştir?
Gelişmeler nasıl gerçekleşmiştir?
Gelişmeler niçin gerçekleşmiştir?
Gelişmelerde kimler etkili olmuştur?
1. Gelişmeler Nelerdir?
Emevi Devleti’nin Kuruluşu (661):
Türkistan, Anadolu ve Kuzey Afrika Fetihleri:
İstanbul Kuşatmaları:
Kerbela Olayı (680):
İspanya’nın Fethi (711):
Ömer b. Abdülaziz’in Reformları (717-720):
Emevi Devleti’nin Yıkılışı (750):
2. Gelişmeler Nerede Gerçekleşmiştir?
Şam (Suriye):
Türkistan :
Anadolu ve İstanbul:
Kuzey Afrika (Kayravan):
Kerbela (Irak):
İspanya (Cebelitârık, Guadalete, Tours ve Poitiers):
3. Gelişmeler Ne Zaman Gerçekleşmiştir?
661:
680:
663-717:
711:
717-720:
750:
4. Gelişmeler Nasıl Gerçekleşmiştir?
Askerî Seferler ve Kuşatmalar:E
İsyanlar ve İç Savaşlar:
Dini Reformlar ve Adalet Politikaları:
5. Gelişmeler Niçin Gerçekleşmiştir?
Güç ve Hâkimiyet Kurma Arzusu:
İç Huzursuzluklar ve Dini Çatışmalar:
Toplum Düzenini Sağlama :
6. Gelişmelerde Kimler Etkili Olmuştur?
Muâviye ve Emevi Halifeleri:
Yezîd :
Hz. Hüseyin ve Taraftarları:
Târık bin Ziyad:
Ömer b. Abdülazîz : Emev
Şii ve Hâricîler:
EK ÇALIŞMA: Emeviler’deki siyasi ve askerî gelişmelerle ilgili bir çizelge oluşturunuz ve bu gelişmeleri açıklayınız.
Emeviler Dönemi Siyasi ve Askerî Gelişmeler Akış Şeması
Emeviler’in Kuruluşu (661):
Muaviye, Hz. Ali’nin şehadetinden sonra Şam’da Emevi Devleti’ni kurdu.
Ülkedeki karışıklıklara son verdikten sonra fetih hareketlerine yeniden başladı.
Emeviler, İslam dünyasının ilk hanedanı oldu.
Anadolu ve Kuzey Afrika Fetihleri (668-715):
668 yılında Emevi orduları, Kadıköy’e kadar ilerledi ve İstanbul’u kuşattı.
674-680 yılları arasında büyük taarruzlarla İstanbul karadan ve denizden kuşatıldı ancak Bizans surları ve Grek ateşi nedeniyle başarı sağlanamadı.
Kerbela Olayı (680):
Muaviye’nin ölümünden sonra oğlu Yezid’in halifeliğini tanımayan Hz. Hüseyin, Kufe’ye gitmek üzere yola çıktı.
10 Ekim 680’de Kerbela’da Yezid’in ordusu tarafından kuşatıldı ve Hz. Hüseyin ile beraberindekiler şehit edildi.
Bu olay, Müslümanlar arasında büyük bir ayrılığa neden oldu ve Emeviler’e karşı muhalefetin güçlenmesine yol açtı.
711 yılında Tarık bin Ziyad komutasındaki Müslüman orduları, İspanya’ya geçerek Rio Guadalete Savaşı’nda Gotları mağlup etti. İspanya’nın fethi başladı.
711-717 yılları arasında Müslümanlar, Bizans’ın zayıflığından faydalanarak Kuzey Afrika’nın tamamını fethetti.
Puvatya Savaşı ve Avrupa’daki İlerleyişin Durdurulması (732):
Emevilerin İspanya’daki ilerleyişi, 732 yılında Franklar tarafından Puvatya Savaşı’nda durduruldu.
Bu savaş, Müslümanların Avrupa’daki genişleme hareketinin sonunu getirdi.
Mevali Politikası ve İç Karışıklıklar:
Emeviler, mevali (Arap olmayan Müslümanlar) üzerinde ayrımcı politikalar uyguladı.
Mevali, Arap Müslümanlarla eşit haklara sahip olmasına rağmen, zamanla Araplar tarafından aşağılandılar ve çeşitli haksız vergilere tabi tutuldular.
