Tarih Kursu Ders Notları TIMAR SİSTEMİ VE TIMARLI SİPAHİLER – TARİH 10 3. ÜNİTE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SAVAŞÇILAR VE ASKERLER 2. KONU

TIMAR SİSTEMİ VE TIMARLI SİPAHİLER – TARİH 10 3. ÜNİTE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE SAVAŞÇILAR VE ASKERLER 2. KONU

Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf


TIMAR SİSTEMİ VE TIMARLI SİPAHİLER


TIMAR SİSTEMİ VE ÖZELLİKLERİ
OSMANLI ORDUSU
TIMAR SİSTEMİ

TIMARLI SİPAHİLER

TIMAR SİSTEMİ VE ÖZELLİKLERİ

Osmanlı toplumu sosyal bakımdan yönetenler (askerîler) ve yönetilenler (reaya) olmak üzere ikiye ayrılırdı. Ancak sınıf ayrımı söz konusu değildi. 
Devlete hizmet karşılığı reayadan askerî sınıfa geçmek mümkündü. 
Osmanlı Devleti’nde yönetenler (askerîler), padişahın kendilerine idari, askerî, adli ve dinî yetki tanıdığı devlet görevlilerinden oluşurdu.
Askerî sınıf reaya gibi vergi yükümlüsü değildi. 
Osmanlı Devleti’nde yönetenler grubunda yer alan seyfiye (kılıç sahibi) anlamına gelirdi ve askerî sınıfı temsil ederdi. 
Divândaki temsilcileri vezir-i âzam, vezirler ve kaptanıderya idi. Taşradaki temsilcileri ise beylerbeyi, sancak beyi gibi üst düzey askerî yöneticilerdi. 

TIMAR SİSTEMİ 

Osmanlı Devleti, Anadolu ve Rumeli’de fethettiği toprakları 
devlete bağlı arazi olarak tahrir defterlerine kaydetmek suretiyle tapulaştırırdı.
Tahrir defterlerine kaydedilen bu araziler, mirî yani devlet arazileri olarak adlandırıldı. 
Osmanlı Devleti, bu mirî arazileri dirlik adı verilen bölümlere ayırırdı. Bu dirlikler, üzerinde yaşayan çiftçiler, toprağı ekip biçer ve vergi öderlerdi. 
Tımar sistemine göre devlet, kendisine ait olan bu vergilerin toplama hakkını başta yönetenler (askerîler) olmak üzere savaşlarda üstün başarılar göstermiş olanlar ile diğer devlet görevlilerine (kâtip, kadı vs.) bırakırdı. 
Buna karşılık tımar sahipleri, tasarruf ettikleri yerin yıllık gelirine göre yeme, içme, silah ve at gibi her türlü ihtiyaçları kendilerine ait olmak üzere atlı askerler yetiştirirdi. 
Tımar sahipleri bu hizmetlerine karşılık bir çok vergiden de muaf tutulurlardı.


TIMAR SİSTEMİNİN FAYDALARI

Osmanlı Devleti, tımar sistemi ile devlet hazinesinden para ayırmadan 
Osmanlı ordusunun taşradaki en kalabalık grubu olan eyalet askerlerini oluşturmuştur. 
Tarım arazilerinin sürekli işlenmesini sağlayarak üretime süreklilik kazandırdı. 
Toprak gelirleriyle memur maaşları karşılanmış, vergiler düzenli toplanmıştır.
Tımar sistemi ile savaşa hazır askerler (tımarlı sipahiler) yetiştirildi. 
Tımar sahipleri bulundukları yerlerde güvenliği sağlayarak devlet otoritesini güçlendirdi. 
Bütün bunların yanında konar-göçer Türkmenlerin, büyük ölçüde yerleşik hayata geçmesi sağlandı ve yerli halka zarar vermeleri de önlendi.
TIMARLI SİPAHİLER

Tımarlı sipahiler, Osmanlı ordusunun en önemli 
ve en kalabalık atlı kuvvetleri idi. 
Tımar sahiplerinin vergi gelirine göre beslemek zorunda oldukları bu atlı askerlere “cebelü” de denirdi. 
Tımarlı sipahileri, has, zeamet ve tımar sahipleri besledikleri için devlete ekonomik yönden yük olmazlardı. 
Devletten maaş almaz, ganimet elde etmezlerdi. 
Tımarlı sipahiler bağlı bulunduğu bölgede reayadan vergileri toplarlardı. 
Tımarlı sipahilerin yıllık gelirleri, hizmet kıdemlerine göre bin ile yirmi bin akçe arasında olurdu.
Tımarlı sipahiler, Türk ve Müslümanlardan oluşurdu.

Eyaletlerdeki her sancağın tımarlı sipahileri bölüklere ayrılırdı. 
Her bölüğün başında alay beyi, subaşı, çeribaşı, bayraktar 
ve çavuş denilen zabitler bulunurdu. 
Her on bölük bir alay beyinin kumandası altındaydı.
Her alayda güvenlikten sorumlu olarak üç dört subaşı bulunurdu. 
Subaşıların barış zamanı en önemli görevleri, bulundukları bölgenin asayiş ve huzurunu sağlamaktı.
Özürsüz olarak sefere katılmayan sipahinin dirliği elinden alınır, savaşlarda yararlık gösterenlerin dirliklerine ise zam yapılırdı. 
Tımarlı sipahilerin onda biri, sefer esnasında bulundukları bölgenin asayiş ve güvenliğini sağlar, sefere giden arkadaşlarının işlerini üstlenirlerdi. 
Sefere çıkan sipahiler o kışı savaş bölgesinde geçirecekse, aralarından bazıları bölgelerine giderek arkadaşlarının tımar gelirlerini alıp getirirdi. Bunlara “harçlıkçı” denirdi.
Vefat eden tımarlı sipahinin dirliğinin bir kısmı, varsa oğluna; oğlu olmayanın tımarı ise alay beyi tarafından uygun birine verilirdi.
Tımarlı sipahiler, işlevsel ve hızlı olduklarından Osmanlı Devleti için oldukça önemli bir yere sahipti.
Bazı dönemlerde tımarlı sipahileri Yeniçerilere karşı denge sağlayan bir faktör olarak kullandı.
Osmanlı Devleti tımarlı sipahileri, merkezî otoritenin ve saltanatın alternatif koruyucuları olarak gördü.








Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post