Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi 9. 10. 11. ve 12. sınıflarda seçmeli olarak okutulan bir derstir. Bu sayfada paylaştığımız Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi ders notları sayesinde sınavda karşılaşabileceğiniz tüm konulara hakim olacaksınız. Bu özet ders notları Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun olarak hazırlandı. Bu ders notları sayesinde Seçmeli Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi yazılısından 100 alacaksınız. Demokrasi ve İnsan Hakları 2. Tema: İnsan Hak ve Özgürlükleri Ders Notu Ders Notu MEB ders kitapları ile uyumludur.
Sınıf: Seçmeli tarih
Ders: Demokrasi ve İnsan Hakları
Ünite: 2. ünite: İnsan Hak ve Özgürlükleri
İlgili yazılı: Demokrasi ve İnsan Hakları 1. dönem 1. yazılı, Demokrasi ve İnsan Hakları 2. dönem 1. yazılı,
2. Tema: İnsan Hak ve Özgürlükleri
Demokrasi ve İnsan Hakları
İnsan Hakları Nedir?
İnsan hakları, sadece insan olmaktan dolayı sahip olduğumuz özel haklardır. Bu haklar, insanlık onurunu korumayı amaçlar. Hak, bir kimseye yasalara, evrensel beyannamelere veya geleneklere göre tanınan belirli şekillerde hareket etme özgürlüğü veya yetkisidir. Demokratik devletlerde vatandaşların hak ve özgürlükleri anayasa ile güvence altına alınır. Doğuştan gelen bu haklar, yasalar tarafından korunur.
Haklarımızı Kullanmak İçin Özgürlük ve Eşitlik
İnsanlar, haklarını kullanabilmek için öncelikle özgür olmalıdır. Özgürlük, başkasına zarar vermeyen her şeyi yapabilme gücüdür. Her insanın haklarının sınırı, toplumun diğer üyelerinin aynı haktan yararlanmasını sağlayan sınırdır. Bu sınırlar yasa ile düzenlenir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin birinci maddesi der ki: “Tüm insanlar, onur ve haklar bakımından eşit ve özgür doğarlar.” Hakların kullanımında özgürlük kadar önemli bir değer de eşitliktir. Her insan; cinsiyet, ırk, renk, din, dil, yaş, uyruk, düşünce, köken, zenginlik gibi farklar gözetilmeksizin yasa karşısında eşittir.
İnsan Haklarının Temel Özellikleri
- İnsan hakları evrenseldir. Bütün insanlar zamana ve mekâna bağlı olmaksızın bu haklara sahiptir.
- Bu haklar; toplumsal aidiyeti, kültürel kimliği, sosyal kökeni, ırkı, dini, dili, sınıfı ne olursa olsun tüm insanlara aittir.
- İnsan hakları, insanların doğuştan getirdikleri ve sadece insan olmalarından dolayı sahip oldukları haklardır.
- İnsan hakları mutlaktır. Varlığı hiçbir şarta bağlı değildir.
- Bu haklar inkar edilemez ve geçersiz kılınamaz.
- Kişiler, haklarını başkalarına devredemez veya bunlardan vazgeçemezler.
- İnsan haklarının temelinde gruplar veya topluluklar değil, yalnızca birey olarak insan vardır.
Tarihi Bir Örnek: Kiros Silindiri
Kiros Silindiri, Pers İmparatorluğu dönemine (MÖ 6. yüzyıl) ait bir kraliyet yazıtıdır. Silindirin orijinali Britanya Müzesi’nde sergilenmektedir. Bir kopyası, New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) binasında bulunur. Kral Kiros döneminde yazılan metin şunları içerir:
- Kralın, halkına adalet ve insaf ile davranması.
- Babil şehrinde ve kutsal yerlerinde güvenliğin sağlanması.
- Şehirde barış içinde yaşanması.
- İnanç özgürlüğünün güvence altına alınması.
- Halklara kendi kültürlerini yaşama özgürlüğünün tanınması.
- İnançları nedeniyle sürülenlerin kendi memleketlerine dönmelerine izin verilmesi.
İnsan Hakları İçin Önemli Tarihi Belgeler
Tarih boyunca insan haklarının korunması için birçok ulusal ve uluslararası belge imzalanmıştır. Önemli insan hakları belgelerinden bazıları şunlardır:
- Medine Sözleşmesi (622): Gayrimüslimlere inanç ve fikir özgürlüğü, mal ve can güvenliği sağlamıştır.
