Türk Sosyal Hayatında Aile 1. Ünite: Toplumsal Bir Kurum Olarak Aile

ders notları
ders notları

Türk Sosyal Hayatında Aile Dersi 9. 10. 11. ve 12. sınıflarda seçmeli olarak okutulan bir derstir. Bu sayfada paylaştığımız Türk Sosyal Hayatında Aile özet ders notları sayesinde sınavda karşılaşabileceğiniz tüm konulara hakim olacaksınız. Bu özet ders notları Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun olarak hazırlandı. Bu ders notları sayesinde Seçmeli Türk Sosyal Hayatında Aile Dersi yazılısından 100 alacaksınız. Türk Sosyal Hayatında Aile 1. Ünite: Toplumsal Bir Kurum Olarak Aile Ders Notu MEB ders kitapları ile uyumludur.

Sınıf: Seçmeli tarih

Ders: Türk Sosyal Hayatında Aile pdf indir

Ünite: 1. ünite: Toplumsal Bir Kurum Olarak Aile

İlgili yazılı: Türk Sosyal Hayatında Aile 1. dönem 1. yazılı

TOPLUMSAL BİR KURUM OLARAK AİLE

      Aileyi Tanımak

      • Toplumda yaşayan insanların hedefleri ve planları vardır. Bunları gerçekleştirmek için bazı ihtiyaçların karşılanması gerekir.  
      • Bazı ihtiyaçları bireyler tek başına karşılayabilir, ancak bazı temel ihtiyaçlar sadece aile ile karşılanabilir.  
      • Aile, bu temel ihtiyaçları karşılayan en önemli yapıdır.

      Toplumsal Bir Kurum Olarak Aile

      • Kurum; toplumsal yapının düzenini sağlayan, bireyin üreme, barınma, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulmuş kalıcı yapılardır.  
      • Aile, eğitim, din, ekonomi gibi temel kurumlar toplumun değerlerini ve kurallarını belirlemede etkilidir.  
      • Bu kurumlar ayrıca toplumsal sorunların çözümüne ve ihtiyaçların karşılanmasına yardımcı olur.  

      Ailenin Önemi ve Tanımı

      • Aile, tarihin her döneminde ve her toplumda var olmuş, toplumun en temel kurumudur.  
      • Aile, insan neslinin devamını sağlar.  
      • Toplumsallaşma süreci ilk olarak ailede başlar.  
      • Aile, maddi ve manevi bilgilerin yeni nesillere aktarıldığı yerdir.  
      • Aile; biyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal ve hukuksal yönleri olan bir birimdir.  
      • Değerlerin, kültürün ve geleneklerin korunması ve aktarılmasında aile en önemli kurumdur.  

      Aile Kurumunun Oluşumu ve Önemi

      • Aile kurumu, genellikle nikâh temelli evlilikler ile kurulur.  
      • Evlenen çiftler yeni bir aile kurmuş sayılır.  
      • Sevgi, saygı, dayanışma ve uyuma dayalı evlilik ilişkileri, hem ideal bir aile yapısı hem de huzurlu bir toplumsal yaşam için önemlidir.  
      • Aile birliği, tüm toplumlarda geleneksel kurallar veya yasalarla korunur.  

      Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Aile

      • Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‘nda ailenin korunması önemlidir.  
      • Anayasanın 41. maddesi şöyle der: “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.“.  
      • Devlet, ailenin huzurunu, refahını ve özellikle anne ile çocukların korunmasını sağlamak için gerekli önlemleri alır.  
      • Bu madde, eşler arasındaki eşitliği garanti altına alır ve devlete aileyi koruma görevi verir.  
      • Bu sayede aile birliğinin devamı ve toplumsal huzur sağlanır.  

      Türk Kültüründe Aile ve Ocak Kavramı

      • Türklerde aileye büyük değer verilmiştir.  
      • Evlenerek yuva kurmanın toplumun devamlılığı için çok önemli olduğu İslamiyet öncesi ve sonrası dönemde de kabul görmüştür.  
      • Eski Türkler evliliği ve aileyi “ev” ve “ocak kurma” ifadeleriyle tanımlamıştır.  
      • Eski Türkler ateşi kutsal sayar ve ocaklarını çadırlarının ortasına kurarlardı.  
      • Ocak, aile yaşamının merkezinde yer alırdı ve aile bağlarını güçlendirirdi.  
      • Ocak; aileyi aydınlatması, soğuktan koruması ve doyurması nedeniyle aileyle özdeşleşmiştir.  
      • Aile ocağı“, dayanışma, sevgi ve saygı içinde yaşanan ortamı ifade eder.  
      • Ocağına incir ağacı dikmek“, birinin evini barkını dağıtmak anlamına gelir.  
      • Baba ocağı“, insanın doğup büyüdüğü evi ve aileyi ifade eder.  
      • Asker ocağı“, vatanı korumak için bir araya gelen insanları ifade eder.  
      • Sağlık ocağı“, bireyi bedensel ve ruhsal olarak koruyan kurumu ifade eder.  

