Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf
RUMELİ’DE GENİŞLEME
BİZANS’LA UZLAŞMA VE RUMELİ’YE GEÇİŞ
OSMANLI DEVLETİ’NİN RUMELİ VE BALKANLARDA HÂKİMİYET KURMASINDAKİ ETKENLER
OSMANLILARIN RUMELİ’DE İSKÂN SİYASETİ
BİZANS’LA UZLAŞMA VE RUMELİ’YE GEÇİŞ
(Orhan bey 1326- 1362)
1345 yılında Bizans’ta Saray Bakanı Kantakuzenos (Kantakuzen) ile İmparator Yuannis arasında taht kavgaları yaşanıyordu.
Bu durum karşısında Kantakuzenos, Orhan Bey’den askerî yardım istedi ve karşılığında kızı Thedora’yı (Tedora) Orhan Bey’e gelin vermeyi, dolayısıyla Osmanlı Devleti ile akraba olmayı önerdi.
Orhan Bey teklifi kabul etti ve oğlu Süleyman Paşa komutasındaki kuvvetleri Kantakuzenos’a yardım amacıyla gönderdi. Böylece Kantakuzenos, Osmanlı yardımı sayesinde Bizans tahtına çıktı (1347).
Bizans imparatoru daha sonra Balkanlarda çıkan ayaklanmaların bastırılması için Orhan Bey’den zaman zaman yardım istedi.
Bu yardımlara karşılık Çimpe Kalesi’ni Osmanlı Devleti’ne askerî üs olarak verdi (1353). Çimpe Kalesi’nin alınması ile Rumeli’ye ilk adım atılmış oldu.
BİZANS’LA UZLAŞMA VE RUMELİ’YE GEÇİŞ
Yıldırım Bayezid 1391 yılında İstanbul’u kuşattı. Bu amaçla
Anadolu Hisarı’nı (Güzelcehisar) yaptırdı. Ancak Niğbolu Savaşı (1396) yüzünden kuşatmayı kaldırdı.
Yıldırım Bayezid, daha sonra ikinci kez İstanbul’u kuşattı (1402). Bu kez Anadolu’da Timur tehlikesi ortaya çıkınca İstanbul kuşatmasını yine kaldırmak zorunda kaldı ve Bizans’la bir antlaşma yaptı. Anlaşmaya göre:
İstanbul’da bir Türk mahallesi kurulacak ve bir cami inşa edilecek.
Türklerin davalarına bakmak için bir Türk kadı tayin edilecek; Bizans, her yıl Osmanlı Devleti’ne 10 bin düka vergi ödeyecekti.
Bu antlaşma ile Bizans, Osmanlı Devleti’nin siyasi üstünlüğünü kabul etmiş oldu.
OSMANLI DEVLETİ’NİN RUMELİ VE BALKANLARDA HÂKİMİYET KURMASINDAKİ ETKENLER
(I. Murad 1362-1389)
I. Murat Dönemi’nde, Edirne fethedildi (1363)
Osmanlı Devleti’nin başkenti yapıldı.
XIV. yüzyılın başlarında Rumeli ve Balkanlarda siyasi, sosyal ve dini belirsizlikler söz konusuydu.
Bölgede Bizans’tan başka Sırp, Bulgar, Arnavut krallıkları; Eflâk ve Boğdan voyvodalıkları; Bosna ve Hersek prenslikleri yer alıyordu.
Bölge halkları feodal beylerle krallar arasındaki çekişmelerin ortasında kalmıştı. Ayrıca veba salgını yüzünden nüfus azalmıştı.
Balkanlarda Sırp Krallığı ile Bizans’la sürekli mücadele hâlindeydi.
Ortodoks, Katolik ve Bogomil adındaki Hristiyan mezhepleri arasında sürekli çatışmalar yaşanıyordu.
Sultan I. Murad 1364 yılında birleşik Haçlı ordusuna karşı
Sırpsındığı Zaferi’ni kazandı. Ayrıca Haçlı ittifaklarıyla
yapılan Çirmen Savaşı (1371) ve I. Kosova Savaşı (1389
Osmanlı Devleti’nin lehine sonuçlandı.
I. Bayezid (Yıldırım) Dönemi’nde Haçlılarla yapılan 1396 Niğbolu Savaşı’nı Osmanlı Devleti kazandı. Niğbolu Zaferi’nden sonra uzun yıllar Osmanlı Devleti’ne karşı Haçlı ittifakı kurulamadı.
II. Murad Dönemi’nde ise Haçlı ittifakıyla yapılan Varna Savaşı (1444) ve II. Kosova Savaşı (1448) sonucunda Balkanlarda Osmanlı egemenliği kalıcı hâle geldi.
Bu savaşlar sonrası Osmanlılar fethedilen bölgelerdeki halka zarar vermediler. İstimâlet (hoşgörü) anlayışı ile hepsinin gönlünü aldılar. Osmanlı’nın adaleti huzur ve güven getirdi.
Osmanlı Devleti’nin Rumeli ve Balkanlarda hâkimiyet
kurmasında da maneviyata değer veren şeyh ve dervişlerin aktif rolleri oldu.
Şeyh ve dervişler, Balkanlarda kurmuş oldukları zaviye ve tekkeler aracılığı ile gayrimüslim halkı etkilediler.
Bunun yanında şeyh ve dervişler zaman zaman fetih hareketlerine de katılarak askere manevi güç verdi.
Şeyh ve dervişlerin bölgede kurdukları tekke ve zaviyelerin etrafında zamanla mahalle ve köyler oluştu. Buralar birer din, kültür ve sanat merkezleri hâline geldi.
Dolayısıyla şeyh ve dervişler sadece din adamları olarak değil, aynı zamanda toprağı işleyen, köy kuran, sanat ve ilim yapan şahıslar olarak önemli görevler üstlendi.
OSMANLILARIN RUMELİ’DE İSKÂN SİYASETİ
Osmanlı Devleti, fethedilen yerlere Türk kimliği kazandırmak için öncelikle buralarda Türk nüfusun artırılmasına önem verdi.
Anadolu’da konar-göçer yaşayan Türk topluluklarını ve bazı meslek erbaplarını Rumeli’de fethedilen yerlere yerleştirdi.
Yerli halkın inançlarına, dillerine, gelenek ve göreneklerine karışmayarak onları kültürlerini yaşamalarında serbest bıraktı. Ayrıca onlardan tekfurların aldığı vergilerden daha azı alındı.
Osmanlı Devleti, Rumeli’de yaptığı fetihleri kolaylaştırmak için ordunun geçeceği önemli yolları, geçitleri ve şehirleri askerî açıdan güvence altına alarak bu strarejik noktaların da Türkleştirmesine özel önem verdi.
Rumeli’de imar faaliyetleri yapılarak cami, yol, köprü,
medrese, çeşme ve hastanelerle bölgeye Türk İslam kimliği kazandırıldı.
Osmanlı Devleti, Rumeli’de uyguladığı iskân siyasetinde bazı kurallara dikkat etti.
Göçmenlerin, yeni yerleşim bölgelerine yakın yerlerden olmasına çalışıldı. Böylece uzun yol eziyeti ve iklim farklılıklarının etkisi en aza indirildi.
Ayrıca Anadolu’da aralarında husumet ve anlaşmazlık bulunan ailelerden bir kısmı Rumeli’ye göç ettirilerek ülkede sosyal düzen ve huzur sağlanmaya çalışıldı.
kaynakça gimem lazım yazarı yok ne olarak girmem gerekiyor
siteyi yaaz