- Magna Carta (1215): İnsanlara yeni haklar vermiş ve kralın yetkilerini sınırlayarak onu yasaya tabi kılmıştır.
- Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi (1776): Yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama hakkını ilan etmiştir.
- İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi (1789): Fransa’da tüm vatandaşların yasa önünde eşit olduğunu belirtmiş ve düşünce özgürlüğünün gelişimine katkı sağlamıştır.
- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948): BM tarafından kabul edilmiş, tüm insanların sahip olması gereken otuz hakkı listelemiştir. Tüm insanları kapsayan en kapsamlı belgedir.
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950): Türkiye’nin de 1954’te imzaladığı önemli bir belgedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan haklarının sınırlarını ve niteliğini belirleyen önemli belgelerdendir. Sözleşmede belirtilen bazı temel hak ve özgürlükler şunlardır:
- Yaşam hakkı.
- Özgürlük ve güvenlik hakkı.
- Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı.
- Adil yargılanma hakkı.
- Dernek kurma ve toplantı yapma özgürlüğü.
- Etkili başvuru hakkı.
- Düşünce, din ve vicdan özgürlüğü.
- Cezaların yasallığı.
Sözleşme kapsamında belirlenen bazı yasaklar ise şunlardır:
- İşkence.
- Ayrımcılık.
- Kölelik ve zorla çalıştırma.
İnsan Haklarının Etik Temelleri
İnsan hakları, özgürlük ve eşitlik gibi ahlaki temel değerlerden doğar. Hukuk tek başına insanın onurunu korumada yeterli değildir, bu yüzden etik değerlere de ihtiyaç vardır. Etik, iyi ve doğruyu belirlemede rehberlik eden, davranışlara yön veren değerler, ilkeler ve standartlar bütünüdür. Etik, insanlara iyi ve kötünün ne olduğunu söyler ve olumlu davranışlara yönlendirmeyi amaçlar.
İnsan eylemlerinin temelinde etik ilke ve değerler bulunur. Tarafsızlık, açıklık, dürüstlük, eşitlik gibi değerler etik ilkelerindendir. Bu ilkeler toplumsal refahı ve güveni sağlar. İnsan hakları hem yazılı kurallar ve yasalara hem de etik ilkelere dayanır. Etik bir temel olmadan haktan bahsetmek mümkün değildir. İnsan haklarına saygı göstermek, insana duyulan evrensel saygının bir gereğidir.
Etik ve İnsan Hakları İlişkisi
İnsan hakları ve etiğin ortak paydalarını oluşturan bazı kavramlar şunlardır:
- Hak ve hukuka saygı.
- Evrensellik.
- Toplumsal düzen ve ahlak.
- Ayrımcılığa karşı olmak.
- Eşitlik ve özgürlük.
İnsan haklarının uygulanabilmesi için gereken etik temeller şunlardır:
- İnsan kendi haklarını bilmeli ve başkalarının haklarına saygı duymalıdır.
- İnsan hakları iyilik ve doğruluktan yana olmalıdır.
- İnsan hakları herkes tarafından tanınmalıdır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin başlangıç bölümlerinde etik temellere yer verilmiştir. Tüm insanların saygıdeğer oluşu, eşit ve vazgeçilmez hakların kabulü, özgürlük, adalet ve barış insan haklarının temelidir. İnsan Onuru, insanın sadece insan olması sebebiyle değerli ve saygıya layık olmasıdır.
İnsan Olma Bilinci
İnsan olma bilinci, öncelikle başka insanların varlığını ve tüm insanların eşit haklara sahip olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Bu kabulün gerçekleşmesi için bireylerin etik ilkelere bağlı davranışlar sergilemesi gerekir. İnsan hakları etik ilkelerden ayrı düşünülemez. İnsan haklarının tam olarak kullanılabilmesi ve demokrasi kültürünün oluşması için bireylerde ahlaki olgunluğun yerleşmesi önemlidir. Etik ilkelerden ayrı düşünülemeyen insan hakları, bireyin özgürlüğünü merkeze alır. Bireyin özgürlüğünü güvence altına almak, tüm insanların özgürlüğünü güvence altına almak anlamına gelir.