      Atasözleri ve Deyimlerde Aile

      • Atasözleri ve deyimler, insan ve toplumla ilgili gözlemlerin kısa ve edebi ifadeleridir.  
      • Türklerin aile kurumuna bakışını atasözleri ve deyimlerde görmek mümkündür.  
      • Bu dil ürünleri, ortaya çıktıkları dönemin değerlerini yansıtır.  
      • Birçoğu günümüzde de geçerliliğini koruyan tespitler içerir.  
      • Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi.” atasözü, toplumsal davranış ve rollerin öğrenilmesinde anne ve babanın önemini vurgular.  
      • Evlenenle ev alana Allah yardım eder.” atasözü, evlenen ve ev yapana yardım etmenin önemini belirtir.  

      Bireyin İhtiyaçlarının Karşılanmasında Ailenin Katkıları

      • Aile, bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamada önemli rol oynar.  
      • Barınma, beslenme, kendini güvende hissetme, sevme, sevilme gibi temel ihtiyaçlar öncelikle ailede karşılanır.  
      • Ailenin en temel görevi, bireylerin fiziksel ihtiyaçlarını karşılayarak sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamaktır.  
      • Bu, barınma, sağlık, giyim, beslenme, güvenlik gibi ihtiyaçların karşılanmasıyla olur.  
      • Güçlü aile bağları, bireye psikolojik ve sosyal destek sağlar.  
      • Açık ve sağlıklı aile içi iletişim; sevgi, saygı, empati, anlayış ve güveni geliştirir.  
      • Bu sayede bireyler kendilerini güvende hisseder ve sağlıklı bir psikolojik yapı geliştirir.  
      • Sağlıklı aile ilişkileri, aidiyet duygusunu güçlendirir ve bireyin toplumla uyumlu olmasını sağlar.  
      • Ebeveynler çocukları sosyal etkinliklere, toplum hizmetlerine teşvik ederek sorumluluk, empati, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerleri kazanmalarına yardımcı olur.  

      Ailenin Ekonomik Katkıları ve Yaşam Memnuniyeti

      • Aile, bireylerin ekonomik ihtiyaçlarının karşılanmasında da önemlidir.  
      • Ev kirası, faturalar, eğitim, sağlık gibi ortak giderler genellikle ebeveynler tarafından karşılanır.  
      • Çocuklar büyüdüğünde ihtiyaç halinde ailelerine maddi yardımda bulunabilirler.  
      • Ailenin ekonomik katkısı, ailenin yapısına ve bireylerin durumuna göre değişir.  
      • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 Yaşam Memnuniyeti Araştırması‘na göre, evli bireyler evli olmayanlara göre daha mutludur.  
      • Mutluluk kaynağı olarak bireylerin çoğu tüm ailesini belirtmiştir (%67,6).  

      Bağlanma Kuramı ve Ailenin Rolü

      • Bebeklik dönemi (0-2 yaş) çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak en hızlı geliştiği zamandır.  
      • Bu dönemde sadece fiziksel ihtiyaçları değil, bakım verenle kurulan ilişki de önemlidir.  
      • Bebeğin bakım verenine karşı bir bağlanma geliştirmesi doğaldır.  
      • Bağlanma, bebek ile anne-baba arasındaki olumlu ve yardım edici duygusal ilişkidir.  
      • Yeni doğanın sosyal ihtiyacını karşılayan kişi genellikle annedir.  
      • İlk yıllarda anne ile kurulan bu bağ, çocuğun kişiliğinin önemli bir kısmını oluşturur.  

      Güvenli ve Güvensiz Bağlanmanın Etkileri

      • Bowlby‘e göre, anne ve çocuk arasındaki güvenli bağlanma, çocuğun sağlıklı psikolojik gelişimini sağlar.  
      • Bowlby, yanlış veya kesintili bağlanma ilişkilerinin kişilik problemlerine ve zihinsel hastalıklara yol açabileceğini söyler.  
      • Bu nedenle çocukluk döneminde aile ile kurulan bağın kalitesi, bireyin geleceğini etkileyebilir.  