Bu ayrımcı politikalar, Emeviler’e karşı artan hoşnutsuzluğun ve isyanların nedenlerinden biri oldu.
Emevilerin Zayıflaması ve Yıkılışı (750):
Emeviler’in son döneminde taht mücadeleleri ve halifelerin kötü yönetimi merkezî otoritenin zayıflamasına yol açtı.
Abbasi ailesi, Horasan’da Emevilere karşı isyan başlattı.
Abbasilere karşı direniş gösteremeyen Emeviler, 750 yılında yıkıldı ve yerini Abbasi Halifeliği aldı.
SAYFA 210: Emevilerin yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Emeviler Döneminin Yönetim Yapısının Özellikleri:
Merkezî Yönetim:
Muaviye’nin hilafet makamına geçmesiyle, İslam tarihinde hükümdarlık dönemine geçildi. Halifelik artık fiilen hükümdarlık anlamına geliyordu.
Muaviye, halifeliği oğlu Yezid’e devrederek halifelik makamını babadan oğula geçecek bir hanedanlığa dönüştürdü.
Saray protokollerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, hâciblik görevi ihdas edildi. Hâcib, halifenin güvenliğinden sorumlu olup, halk ile halife arasındaki görüşmeleri düzenliyordu.
Eyalet Sistemi:
Emeviler döneminde İslam devleti, Suriye ve civarındaki devlet merkezi dışında, beş büyük eyalete ayrıldı.
Eyalet valileri, halife tarafından atanırdı ve bu valiler kendilerine bağlı şehirlerin valilerini bizzat tayin etme yetkisine sahipti.
Toplumsal Tabakalaşma:
Emeviler döneminde İslam toplumu, Müslümanlar, zimmîler (gayrimüslimler), ve köleler olmak üzere üç tabakadan oluşuyordu.
Müslümanlar da fetihleri gerçekleştiren Araplar ve fetihlerden sonra İslam’a giren Arap dışı unsurlar (mevali) olarak ikiye ayrılıyordu.
Emeviler Döneminin Ordu Yapısının Özellikleri:
Ordu Bileşimi:
İlk dönemlerde İslam ordusunun çoğunluğunu Araplar oluştururken, sınırların genişlemesiyle farklı milletlerden insanlar da orduya katılmaya başladı.
Türkler, Emevi ordusunda istihdam edilmeye başlandı.
Ordu içinde görev yapan mevali, Arap askerlerden daha düşük maaş almaktaydı.
Askeri Yapı:
Emevi ordusu, merkez kuvvetler, sağ ve sol cenah komutanlarına bağlı birlikler, öncü birlikler (atlılardan oluşan) ve artçı birliklerden oluşmaktaydı.
Piyade birlikleri, ordunun büyük kısmını oluşturuyordu.
Deniz Filosu:
Emeviler döneminde deniz filosu iki kısımdan oluşmaktaydı.
Tersanelerde yapılan gemiler, Bizans gemilerine benzer şekilde inşa ediliyordu.
SAYFA 211 Abbasi Devleti’ndeki siyasi ve askerî gelişmeleri gösteren tarih şeridi
8. Yüzyıl
750: Abbasiler, Emevileri devirerek Kûfe’de yeni bir devlet kurdu.
751: Talas Savaşı’nda Çin’i yenerek Türkistan’daki hakimiyeti güçlendirdi.
754-775: Halife Mansur döneminde Bağdat şehri inşa edildi ve yeni başkent oldu. Anadolu’ya akınlar düzenlendi.
786-809: Harun Reşid döneminde Abbasiler altın çağını yaşadı. Doğu sınırları güçlendirildi, bilim ve sanat desteklendi.
833-842: Mu’tasım döneminde Türklerin devlet yönetimindeki etkisi arttı. Samarra şehri kuruldu.
9. Yüzyıl ve Sonrası
836-892: Samarra Dönemi olarak bilinen bu dönemde Türklerin etkisi daha da arttı.
9. yüzyıl sonrası: İç karışıklıklar başladı ve Abbasilerin gücü zayıflamaya başladı.
10. yüzyıl: Şii Büveyhoğulları, Bağdat’ı ele geçirerek Abbasileri zayıflattı.
1258: İlhanlılar tarafından Bağdat fethedilerek Abbasiler Devleti sona erdi.