Dünyada ve Türkiye’de İnsan Hakları Gelişmeleri
Toplumlar tarih boyunca hak ve özgürlüklere ulaşmak için önemli mücadeleler vermiştir. Sanayi Devrimi ve Fransız İhtilali gibi büyük olaylar, insan haklarıyla ilgili yeni sorunlar ortaya çıkarırken önemli kazanımlar da sağlamıştır. Günümüzde hala ırk, din, mezhep ayrımcılığı, savaşlar, iç çatışmalar, sömürgecilik, açlık ve yoksulluk gibi insan hakları sorunları yaşanmaktadır. Buna karşılık, dünya genelinde hak ve özgürlüklere ilişkin bilinç giderek yükselmektedir. II. Dünya Savaşı’nda yaşanan büyük insan hakları ihlalleri sonrasında BM tarafından ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948) bu bilincin önemli bir sonucudur. Türkiye’de de insan haklarının korunması ve geliştirilmesi devlet politikalarının önceliklerindendir.
İnsan Haklarının Korunmasında Uluslararası Kuruluşlar
İnsan haklarını korumak ve geliştirmek için küresel ve bölgesel birçok kurum ve kuruluş çalışmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM), küresel düzeyde insan haklarını savunan en önemli kuruluştur. Bölgesel kuruluşlar arasında Amerikan Devletler Örgütü, Avrupa Konseyi ve Afrika Birliği Örgütü bulunur. Avrupa Birliği (AB) de insan haklarının korunmasına katkı sağlar. Ticaret ve iş birliği anlaşmalarına insan hakları maddeleri ekler. AB, insan hakları ihlallerini nerede olursa olsun yüksek sesle dile getirmeyi görev kabul eder.
Türkiye’nin İnsan Hakları Alanındaki Çalışmaları
Türkiye, insan hakları bilincini gösteren birçok uygulamayı hayata geçirmiştir. AFAD, TİKA ve Kızılay gibi kurumlar aracılığıyla dünyanın farklı bölgelerindeki insani krizlere yardım eli uzatılmaktadır. Savaş ve iç çatışmalardan kaçan sığınmacılara ev sahipliği yapılmaktadır.
Türkiye içinde de önemli çalışmalar yapılmaktadır:
- Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kurulmuştur.
- Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık) kurulmuştur.
- Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmıştır.
- Kadına karşı şiddetin engellenmesine yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
- Dezavantajlı grupların yaşam kalitesini artırmaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
Çocuk Hakları Nedir?
Çocuk hakları, dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu fiziksel, psikolojik, sosyolojik ve siyasal içerikli hakları kapsayan evrensel bir kavramdır. Çocuk olarak tanımlanan bireylerin sahip olduğu yetki ve kazanımları ifade eder. Çocuğun eşit, özgür bir birey olarak yetişmesinde ve topluma katılımında önemlidir. Tarih boyunca insan hakları ihlallerinden en çok etkilenen grupların başında çocuklar gelmiştir.
Çocuk Hakları İçin Önemli Belgeler ve Kuruluşlar
- İlk önemli belge 1924’te kabul edilen Cenevre Çocuk Hakları Sözleşmesi’dir.
- 1946’da BM tarafından UNICEF kurulmuştur.
- 1948’deki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde çocuk haklarına yer verilmiştir.
- 1959’da BM, Çocuk Hakları Bildirisi’ni kabul etmiştir.
- 1989’da BM, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi kabul etmiştir. Bu sözleşme çocuk haklarının kapsamını genişletmiş ve güvence altına almıştır.
- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocuğa bir birey olarak hakları olduğunu resmi olarak belirten en önemli belgedir. Türkiye dahil çok sayıda ülke tarafından onaylanmıştır.
- UNICEF, tüm çocukların, özellikle zor durumda olanların yaşatılması, korunması ve gelişimi için çalışan bir kuruluştur.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin İlkeleri
Sözleşme, çocuğu güçlü, yeterli bir birey ve toplum üyesi olarak görür. Sözleşme, tüm çocukların haklarını tanımlar; doğum yeri, kimlik, cinsiyet, din veya sosyal kökene bakılmaz. Sözleşme’nin genel ilkeleri şunlardır:
- Ayrım Gözetmeme: Bütün çocuklar için geçerlidir, hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz.
- Çocuğun Öncelikli Yararı: Çocuklarla ilgili yasa ve uygulamalarda önce çocukların yararı düşünülmelidir. Devlet, çocukların korunması için önlemler alır.
- Yaşama ve Gelişme Hakkı: Yaşamak her çocuğun temel hakkıdır, yaşamını korumak herkesin görevidir.
