Tarih Kursu Ders Notları,inkılap ders notları İŞGALLERİN BAŞLAMASI VE MİLLÎ MÜCADELEYE HAZIRLIK, 2. ÜNİTE MİLLÎ MÜCADELE 1. KONU

İŞGALLERİN BAŞLAMASI VE MİLLÎ MÜCADELEYE HAZIRLIK, 2. ÜNİTE MİLLÎ MÜCADELE 1. KONU

Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders notları, Tarih ders notları, tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf

İÇİNDEKİLER

İŞGALLERİN BAŞLAMASI VE MİLLÎ MÜCADELEYE HAZIRLIK



Ateşkes Dönemi


İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)

Kuvay-ı Millîye Direnişi: Bağımsızlık Ruhu
Cemiyetler: Direniş ve Kurtuluş Yolları Arayışı 
Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler
Millî Varlığa Düşman Cemiyetler
Millî Cemiyetler
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)



Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)


Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)

Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
Amasya Görüşmeleri (20–22 Ekim 1919)
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelmesi (27 Aralık 1919) 
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Millî (12–28 Ocak 1920)
İstanbul’un Resmen İşgali (16 Mart 1920)

İŞGALLERİN BAŞLAMASI VE MİLLÎ MÜCADELEYE HAZIRLIK

Mütareke Dönemi
– I. Dünya Savaşı’nın yenik devletlerine imzalatılacak olan barış anlaşmalarının hazırlanması için toplanan Paris Barış
Konferansı’nda İzmir ve çevresinin Yunanistan tarafından işgal edilmesi kararlaştırılmıştı.
– İtilaf Devletleri, Paris Barış Konferansı’ndan önce, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının hemen
ardından antlaşmanın 7. maddesine dayanarak işgallere başlamışlardı.
– İlk olarak Musul, İngilizler tarafından işgal edilmişti.
– Fransızlar da Hatay’ın Dörtyol ilçesini işgal etmişlerdi.
– Fransızlara karşı, silahlı ilk halk direniş hareketi de başlamıştı.

İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)
– İngiltere’nin büyük desteği neticesinde Paris Barış Konferansı’nda, Yunan ordusunun İzmir’i işgali kararlaştırıldı.
– İstanbul Hükûmeti’ne bu işgalin Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7. maddesi gereğince yapılacağı bildirildi.
– Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nden gelen emirler gereği, İzmir Valisi İzzet Bey ve Kolordu Komutanı Ali Nadir
Paşa’dan işgal hareketine karşı koymamaları ve işgal kuvvetlerine karşı gereken kolaylığın gösterilmesi istendi.
-15 Mayıs 1919 sabahında, bir İngiliz gemisinin desteğindeki Yunan ordusu İzmir’e asker çıkardı.
– Hukuk-u Beşer gazetesi yazarı Hasan Tahsin, silahını ateşleyerek Yunan bayrağını taşıyan askeri vurdu.
– İzmir’de ilk silahlı direniş başlarken Hasan Tahsin de şehit düştü.
– Yunanlılar, Aydın, Nazilli, Akhisar ve Ayvalık’ı işgal etti.
Kuvay-ı Millîye Direnişi: Bağımsızlık Ruhu
– Kuvay-ı Millîye, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra, vatanı işgal eden düşmanla ve azınlık faaliyetlerine karşı
çarpışan silahlı grupları ve onlara maddi, manevi ya da fikirsel yardımda bulunan herkesi kapsamaktadır.
Cemiyetler: Direniş ve Kurtuluş Yolları Arayışı 
– İtilaf Devletleri bir yandan işgal ettikleri yerleri genişletirken, diğer yandan da Anadolu ve Trakya’da bağımsızlık
elde etme emeliyle harekete geçen azınlıkları kışkırtıyor ve kullanıyorlardı.
Bu girişimlere karşı kurulan Müdafaa-i Hukuk-u Millîye Cemiyetleri ile bir taraftan siyasi faaliyetler başlarken, diğer
taraftan Kuvay-ı Millîye adı altında askerî kurumlar oluşturulmaya başlandı.

