Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf
ANADOLU’NUN İSLAMLAŞMASI
SÛFÎLER VE ÂLİMLERİN ÖĞRETİLERİNİN ANADOLU’NUN İSLAMLAŞMASINA ETKİLERİ
Hoca Ahmet Yesevi
Hacı Bektâş-ı Veli
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Ahi Evran
Yunus Emre
Hacı Bayrâm-ı Veli
SÛFÎLER VE ÂLİMLERİN ÖĞRETİLERİNİN ANADOLU’NUN İSLAMLAŞMASINA ETKİLERİ
Anadolu’nun İslamlaşması bir dönemde meydana gelmiş
ve kısa süre içinde sona ermiş bir olgu değildir.
Türklerin İslamiyet’i kabulüyle başlayan ve XII. yüzyılda gelişimini tamamlayan tasavvuf düşüncesi ve bu düşüncenin mirasçıları Anadolu’nun İslamlaşmasında büyük bir rol üstlendiler.
XIII. yüzyıl başlarından itibaren ise Orta Asya’nın maruz kaldığı Moğol İstilası’nın ardından kaçan birçok Türk boyu Anadolu’ya sığındı.
Bunun neticesinde Anadolu tam bir kültür merkezi hâlini aldı.
Hoca Ahmet Yesevi, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Veli, Ahi Evran, Yunus Emre ve Hacı Bayrâm-ı Veli gibi pek çok sûfi ve âlim bu devirde yetişmiş ve öğretileriyle halkın yaşamına ışık tutmuşlardır.
Hoca Ahmet Yesevi
Pirî Türkistan olarak anılan Hoca Ahmet Yesevi , Divân-ı Hikmet adlı eseriyle İslamiyet öğretisinde söz sahibi oldu.
O, İslam medeniyetine girmeye başlayan Türk boylarına İslami bilgileri öğretti.
Birçok derviş yetiştirerek onları manevi fetihler için Anadolu’ya gönderdi. Anadolu’nun İslamlaşmasında büyük rol oynadı.
Hacı Bektâş-ı Veli
Hoca Ahmet Yesevi’nin kurmuş olduğu “Yesevîlik Tarikatının Anadolu’daki en büyük uygulayıcılarından olan Hacı Bektâş-ı Veli, Anadolu’da bir zaviye kurarak halkı aydınlatmaya çalıştı.
Fikirlerini “Makalat” adlı eserinde topladı.
Halifelerini Balkanlara, Rumeli’ye göndererek, buradaki halkın İslamlaşmasına katkı sağladı.
Bu dervişler geçtikleri yollar üzerinde rastladıkları dağlara, nehirlere Orta Asya’da bıraktıkları coğrafi yer isimlerini vererek bu toprak parçalarına Türk damgasını vurdu.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
XII. yüzyıldan itibaren Anadolu şehirlerinde
Müslümanlarla Hristiyanlar bir arada yaşamaya başladı.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ise öğretileri ile tüm insanlığa kucak açmıştır.
Nitekim Mevlânâ, vefat ettiği zaman, Konya’nın yalnız Müslümanları değil Hristiyan, Yahudileri de cenaze merasimine iştirak etti.
Mevlânâ Celâleddîn-î Rumî; öğretisinde insanlara iyiliği, alçak gönüllüğü, cömertliği, merhametli ve doğru olmayı öğütlemiştir.
Her türlü sevgisizliğe, kötülüğe, bağnazlığa karşı İslami ve insani ilkeleri şiir ve musiki içinde birleştirip dile getiren Mevlânâ, etkisini yüzyıllarca sürdürmüştür.
Ahi Evran
Ahiliğin kurucusu ve aynı zamanda esnaf ve sanatkârın lideri olan Ahi Evran Türk ve İslam dünyasının önemli sofilerindendir.
Türkiye Selçuklu Devleti’nden de destek gören Ahi Evran, Kayseri’de Fütüvvet teşkilatından esinlenerek ilk Ahi teşkilatını burada kurdu.
XIII. yüzyıldan itibaren Ankara ve Kırşehir’de toplanan Ahiler, kısa sürede Selçuklu şehirlerine yayıldılar.
Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda etkili oldular. Nitekim Osman Bey, dönemin Ahi teşkilatı lideri Şeyh Edebali’nın kızıyla evlenerek, Ahilik teşkilatının desteğini almıştı.
Yine Bursa’nın fethi sırasında Şeyh Edebali’nin yeğeni Ahi Hüseyin’i yanına alan Orhan Gazi, Ahi teşkilatıyla irtibatını geliştirmiştir.
Dolayısıyla ahiler, Osmanlı Devleti’ne hem askerî, hem de manevi açıdan büyük destek vermişlerdir.
Yunus Emre
Anadolu’da yetişen ve engin hoşgörülüğü ile bulunduğu bölgede insanlara etki eden Yunus Emre, XIII. yüzyılın ikinci yarısında, Türkiye Selçuklularının son dönemlerinde yaşamış bir sûfi idi.
Farsça ve Arapçanın genel kabul gördüğü bir dönemde, duygu ve düşüncelerini sade bir Türkçe ile yazmıştır.
Yunus, öğretilerinde bütün insanlığı ilahi aşka, kardeşliğe, merhamet ve şefkate davet etmiş; insan olmanın, kendini bilmenin, Allah’a ulaşmanın şartlarını ve yollarını anlatmıştır
Hacı Bayrâm-ı Veli
Anadolu’nun İslamlaşmasında rol oynayan sûfilerden biri de Hacı Bayrâm-ı Veli’dir.
O, bilim ve tasavvufu birleştirmeyi başardı. İslamiyet’i iyice anlayarak, önce müderris oldu, medreselerde birçok öğrenci yetiştirdi.
Sonra da tasavvuf yolunda ilerledi. O, sevenlerini el emeği ile geçinmeye ve el sanatlarını öğrenmeye yönlendirdi.
Herkese çalışma tavsiyesinde bulundu.
Anadolu’ya gelen konar-göçer Türkmenlerin yerleşik hayata geçmelerine büyük katkı sağladığı gibi; fikirleriyle Anadolu’da Türk ve İslam birliğini sağlanmasında büyük rol oynadı.
İlgili