      Ailenin İşlevleri

      • Aile kurumunun biyolojik, ekonomik, eğitimsel, psikolojik, dinî, koruyuculuk, toplumsallaşma, kültürleme gibi birçok işlevi vardır.  
      • Bu işlevler, bireylerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılar ve toplumsal düzenin işlemesine yardımcı olur.  
      • Biyolojik İşlev: Neslin devamını sağlamak ailenin temel görevidir. Evlilik, neslin devamını toplumsal kurallara uygun hale getirir.  
      • Ekonomik İşlev: Sanayi öncesi dönemde aileler üretim yapardı (tarım, hayvancılık). Sanayi sonrası dönemde ailenin üretim işlevi azalmış, ekonomik kuruluşlar daha çok rol almıştır.  
      • Eğitim İşlevi: Eğitimin temeli ailede atılır. Aile çocukların eğitiminden sorumludur. Çocuklar ailelerinden hayatı öğrenir.  

      Ailenin Diğer İşlevleri

      • Psikolojik İşlev: Ailedeki yakın ilişkiler (sevgi, saygı, güven), aile bireylerinin psikolojik olarak iyi hissetmelerini sağlar.  
      • Dini İşlev: Dini bilgiler ve değerler ilk olarak ailede öğrenilir. Aile büyükleri bu değerleri yeni nesillere aktarır.  
      • Koruyuculuk İşlevi: Aile bireyleri, maddi ve manevi zorluklara karşı birbirlerini destekler. Geleneksel toplumlarda bu işlev daha önemlidir.  
      • Toplumsallaşma ve Kültürleme İşlevi: Kişilik ailede şekillenir. Çocuk toplumsal kuralları ve kültürel değerleri ailesinden öğrenir. Toplumsal rollerle ilgili bakış açısı ailede oluşur.  

      Sosyal ve Hayati Becerilerin Kazanılması

      • Aile, sosyal ve hayati becerilerin öğrenilmesinde önemli rol oynar.  
      • Çocuklar birçok şeyi anne babalarını ve diğer aile büyüklerini gözlemleyerek öğrenir.  
      • Ebeveynler, çocuklara iyi örnek olmalı ve olumlu sosyal davranışlar sergilemelidir.  
      • Günlük yaşam bilgileri ve pratik uygulamalarla çocukların becerileri geliştirilir (örneğin, ev işlerine yardım).  

      İletişim, Problem Çözme ve Statü Kazanımı

      • Aile içinde açık iletişim, iş birliği ve empati, çocuğun iletişim ve problem çözme becerilerini güçlendirir.  
      • Bu beceriler bireyin bağımsız, başarılı ve topluma uyumlu olmasına yardımcı olur.  
      • Statü, bireyin toplum içindeki konumudur.  
      • Sosyal statü ve rollerin öğrenildiği ilk yer ailedir.  
      • Statü eğitim, ekonomik durum, meslek gibi faktörlere bağlıdır.  
      • Doğuştan gelen statüler (cinsiyet, ırk) “verilmiş statü”dür.  
      • Çaba ve başarıyla elde edilen statüler (meslek, eğitim) “kazanılmış statü”dür.  
      • Statüye bağlı olarak bireyden beklenen davranışlara sosyal rol denir.  
      • Aile, bireyin sosyal statüsünü şekillendirir ve rolleri öğrenmesini sağlar.  
      • Çocuğun sosyal statüsü, büyük ölçüde ailenin eğitim ve ekonomik durumuna bağlıdır.  
      • Aile büyükleri, ailenin tarihini ve mirasını aktararak çocuğun toplumdaki yerini anlamasına yardımcı olur.  

      Değerlerin Aktarılması ve Milli Kimlik

      • Aile, toplumsal normları ve değerleri öğreterek çocuğa yol gösterir.  
      • Değerler, bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel unsurların bütünüdür.  
      • Saygı, dürüstlük, yardımseverlik, adalet gibi değerlerin aktarılması sağlıklı bireyler ve toplum için önemlidir.  
      • Çocuk aileden öğrendiği değerlerle topluma uyumlu davranışlar sergiler.  
      • Milli ve manevi değerler toplumu güçlü kılar.  

      Ölçülü ve Dengeli Olmak (Aristoteles)

      • Aristoteles‘e göre erdem, ahlakın amacı ve mutluluğun kazanılması için tek yoldur.  
      • Mutluluk, erdemli davranmaktan ibarettir.  
      • Aristoteles’e göre ölçülü ve dengeli olmak, orta yoldan geçer.  
      • Erdemlerimiz ve değerlerimiz başkalarıyla ilişkilerimizde ortaya çıkar.  
      • Değerler aşırılıklardan uzak olmalıdır.  
      • Örneğin, adalet “orta” bir durumu gerektirir, aşırılıklardan kaçınılarak bulunur.  
      • Aristoteles’in bu görüşü felsefede “altın orta“, İslam ahlakında ise “itidal” olarak adlandırılır.  