SAYFA 212: Abbasilerin yönetim ve ordu yapısıyla ilgili tabloda boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Abbasilerin Yönetim Yapısı:
Merkeziyetçi Yönetim: Abbâsîler, merkeziyetçi bir idari yapı oluşturmuş ve bu yapının en üstünde halife yer almıştır. Halife, her türlü kuvvetin ve kudretin kaynağı sayılmış, kendisini Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olarak görmüştür.
Halifelik ve Veraset: Halifelik, veraset yoluyla devam ettirilmiştir. Emevîler döneminde başlatılan veliahtlık sistemi, Abbâsîlerde de sürdürülmüştür.
Vezirlik Kurumu: Abbâsîler döneminde vezirlik kurumu ortaya çıkmıştır. Vezirler, halifenin vekili olarak idari yapının başında bulunmuş, mezâlim mahkemelerine başkanlık yapmış, savaş kararları vermiş, hazine harcamalarını kontrol etmiş ve valileri tayin edip azletme yetkisine sahip olmuştur. Vezirlik, Sasanîler’den alınmış bir kurumdur.
Divânlar: Emevîler döneminde merkezde yer alan divânlar, Abbâsîler döneminde de varlığını sürdürmüştür.
Sosyal Yapı: Abbâsîler döneminde toplum, “havas” (seçkinler) ve “avam” (halk) olmak üzere iki büyük sınıfa ayrılmıştır. Mevaliye büyük önem verilmiş ve mevali, devletin önemli makamlarına getirilmiştir.
Abbasilerin Ordu Yapısı:
Muvazzaf Askerler: Abbâsî ordusunun esasını, nizamî ve daimî statüdeki muvazzaf askerler oluşturmuştur. Bu askerler, yaptıkları askeri hizmet karşılığında devlet bütçesinden maaş almış ve her türlü ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmıştır.
Ordu Birimleri: Abbâsî ordusu beş ana gruptan oluşmuştur:
Muhafız Birliği: Başşehirde bulunan ve doğrudan halifeye bağlı olarak görev yapan birlik.
Devlet Adamlarının Birlikleri: Büyük devlet adamlarının emrinde görev yapan birlikler.
Vilayet Kuvvetleri: Vilâyetlerde bulunan kuvvetler.
Sınır Garnizonları: Avâsım ve sugūr adı verilen sınır garnizonlarındaki birlikler.
Yardımcı Kuvvetler: Savaşlarda destek sağlayan yardımcı kuvvetler.
Silah ve Araçlar: Orduda kullanılan başlıca silahlar kılıç, ok, yay, hançer, mızrak, topuz, balta, kalkan, zırh, miğfer, dikenli tel, merdiven, mancınık, arrâde ve debbâbe olmuştur.
Türk Birlikleri: Türklerin hilafet ordusuna katılmasıyla birlikte ordu yapısında bazı değişiklikler olmuş, Türklerin onlu sistemi esas alınmıştır.
Deniz Kuvvetleri: Abbâsîler, kara kuvvetleri kadar deniz kuvvetlerine ve denizciliğe de büyük önem vermiştir. Muhtelif şehirlerde kurulan tersanelerde, Bizans gemilerinden daha büyük gemiler inşa edilmiştir.
SAYFA 213:
Belgeselde Talas Savaşı’nın nedenleri olarak neler gösterilmiştir?
2. Savaşan devletlerin askerleri ile silahlarının farklı ve benzer özellikleri nelerdir?
3. Siz ordu komutanlarının yerinde olsaydınız ne yapardınız? Gerekçeleriyle açıklayınız.
4. Talas Savaşı’nın sonuçları nelerdir?
5. Sizce Talas Savaşı’nın Türkler açısından önemi nedir? 150-200 kelimelik bir paragrafla açıklayınız.
1. Talas Savaşı’nın Nedenleri
Talas Savaşı’nın nedenleri arasında şunlar gösterilmiştir:
Çin’in Batı Türkistan üzerindeki hâkimiyet kurma emelleri: Çin, Batı Türkistan’ı kontrol ederek İpek Yolu’nu denetim altına almak istiyordu1.
Abbasilerin İslamiyet’i yayma düşüncesi: Abbasiler, İslamiyet’i yaymak ve bölgedeki nüfuzlarını artırmak istiyordu1.