- Katılım Hakkı: Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme ve görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir. Çocukları dinlemek ve onlara saygı göstermek önemlidir.
Kadın Hakları ve CEDAW
Kadınlara karşı şiddet ve ayrımcılık, önlenmesi gereken önemli insan hakları ihlalleridir. Bu ihlalleri önlemek amacıyla ulusal ve uluslararası yasal düzenlemeler yapılmaktadır. En kapsamlı uluslararası belgelerden biri “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi”dir (kısa adı CEDAW).
CEDAW
CEDAW, 1979’da BM tarafından kabul edilmiş, 1981’de yürürlüğe girmiş ve Türkiye tarafından 1985’te imzalanmıştır. Sözleşmeyi imzalayan devletler, kadına yönelik ayrımcılığı önleme ve haklarını geliştirme çalışmalarını raporlamakla yükümlüdür. CEDAW, aile ve çalışma hayatı, sağlık, eğitim, sosyal ve siyasal yaşam gibi alanlarda eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı önlemek için yükümlülükler belirler. Taraf devletler, eşitsizliği ve kalıplaşmış cinsiyet rollerini devam ettiren adet ve önyargıları ortadan kaldırmakla yükümlüdür.
Kadın Haklarının Korunması
Kadının güçlendirilmesi ve konumunun geliştirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikaların uygulanması kadın haklarının korunması için çok önemlidir. Tüm bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunduğu bir toplum için cinsiyetler arası eşitlik sağlanmalı ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ortadan kaldırılmalıdır. Kadın haklarının kanunlarla korunması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından büyük önem taşır.
Türkiye’de Kadına Yönelik Yasal Adımlar
1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren Yeni Medeni Kanun ile:
- Evlilik yaşı kadın ve erkek için 18’e yükseltilmiştir.
- Evlilik sırasında edinilen malların eşit paylaşımı kabul edilmiştir.
- Evlilik dışı doğan çocuklara evlilik içi doğan çocuklarla aynı miras hakları tanınmıştır.
Ayrıca, kadına yönelik şiddete karşı cezalar ağırlaştırılmaktadır.
- Şiddette iyi hal indirimi kısıtlanmakta, “ısrarlı takip” suç haline gelmekte ve hapis cezası gerektirebilmektedir.
- Kadına karşı işlenen her türlü şiddet “nitelikli suç” sayılacaktır.
Medya ve İnsan Hakları İlişkisi
Medyanın görevini iyi yapabilmesi için düşüncelerin özgürce ifade edilebilmesi temel koşuldur. 1789’da Fransa’da kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, düşünce ve inançların serbest iletimini en değerli haklardan saymıştır. Yasal sınırlarda kalmak şartıyla her vatandaş serbestçe konuşabilir, yazabilir ve yayınlayabilir. Günümüzde, insan hak ve özgürlüklerinin korunması için medyaya önemli görevler düşmektedir. Medya, kamuoyu oluşturma konusunda güçlüdür.
Yeni Medya ve Medya Okuryazarlığı
Teknolojinin gelişimiyle genel ağ (internet) yeni iletişim teknolojilerini ortaya çıkarmıştır. Medya organları da insan haklarına ilişkin sorumluluklarının farkında olmalıdır. Günümüzde bilinçli medya okuryazarlığına ihtiyaç vardır. Medya Okuryazarlığı, medya mesajlarına erişme, eleştirel değerlendirme ve kendi mesajlarını oluşturma becerisidir. Medya okuryazarı bireyler, medya içeriklerinin demokrasi, insan hakları, kültür üzerindeki etkilerini analiz edebilir. Bilinçli medya kullanımı, olası yanlış yönlendirmelere karşı toplumu korur.
Toplumsal Yaşamda İnsan Hakları ve Özgürlükler
Uzun mücadelelerle kazanılmış temel haklar şunlardır:
- Yaşama hakkı.
- Kişi dokunulmazlığı, özgürlüğü ve güvenliği.
- Özel hayatın gizliliği.
- Yerleşme ve seyahat özgürlüğü.
- Din ve vicdan özgürlüğü.
- Düşünce ve kanaat özgürlüğü.
Bu haklar hem devlete hem de diğer kişilere karşı korunmalıdır. Türkiye’de kamu kurumları ve STK’ler, toplumsal yaşamda hak ve özgürlüklerin korunması için önemli projeler yapmaktadır.