      Atasözleri ve Değerler

      • Sevgi, saygı, vefa, adalet, dayanışma gibi değerlerin çocuğa aktarılmasında anne-babanın rolü önemlidir.  
      • Ebeveyn-çocuk ilişkisinde sorumlulukları bilmek ve yerine getirmek gerekir.  
      • Oğlan doğur, kız doğur; hamurunu sen yoğur.” atasözü, çocuğun cinsiyetinden çok iyi yetiştirilmesinin önemli olduğunu vurgular.  
      • Ağaç yaprağıyla gürler.” atasözü, insanın ailesinden ve yakınlarından güç aldığında daha başarılı olduğunu anlatır. Bu atasözü dayanışma değeriyle ilgilidir.  
      • Ata dostu oğla mirastır.” atasözü, baba dostlarının çocuğa kalan miras gibi olduğunu ve onlara yardım ettiklerini ifade eder. Bu atasözü dostluk ve vefa değerleriyle ilgilidir.  
      • Baba himmet, oğul hizmet.” atasözü sorumluluk değeriyle ilgilidir.  

      Aile Türleri ve Önemi

      • Tarih boyunca toplumların kültür ve yapılarına göre farklı aile türleri ortaya çıkmıştır.  
      • Aile türleri toplumdan topluma ve aynı toplum içinde zamanla değişebilir.  
      • Temel işlevleri benzer olsa da, aile türüne göre bireyler arasındaki ilişkiler ve sorumluluklar değişir.  
      • Aile türleri yerleşim yeri, birey sayısı ve otorite figürüne göre sınıflandırılabilir.  

      Yerleşim Yeri Esasına Göre Aile Türleri

      • Yaşanılan yere göre köy ailesi ve kent ailesi olmak üzere ikiye ayrılır.  
      • Köy Ailesi: Kırsal bölgede yaşar, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlar.  
      • Evlenen çocuklar anne babalarıyla yaşamaya devam ettiği için genellikle geniş aile türündedir.  
      • Tarım ve hayvancılık tüm aile bireylerinin ortak işidir.  
      • Meslek babadan oğula geçer, baba otoritesi ve geleneksel roller belirgindir. Akrabalık ve komşuluk ilişkileri güçlüdür.  
      • Ekonomik katkı ve soyun devamı nedeniyle çocuk sayısı fazladır. Çocuklar küçük yaşta tarlada çalışabilir.  
      • Kent Ailesi: Kentlerde yaşar, genellikle çekirdek aile yapısındadır. “Modern aile” olarak da adlandırılır.  
      • Geçimlerini sanayi ve hizmet sektöründe çalışarak sağlarlar. Çocuk sayısı azdır.  
      • Akrabalık ve komşuluk ilişkileri daha zayıftır. Temel ihtiyaçlar başkalarının üretimiyle karşılanır.  

      Birey Sayısına Göre Aile Türleri

      • Birey sayısına göre aileler; geniş aile, geçiş dönemi geniş ailesi, çekirdek aile ve yeni geniş aile olarak dörde ayrılır.  
      • Geniş Aile: Kan bağı olan birkaç ailenin bir arada yaşadığı aile türüdür. Genellikle geleneksel toplumlarda görülür.  
      • Anne, baba, evlenmemiş veya evli çocuklar ve diğer akrabalardan oluşur. Kırsal bölgelerde yaşar ve geçimini tarım/hayvancılıkla sağlar.  
      • Cinsiyet, yaş gibi özelliklere göre hiyerarşik bir iş bölümü vardır. Aile kararlarını en yaşlılar alır ve denetler.  
      • Akrabalık bağları, dayanışma ve mahremiyet güçlüdür. Birden fazla kuşak bir arada yaşar ve çok işlevlidir.  