Türklerin Çin tehlikesine karşı Abbasilerden yardım istemesi: Bölgedeki Türk boyları, Çin baskısına karşı Abbasilerden yardım talep etti1.
2. Savaşan Devletlerin Askerleri ile Silahlarının Farklı ve Benzer Özellikleri
Farklılıklar:
Çin Ordusu: Çin ordusu, ağır zırhlar ve uzun mızraklar kullanıyordu. Ayrıca, okçulukta da oldukça yetkindiler.
Abbasiler ve Karluklar: Abbasiler ve Karluklar, daha hafif zırhlar ve hızlı hareket kabiliyeti olan süvariler kullanıyordu. Karluklar, özellikle atlı okçulukta ustaydılar.
Benzerlikler:
Her iki taraf da ok ve yay kullanıyordu.
Her iki ordunun da süvari birlikleri vardı, ancak taktik ve stratejileri farklıydı.
3. Siz Ordu Komutanlarının Yerinde Olsaydınız Ne Yapardınız? Gerekçeleriyle Açıklayınız
Eğer ben ordu komutanı olsaydım, stratejik ittifaklar kurmaya odaklanırdım. Karluklar gibi yerel güçlerle işbirliği yaparak, düşmanı hem cepheden hem de arkadan kuşatmayı hedeflerdim. Bu, düşmanın moralini bozarak zafer şansını artırırdı. Ayrıca, istihbarat ve keşif faaliyetlerine önem vererek düşmanın hareketlerini önceden tahmin etmeye çalışırdım.
4. Talas Savaşı’nın Sonuçları
Talas Savaşı’nın sonuçları şunlardır:
Çin’in Batı Türkistan üzerindeki emelleri sona erdi: Çin, Batı Türkistan’ı kontrol etme düşüncesinden vazgeçti2.
Türklerin İslamiyet ile tanışması: Bu savaş, Türklerin İslamiyet’i tanımasına ve kabul etmesine zemin hazırladı2.
Kağıt üretimi: Semerkant’ta kağıt üretimi başladı, bu da bilgi ve kültürün yayılmasını hızlandırdı2.
5. Sizce Talas Savaşı’nın Türkler Açısından Önemi Nedir?
Talas Savaşı, Türkler açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu savaş, Türklerin İslamiyet ile tanışmasını sağladı ve İslamiyet’in Türkler arasında hızla yayılmasına neden oldu3. Ayrıca, Orta Asya’nın Çin egemenliğine girmesi engellendi ve Türk boyları Çin baskısından kurtuldu4. Bu, Türklerin siyasi ve kültürel bağımsızlıklarını korumalarına yardımcı oldu.
SAYFA 215
Aşağıdaki metinleri inceleyiniz. Ardından değer belirginleştirme (değer açıklama) yaklaşımına uygun
olarak bir medeniyet seçiniz. Seçtiğiniz medeniyetin adalet değerine verdiği öneme ilişkin sayfa 215’teki tabloyu tamamlayıp arkadaşlarınızla paylaşınız.
Tespit Ettiklerim | Düşündüklerim | Çıkarımlarım |
– Hz. Ömer, her hac mevsiminde Mekke’de temyiz mahkemesi kurarak vilayetlerdeki yargı kararlarını denetlemiştir. – Kadılara gönderdiği hukuk talimatnamesinde, adaletin doğru uygulanması, delil getirilmesi için süre tanınması, ve tarafsızlık vurgulanmıştır. – Zimmilere uygulanan vergilerin hafif tutulması ve adil tahsilat için titizlik gösterilmiştir. | – Hz. Ömer’in adaleti sağlamak için kurduğu sistem, adaletin her aşamasında ve her birey için geçerli olmasını sağlamak amacı taşır. – Zimmilere karşı adaletin sağlanması, toplumsal eşitlik ve huzuru koruma çabasıdır. | – İslam medeniyeti, adaleti sadece hukuki bir değer değil, aynı zamanda yöneticilerin ve toplumun temel sorumluluğu olarak görür. – Adaletin sağlanması için sürekli denetim ve titizlik, medeniyetin bütünlüğünü ve güvenilirliğini artırır. |