Kamu Kurumları ve STK’lerin Rolü
Sağlık Bakanlığı, dezavantajlı gruplara evde sağlık hizmeti sunar. MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) randevu almayı ve doktor seçmeyi kolaylaştırır. Bazı yerel yönetimler yaşlı, hasta ve engellilere evde kişisel bakım hizmeti sunar. Bu hizmetler sağlık hakkına ulaşmayı sağlar. Ulaştırma Bakanlığı ve yerel yönetimler ulaşım hizmetleri sunarak seyahat hakkını destekler.
STK’ler, temel hak ve özgürlüklerin korunmasında önemli rol oynar. Örnek STK’ler: LÖSEV (sağlık), TEV (eğitim), TEMA (çevre), Yeşilay (zararlı alışkanlıklar).
Hak ve Özgürlükleri Sorumluluk Bilinciyle Kullanmak
Toplum düzeni, bireylere sorumluluklar yükler. Sorumluluk, kişinin kendi davranışlarının sonuçlarını üstlenmesidir. Sorumluluk sahibi olmak için özgür olmak gerekir. Kişiler, haklarını kullanırken başkalarının haklarına saygı göstermeli ve kendi özgürlüklerini kullanırken başkalarının özgürlük alanını ihlal etmemelidir. Fyodor M. Dostoyevski der ki: “Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.”.
Hak ve Özgürlük Kullanım Kuralları
Hak ve özgürlükleri kullanırken şu noktalara dikkat edilmelidir:
- Mutlak özgürlük yoktur. İstenen her şeyi yapmak özgürlük değildir.
- Hak ve özgürlükler vazgeçilemez ve başkasına devredilemez.
- Aslolan özgürlüktür, sınırlamalar istisnai durumlardır.
- Hak ve özgürlükler kullanılırken kimseye ayrıcalık tanınmaz.
- Eğitim yoluyla hakların önemi ve kötüye kullanımın zararları öğretilmelidir.
- Özgürlüğü kötüye kullanmak, özgürlükten mahrum kalmaya veya suç oluşursa cezaya neden olabilir.
- Hakları kısıtlanan kişi çözümünü yasalar yoluyla aramalıdır.
Devlet-Vatandaş İlişkisi ve Katılımcılık
Demokratik yönetimin ilkelerinden biri katılımcılıktır. Katılımcılık, halkın kendi iradesiyle temsilcilerini seçmesini ve siyasal karar alma sürecine katılmasını ifade eder. Vatandaşlar, katılım sağladığı süreçleri denetleyebilir. Halkın siyasete aktif katılımı, bilinçli bir sivil toplum için önemlidir. Kamu yönetiminin şeffaflık, hesap verme sorumluluğu ve katılım tabanlı olması devlet-vatandaş ilişkisini güçlendirir. Aktif vatandaşlık bilincinin geliştirilmesi katılımcılığın hedefidir.
Katılımcılığın Önündeki Engeller
Katılımcılığın önünde kişilerden, kültürden ve yasalardan kaynaklanan engeller olabilir. Bunlar şunlardır:
- Vatandaşların bilgiye erişiminin engellenmesi.
- Devlet-vatandaş ilişkisinde müzakerenin yapılmaması.
- Devlet ile vatandaş arasındaki iletişimin engellenmesi.
- Vatandaşların aktif katılımının engellenmesi.
Bu engellerin kaldırılmasıyla devlet-vatandaş ilişkileri daha demokratik olur. Katılımcı demokrasi, ekonomik gelişimi destekler ve ülkede refahı artırır, sosyal adaleti sağlar. Sosyal devlet, ekonomik ve sosyal alanlarda sosyal güvenlik ve adalet sağlayıcı politikalar üreten devlet modelidir.
Devletin Vatandaşa Karşı Sorumlulukları
- Gelir adaletsizliği ve yoksullukla mücadele etmek.
- Fırsat eşitliğini sağlamak.
- Tam istihdam ve işsizlikle mücadele sağlamak.
- Sosyal denge ve barışı sağlamak.
- Ekonomik büyüme ve kalkınmayı sağlamak.
- Sosyal güvenliği sağlamak.
Vatandaşın Devlete Karşı Sorumlulukları
- Yasalara uymak.
- Seçimlerde oy kullanmak.
- Askerlik yapmak.
- Vergi vermek.
Bir yanıt bırakın