      Geçiş Dönemi Geniş Ailesi ve Çekirdek Aile

      • Geçiş Dönemi Geniş Ailesi: Sanayileşmeyle kırsaldan kente göç sonucu ortaya çıkmıştır. Geniş ailenin çekirdek aileye dönüşme sürecidir.  
      • Kardeşlerin kurduğu yeni aileler aynı hanede değil, yakın yerlerde yaşar. “Kasaba ailesi” olarak da adlandırılır.  
      • Hem geleneksel geniş aile hem de çekirdek ailenin özelliklerini taşır. Aile bireyleri arasındaki ilişkiler hala güçlüdür.  
      • Geniş ailenin aksine ekonomik kararları kendisi alabilir.  
      • Çekirdek Aile: Sanayi Devrimi sonrası sosyal ve ekonomik değişimlerle ortaya çıkmıştır. Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşur.  
      • Genellikle kentlerde görülür ve “modern aile” veya “kent ailesi” denir.  
      • Geniş aileden farkı, işlevlerde ve birey sayısında azalma olmasıdır.  
      • Aileyle ilgili kararları çekirdek ailenin bireyleri birlikte alır, daha eşitlikçidir.  
      • İlişkiler daha yoğun ve doğrudandır, bireyler daha yakın bağlar kurar.  
      • Dayanışma ve yardımlaşma konusunda etkindirler.  

      Geniş Aile ve Çekirdek Ailenin İşlevleri Karşılaştırması

      • Biyolojik İşlev: Her iki aile türü de neslin devamını amaçlar.  
      • Psikolojik İşlev: Geniş ailede duygusal bağ güçlü, dayanışma ve “biz” duygusu ön plandadır. Çekirdek ailede “ben” duygusu belirgin olup samimi ilişkiler aile içinde karşılanır.  
      • Eğitim İşlevi: Geniş ailede eğitim ağırlıklı olarak ailede verilir, çocuk ailenin değerlerine göre yetişir. Çekirdek ailede eğitim hem ailede hem de okulda gerçekleşir.  
      • Ekonomik İşlev: Geniş ailede gelir en yaşlı erkeğin denetimindedir, ortak mülkiyet anlayışı vardır. Çekirdek aile bir üretim birimi olmaktan uzaklaşmış, anne baba evin giderlerini üstlenmiştir.  
      • Dini İşlev: Geniş ailede temel dini eğitimi aile büyükleri verir, geleneklere bağlılık güçlüdür. Çekirdek ailede geleneğe bağlılık azalmış, dini işlevi daha çok örgün eğitim kurumları üstlenmiştir.  
      • Koruyuculuk İşlevi: Geniş ailede yardımlaşma ve koruyuculuk ön plandadır. Çekirdek ailede güvenlik ve koruma işlevi kolluk güçlerine devredilmiş, devlet koruyucu politikalar geliştirir.  
      • Boş Zamanların Değerlendirilmesi İşlevi: Geniş ailede boş zamanları değerlendirme bireye yol gösterilir ve diğer aile bireyleri de ilgilenir. Çekirdek ailede birey boş zamanlarının bir kısmını aile dışındaki ortamlarda geçirir.  
      • Prestij İşlevi: Geniş ailede bireylerin statüleri ailenin konumuyla bağlantılıdır. Prestij mülkiyet veya iyi bir meslekle elde edilir.  
      • Geniş aile birçok işlevi yerine getirirken, çekirdek ailede bu işlevlerin bir kısmı azalmış veya başka kurumlara devredilmiştir.  

      Yeni Geniş Aile ve Otorite Figürüne Göre Aile Türleri

      • Yeni Geniş Aile: Boşanmış ve çocuklu bireylerin, yeni evliliklerinde önceki evliliklerinden olan çocuklarıyla birlikte yaşadığı aile türüdür. “Eklemli aile” olarak da adlandırılır.  
      • Bu aile modelinde çocuklar bazı zorluklar yaşayabilir. Özellikle Amerika ve İngiltere’de yaygınlaşmaktadır.  
      • Otorite figürüne göre aileler; anaerkil, ataerkil ve eşitlikçi aile olarak üçe ayrılır. Otorite karar alma yetkisinin kimde olduğuna bağlıdır.  

      Anaerkil Aile:

      • Otoritenin kadına ait olduğu aile türüdür.  
      • İlk insan toplulukları olan “avcı-toplayıcı” toplulukların anaerkil olduğu kabul edilir.  
      • Kadınların yiyecek topladığı, erkeklerin avlandığı bir iş bölümü vardı. Kadının doğurganlığı önemli bir etkendir.  
      • Kadın neslin devamı, çocukların büyütülmesi ve korunmasında hayati rol oynar. Üretim sürecindeki rolü de anaerkil yapıyı etkilemiştir.  
      • Anaerkil ailede kadınlar, çocukları, kardeşleri ve diğer akrabaları aynı evde yaşardı.  