– Hz. Ömer’in yargı ve vergi uygulamalarındaki titizliği, adaletin her seviyede sağlanması için kurumsal yapılar oluşturduğunu gösterir. – Adaletin, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde sağlanması, İslam hukukunun evrensel değerlerini yansıtır. – Vergilerin adil tahsili ve zimmilere olan duyarlılık, farklı topluluklar arasında adil bir denge sağlama çabasını gösterir. | – İslam medeniyetinde adaletin sağlanması için sistematik yaklaşımlar geliştirilmiştir. – Hz. Ömer’in uygulamaları, adaletin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk olduğunu gösterir. | – Adaletin merkezi bir değer olarak benimsenmesi, bu medeniyetin yönetim ve hukuk sisteminin ne kadar köklü ve güvenilir olduğunu gösterir. – İslam’da adaletin sağlanması için kurulan mekanizmalar, bu medeniyetin diğer medeniyetlerle olan ilişkilerinde olumlu bir rol oynamıştır. |
İslam medeniyetinde adalet, sadece hukuki kararlarla sınırlı kalmayıp, yöneticilerin ve devletin tüm yöneticilerinin sorumluluğudur. – Adaletin sağlanması için kurulan sistemler ve denetim mekanizmaları, toplumun bütün kesimlerinin güvenini kazanmayı amaçlar. – Zimmilere karşı adil muamele, İslam’ın çok kültürlü ve kapsayıcı yaklaşımını gösterir. | – Adaletin uygulanması için sistemli bir yaklaşım, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde huzuru ve düzeni sağlamada etkili bir yöntemdir. – İslam medeniyeti, adaleti hem hukuki hem de sosyal bir değer olarak ele alır ve bu değerleri uygulamada titizlik gösterir. | – İslam medeniyeti, adaletin her birey için geçerli olması gerektiğini vurgulayan bir anlayış geliştirmiştir. – Adaletin sağlanması için oluşturulan denetim ve uygulama mekanizmaları, bu medeniyetin yönetim ve sosyal yapısının sağlam temellere dayandığını gösterir. |
SAYFA 215: Seçtiğiniz medeniyet ile diğer medeniyetlerdeki adalet ilişkisini karşılaştırınız. Ortak ve farklı özelliklerini tabloya yazınız
Özellik | Hz. Ömer’in Adalet Anlayışı | Gök Türk Töresi | Sasani Devleti | Emevi Devleti (Ömer b. Abdülaziz Dönemi) | Bizans İmparatorluğu (Karşılaştırma Amaçlı) |
Adaletin Temeli | İslam hukuku, Kur’an ve Sünnet | Töre (kanun), könilik (adalet), uzluk (iyilik), kişilik (insanlık) | Şahinkşah’ın (hükümdarın) adaleti, dini inançlar | İslam hukuku, Kur’an ve Sünnet | Hristiyanlık, Roma hukuku |
Adaletin Uygulama Alanı | Bireysel ve toplumsal hayatın tüm alanları | Devlet yönetimi, toplumsal ilişkiler | Devlet yönetimi, toplumsal ilişkiler | Devlet yönetimi, toplumsal ilişkiler, farklı dinlere mensup insanlar | Devlet yönetimi, ancak uygulamalarında tutarsızlıklar gözlemlenmiştir. |
Adaletin Güçlendirilmesi | Kadıların yetiştirilmesi, yargı sisteminin kurulması, şahsiyetli yöneticiler | Törelerin nesilden nesile aktarılması, toplumun töreye bağlılığı | Şahinkşah’ın adil olması, bürokrasinin etkinliği | Adaletli yöneticilerin seçilmesi, hukukun üstünlüğü | Hukuk sisteminin geliştirilmesi, ancak uygulamalarında tutarsızlıklar |
Adaletin Sonuçları | Toplumsal huzur, devlet güvenliği, İslam’ın yayılması | Devletin birliği, toplumun huzuru | Devletin güçlenmesi, toplumsal birlik | Toplumsal huzur, devlet güvenliği, İslam’ın yayılması, farklı dinlere mensup insanların haklarının korunması | Toplumsal huzursuzluk, dinî ve siyasi kargaşa |
Değişebilirlik | Esaslar değişmez, ancak uygulamada esneklik olabilir. | Değişen şartlara göre töre hükümleri değişebilir. | Şahinkşah’ın değişmesiyle birlikte adalet anlayışı da değişebilir. | Dönemin şartlarına göre değişebilir. | Siyasi iktidarın değişmesiyle birlikte değişebilir. |
SAYFA 215: Uygulama adımlarını takip ederek Orta Çağ’ın başlıca devletlerinin yönetim ve ordu yapılarının benzerlik ve farklılıklarını ortaya koyan bir bilgi görseli hazırlayınız.