      Ataerkil Aile:

      • Otoritenin erkekte olduğu aile türüdür.  
      • Yerleşik hayata geçiş, tarım ve madencilikteki gelişmelerle ortaya çıkmıştır.  
      • Erkekler üretim araçlarıyla uğraşırken, kadınlar ev işleriyle ilgilenmiştir.  
      • Kadının gıda üretiminden dışlanması ve özel mülkiyetin ortaya çıkması kadının toplumdaki yerini etkilemiştir.  
      • Ataerkil ailede bireyler babanın kurduğu ocağı devam ettirmekle yükümlüdür.  
      • Akrabalık baba soyuna göre belirlenir ve miras babadan oğula geçer. Erkek çocuk dünyaya getirmek soyun devamlılığı için önemlidir.  

      Eşitlikçi Aile

      • Sanayi toplumu sonrası çekirdek aile yapısı değişime uğramıştır.  
      • Kadının eğitim seviyesinin yükselmesi ve çalışması, kadın ve erkek rollerini farklılaştırmıştır.  
      • Kadının evin geçiminde rol oynaması, kadın-erkek eşitliğini öne çıkaran eşitlikçi aile yapısının ortaya çıkmasını sağlamıştır.  
      • Ev işlerinde daha eşitlikçi bir anlayış vardır. Erkek ev idaresi ve çocuk bakımında daha aktif rol alır.  
      • Eşitlikçi ailede saygı ve empati teşvik edilir. Aile bireylerinin duygu ve ihtiyaçlarına saygı duyulur.  
      • Her birey aile kararlarına eşit katılır. Açık iletişim ve uzlaşma sorunların çözümünü kolaylaştırır.  
      • Eğitim ve kariyer fırsatlarına eşit erişim ve destek sağlanır.  

      Gecekondu Ailesi

      • Türkiye’de 1950’lerden sonra köyden kente göçle birlikte gecekondu olgusu ortaya çıkmıştır.  
      • Büyük kentlerde yetersiz koşullarda yaşayan insanların oluşturduğu aile türüne “gecekondu ailesi” denilmiştir.  
      • Geçiş dönemi ailesi” olarak da tanımlanır. Köy ve kent ailesinin bazı özelliklerini barındırır.  

      Ailenin Toplum İçin Önemi

      • Aile kurumu, geçmişten günümüze önemini korumuştur.  
      • Aile, bireyin fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayarak daha sağlıklı ve mutlu olmasını sağlar.  
      • Bireyde ailesine ve toplumuna karşı bağlılık ve aidiyet duygusu oluşturur.  
      • Neslin devamını sağlayarak toplumun varlığını sürdürmesine yardımcı olur.  
      • Ailenin güçlü olması, toplumsal hayatın huzurlu ve düzenli işlemesi için önemlidir.  

      Sosyal Kimlik ve Kültürel Aktarım

      • Aile, bireyin sosyal bir kimlik oluşturmasında çok önemli bir rol oynar.  
      • Birey kendini üyesi olduğu sosyal gruplara göre tanımlar.  
      • Sosyal kimlik, bireyin hangi sosyal gruba ait hissettiğiyle şekillenir.  
      • Aile, bireyin sosyal kimliğinin oluştuğu ilk yerdir.  
      • Birey ailede toplumsal ve kültürel değerleri, manevi mirasları öğrenir.  
      • Aile, hangi gruplara ait olduğunu anlamasına yardım ederek çocukta “biz” bilincini oluşturur.  
      • Dil, inanç, sanat, gelenek gibi toplumsal unsurlarla ilk kez aile aracılığıyla tanışılır.  
      • Örneğin, Müslüman bir Türk ailesi, Türk dilini, kültürünü, geleneklerini ve milli-manevi değerleri aktararak çocuğun milli kimliğini geliştirir.  
      • Sosyal kimliği geliştirmenin bir yolu da sosyal topluluklara katılmaktır.  
      • Aile büyükleri, hangi sosyal yapılara katılmak gerektiği konusunda yol gösterebilir.  
      • Akraba ziyaretleri ve komşuluk ilişkileri de sosyal çevreyi genişletir.  
      • Kültürel değerler, dini inançlar, dil gibi toplumun önemli unsurları nesilden nesile aile tarafından aktarılır.  
      • Aile, bireylerin toplumsal normlara uygun davranmasını öğreterek toplumdaki düzeni korur.  
      • El öpme geleneği, toplumumuzda saygının bir ifadesidir.  

      Toplumsallaşma Sürecinde Ailenin Önemi

      • Toplumsallaşma sürecinde bireyler sürekli etkileşim içindedir.  
      • Bireyin topluma kabul edilmesi için değerler ve toplumsal kurallar gibi birçok şey öğrenmesi gerekir.  
      • Bu öğrenme süreci öncelikle ailede başlar ve çocuk doğduğu andan itibaren toplumsallaşmaya girer.  
      • Aile, sosyalleşme sürecindeki en önemli kaynaktır.  
      • Ebeveynler çocuklarını büyütürken kendi hayat görüşlerini de öğretirler.  
      • Birey büyürken aile dışında arkadaşları, öğretmenleri, komşuları ve diğer insanlarla da etkileşim kurar.  
      • Medya, televizyon, kitaplar gibi kaynaklardan da etkilenir.  
      • Bu şekilde bireyler, içinde bulundukları çevrenin görüşlerini ve kalıp yargılarını edinir.  
      • Birey edindiği kalıp yargılara göre kendi hayatını, kararlarını ve seçimlerini şekillendirmeye çalışır.  
      • Bireyin kalıp yargıları insanlara ve kendine bakışını şekillendirir.  
      • Ayrıca ileride yetiştireceği çocuklar da bu yargılarla yoğrulacaktır.  
      • Bu nedenle ailelerin kendilerini geliştirmeleri, kitap okumaları ve çocuklarının gelişimini destekleyecek etkinliklere katılmaları önemlidir.  
      • Çocuklar duyduklarından çok gördüklerini örnek alırlar. Aile evde araştırma yaparken veya okurken çocuk da bu yönde etkilenir.  
      • Çocuklara iyi ve dürüst olmaları öğütlenirken, ebeveynlerin de iş arkadaşlarına, komşularına ve yabancılara karşı duyarlı ve dürüst olmaları önemlidir.  
      • Çocuklar tam olarak ailede yoğrulur ve şekillenir.  

      Aile Kültürünün Toplumsal Yapıya Etkisi

      • Toplumsal yapı, insan ilişkilerinin sonucu olarak ortaya çıkan sosyal organizasyonlardır.  
      • Toplumsal yapının parçaları normlar, değerler, inançlar, semboller, dil gibi kültür unsurları ve toplumsal statüler, roller, gruplar, sınıflar ve kurumlardır.  
      • Bireyin toplumun normları ve değerleriyle ilk karşılaştığı yer ailedir. Aile, toplumsallaşmanın ilk yaşandığı yapıdır.  
      • Aile, toplumun daha geniş işleyişini yansıtan küçük bir modeldir.  
      • Ailenin yapısı ve kültürel özellikleri, toplumsal yapının ve ilişkilerin anlaşılmasına katkı sağlar.  
      • Aile kültürü, aile bireyleri arasındaki etkileşim, değerler, normlar ve iletişim tarzlarını içerir.  
      • Aile kültürü bireyin kişiliğini, dünya görüşünü ve toplumla iletişimini şekillendirir.  
      • Aile kültürünün toplumsal yapıyla benzerliği, güçlü bir toplum yapısının temelini oluşturur.  
      • Aile, toplumun genel normlarını, değerlerini ve beklentilerini yansıtır ve bunları aktarırken bireyin toplumdaki rolünü belirler.  
      • Rolünü toplumsal beklentilere uygun yerine getiren birey, toplumsal yapı içindeki rolüne kolay uyum sağlar.  
      • Ailenin toplumsal alandaki işlevi ve etkisi bu şekilde görülür.  
      • Ailedeki değerler, bireyin ahlaki anlayışını şekillendirir ve toplumsal normlara uyumlu bir kişilik oluşturmasına katkı sağlar.  
      • Aile kültürünün toplumsal normları ve değerleri etkileyebilecek güçlü bir rolü vardır.  
      • Aile bireyleri arasındaki iletişim tarzları toplumsal iletişim ve ilişkilere de yansır.  
      • Sağlıklı aile içi iletişim, bireyin toplumla doğru ve etkili iletişim kurmasına yardımcı olur. Bu da toplumsal dengeyi oluşturur.  

      Ailenin Değişimi ve Kurumlar Arası İlişki

      • Aile, toplumda ve dünyada meydana gelen değişimlerden en çok etkilenen kurumlardan biridir.  
      • Ailenin yapısındaki ve işlevlerindeki değişimler eğitim, ekonomi, siyaset, hukuk gibi diğer kurumları da etkiler.  
      • Kurumların birindeki değişim diğerlerinde de değişimlere yol açar.  
      • Bazı kurumlar zamanla işlevlerini kısmen veya tamamen diğer kurumlara devredebilir.  
      • Örneğin, Sanayi Devrimi ile çekirdek ailenin ortaya çıkması, geleneksel geniş ailenin bazı işlevlerinin azalmasına ve diğer kurumlarca üstlenilmesine neden olmuştur.  
      • Geleneksel geniş ailede herkes üretim sürecine katkıda bulunurken, çocuk eğitimi daha çok aile büyükleri tarafından verilen mesleki beceriler şeklindeydi.  
      • Modern çekirdek aile döneminde çocukluk döneminin önemi fark edildi.  
      • Çocuğun bakım, güvenlik, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasında ailenin yanı sıra başka kurumlar da devreye girmeye başlamıştır.  