Özellik | Bizans İmparatorluğu | İslam Devletleri (Abbasiler, Emeviler) | Batı Avrupa Feodal Devletleri | Köktürk Devleti | Sasani Devleti |
Yönetim Yapısı | Merkeziyetçi, imparatorluk yönetimi. İmparator, dinî ve siyasi otorite. | İlk dönemde merkeziyetçi, sonraki dönemlerde yerel yönetimlerin güçlenmesi. Halife, dinî ve siyasi otorite. | Feodal sistem, toprak karşılığında hizmet veren vasallar. Kral, nominal otorite. | Kağanlık sistemi, boylar ve oymaklar üzerinden yönetim. Kağan, dinî ve siyasi lider. | Şahînşah yönetimi, merkeziyetçi bir bürokrasi. Şah, mutlak güç sahibi. |
Ordu Yapısı | Profesyonel askerlerden oluşan büyük bir ordu. Temalar adı verilen askeri birimler. | İlk dönemde gönüllü askerler, sonraki dönemlerde profesyonel ordu. Atlı okçular önemli rol oynar. | Feodal lordların vasallarından oluşan milisler. Haçlı seferleri döneminde kiralık askerler. | Göçebe birliklerden oluşan hafif süvari ağırlıklı ordu. Atlı okçuluk önemli. | Ağır süvari ve piyade birleşimi. Zırhlı süvariler ve filler kullanılırdı. |
Askeri Teknoloji | Kale sistemleri, ağır zırhlar, kuşatma araçları. | Atlı okçuluk, hafif zırhlar, kılıç, yay. | Kale sistemleri, zırhlar, kılıç, mızrak. | Kompozit yaylar, atlı okçuluk, hafif zırhlar. | Zırhlı süvariler, filler, kuşatma araçları. |
Din ve Devlet İlişkisi | Hristiyanlık devletin resmi dini. Kilise ve devlet iç içe geçmiştir. | İslam dini, devletin temel ideolojisi. Dinî lider aynı zamanda siyasi liderdir. | Hristiyanlık, ancak feodal sistemde kilisenin etkisi büyüktür. | Tengricilik, sonraki dönemlerde Budizm ve Maniheizm etkisi. | Zerdüştlük devlet dini. Din ve devlet iç içe geçmiştir. |
Toprak Mülkiyeti | İmparatorun mülkiyeti altında büyük topraklar. | Devletin mülkiyeti, vakıflar ve özel mülkiyet. | Feodal sistemde toprak, lordların mülkiyetindedir. | Topraklar boy ve oymakların ortak mülkiyetindedir. | Şahın mülkiyeti altında büyük topraklar. |
SAYFA 215 ZENGİNLEŞTİRME
Mısır’da ve Hindistan’da kurulan Türk devletleriyle ilgili araştırma yaparak ulaştığınız bilgileri bir tarih şeridi üzerinde gösteriniz.
Mısır’da Kurulan Türk Devletleri Tarih Şeridi
Tolunoğulları (868-905)
868: Tolunoğlu Ahmet tarafından kuruldu.
905: Abbasiler tarafından yıkıldı.
İhşidiler (Akşitler) (935-969)
935: Ebubekir Muhammed tarafından kuruldu.
969: Fatımiler tarafından yıkıldı.
Eyyubiler (1174-1250)
1174: Selahaddin Eyyubi tarafından kuruldu.
1250: Memlükler tarafından yıkıldı.
Memlükler (1250-1517)
1250: Aybek tarafından kuruldu.
1517: Osmanlılar tarafından yıkıldı.
Osmanlılar (1517-1881)
1517: Yavuz Sultan Selim tarafından fethedildi.
Hindistan’da Kurulan Türk Devletleri Tarih Şeridi
Delhi Sultanlığı (1206-1526)
1206: Kutbeddin Aybek tarafından kuruldu.
1526: Babürlüler tarafından yıkıldı.
Babür İmparatorluğu (1526-1858)
1526: Babür Şah tarafından kuruldu.
1858: İngilizler tarafından yıkıldı.