      Çocuk Bakımında Kurumların Rolü

      • Günümüzde çocuk yuvası, kreş, gündüz bakımevi, çocuk evi, yetiştirme yurdu, özel çocuk kulübü, çocuk destek merkezi gibi sosyal hizmet kuruluşları, çalışan ebeveynlere ve korunmaya muhtaç çocuklara destek sunar.  
      • Bu kurumlar çocukların günlük bakımını karşılar, bilişsel, sosyal, duygusal ve motor becerilerinin gelişimine yardımcı olur.  
      • İlk ve ortaöğretim kurumları da çocuğun topluma uyumlu, yaratıcı ve sorumlu bireyler olarak yetişmesi için eğitim öğretim faaliyetleri yapar.  
      • Bu okullarda akademik bilginin yanı sıra sosyal-duygusal öğrenme becerileri de geliştirilir.  
      • Herhangi bir kuruma gidemeyen veya yetersiz destek alan çocukların ihtiyaçları bazı kuruluşlar tarafından karşılanır.  
      • Bu kuruluşlar aileye maddi yardım, çocuk bakımı, eğitim bursu, spor ve sanat etkinlikleri gibi hizmetler sunar.  

      Yaşlı Bakımında Kurumların Rolü

      • Ailenin bazı işlevlerinin kurumlara devredilmesine bir diğer örnek yaşlı bakımıdır.  
      • Geleneksel geniş ailede yaşlı bakımı aile tarafından yapılırken, günümüzde bu durum değişmektedir.  
      • Doğum oranlarının azalması ve yaşam süresinin artması yaşlı nüfus oranını artırmıştır.  
      • Bu durum yaşlı bakımını önemli bir konu haline getirmiştir.  
      • Devletler, ekonomik ve sosyal desteğe ihtiyacı olan yaşlılara yönelik politikalar geliştirmiştir.  
      • Yaşlı bireyin bakımını üstlenen aile bireylerinin çalışması, bakım hizmetlerinin kurumlarca devralınmasını zorunlu kılmıştır.  
      • Devlet veya özel kuruluşlar; huzurevi, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezi gibi kurumlar veya “evde bakım” gibi hizmetlerle yaşlı bakımını aileden devralmıştır.  
      • Bakım ve desteğe ihtiyacı olan yaşlılar çeşitli hizmetlerden yararlanır.  

      Türk Aile Yapısındaki Değişimler ve Sosyal Problemler

      • Türk aile yapısı ve kültürü, tarihsel süreçte toplumsal değişimlere bağlı olarak birçok alanda dönüşüm geçirmiştir.  
      • Küreselleşmenin toplumsal yaşama etkisi, aile yapısını ve kültürünü de önemli ölçüde etkilemiştir.  
      • Günümüz Türk aile yapısı değişime uğrasa da, Avrupa tipi aile yapısından farklılık gösterir.  
      • Avrupa tipi çekirdek aile kültürel olarak sekülerdir ve sınırlı akrabalık ilişkileri vardır.  
      • Türk çekirdek ailesi ise mekan olarak ayrı olsa da akrabalık ilişkileri ve etkileşimleri açısından geniş aile özelliklerini taşır. Bu durum Türk toplumsal yapısının özelliklerinin bir yansımasıdır.  
      • Günümüz Türk ailesi, bireyselleşme ve tüketim kültürünün etkisi altındadır.  
      • Buna bağlı olarak Türk ailesinde boşanmalar artmakta, doğum oranları azalmakta ve tek ebeveynli aile görülme sıklığı yükselmektedir.  
      • Dolayısıyla aileye yönelik yeni sosyal problemler ortaya çıkmaktadır.  
      • Bu sosyal problemlerin gelecekte nereye evrileceğini tahmin etmek ve önleyici politikalar geliştirmek toplumsal yapıyı korumada etkili olacaktır.  
      • Aile kültüründe yaşanan olumsuz değişimler sosyal problemlere yol açabilir. Bu problemlerin çözümü için sosyal, ekonomik ve demografik politikalar geliştirilebilir.  

      İlk yorum yapan olun

      Bir yanıt bırakın

      E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


      *