Kuruluş amaçları yönünden ele alındığında üç grup cemiyet oluştu.
I-Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler
– Rum, Ermeni ve Museviler tarafından kurulan bu cemiyetlerin ortak amacı, dağılan Osmanlı İmparatorluğu
topraklarından pay almak ve kendi devletlerini kurmaktı.
Mavr-i Mira (Kara Gün) Cemiyeti :
– Megalo İdea (Büyük Ülkü) amacıyla hareket ediyordu. Ana hedefi Bizans İmparatorluğu sınırlarına yeniden
ulaştırmaktı.
– Yunan Kızılhaçı, Göçmenler Cemiyeti ve Rum İzcilik Okulu tarafından destekleniyordu.
Etnik-i Eterya :
– 1821’de Yunan isyanını Patrikhane ile birlikte çıkaran cemiyettir.
– Mütareke Dönemi’nde Batı Anadolu’da Rum nüfusunun artırılması ve Trabzon dolaylarında Pontus Rum
Devleti’nin kurulması için çalışmıştır.
Pontus Rum Cemiyeti :
– Doğu Karadeniz kıyılarında bir Pontus Devleti kurulması düşüncesi, Yunanistan’ın bağımsızlığını elde ettiği yıllara
kadar gitmektedir.
– Yunan Megalo İdeası’nın (Büyük Ülkü) hedeflerinden biridir.
– Misyonerlik faaliyetleri de yürüten Merzifon Amerikan Kolejinin etkisiyle 1904’te Pontus Cemiyeti kuruldu.
– İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi ve ona bağlı kiliseler, Pontus Devleti kurma girişimine hız verdiler.
– Ruslar, Rum çetelerinin de yardımıyla Trabzon başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin bir kısmını işgal ettiler.
– Pontus sorunu, Lozan Barış Antlaşması ile tarihe karışmış olmasına rağmen, Yunanistan yapay olarak Pontus
meselesini gündeme getirmeye devam etmiştir.
– 1985 yılından itibaren sözde “Pontus Soykırımı” iddialarına hız vermiş, 19 Mayıs gününü sözde “Pontus Soykırımı’nı Anma Günü” olarak kabul eden tarihî gerçeklerle uyuşmayan bir yasa çıkarmıştır.

Taşnak Sütyun ve Hınçak Cemiyetleri :
– Amaçları Doğu Anadolu’da ve Çukurova yöresinde Ermeni Devleti kurmaktı.
– Ermeni Patriği Zaven Efendi tarafından yönetilen Hınçak Komitesi, Mavri Mira Cemiyeti ile de iş birliği yaptı.
Alyans İsrailit ve Makabi Cemiyetleri :
– Bu cemiyetlerin amacı Filistin’de İsrail Devleti’nin kurulmasını sağlamaktı.
– Osmanlı Devleti’nde yaşayan Yahudilerin ticari çıkarları için uğraşmıştır.
Millî Varlığa Düşman Cemiyetler
– Millî varlığa düşman cemiyetlerin çoğu İtilaf Devletleri’nin, özellikle de İngilizlerin desteğiyle kurulmuş ve yönlendirilmişlerdir.
– Halkın gücüne dayanarak bağımsızlığın sağlanabileceğine inanmadıkları için İstanbul Hükûmeti’nin politikalarını
desteklemişler ya da güçlü bir devletin manda ve himayesini istemişlerdi.
– Bu cemiyetlerin faaliyetleri millî birliği bozucu sonuçlar doğurmuştur.
Kürt Teali Cemiyeti :
– İngilizlerin desteği ile İstanbul’da kurulan bu cemiyetin amacı, bağımsız bir Kürt devleti kurmaktı.
İslam Teali Cemiyeti :
– İstanbul’da bazı medrese hocaları önderliğinde kurulan bu cemiyetin amacı, hilafet ve saltanatı güçlendirerek
kurtuluşu sağlamaktı.
Wilson Prensipleri Cemiyeti :
– Halide Edip, Ahmet Emin, Refik Halit gibi Osmanlı aydınları tarafından kurulan cemiyet, kurtuluşun ancak Amerika
mandasına girmekle mümkün olabileceğini savunuyordu.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti :
– İngilizlerin desteği ile İstanbul’da kurulmuştur.
– Sadrazam Damat Ferit Paşa ve bazı devlet adamlarınca desteklenmiştir.
– Cemiyetin ana gayesi, Osmanlı ve İngiliz dostluğunu güçlendirmek ve İngiltere’nin koruyuculuğu altına girmeyi
sağlayabilmektir.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası :
– 1911’de İttihat ve Terakki’ye karşı olanların kurduğu partidir.
– Anadolu’da başlayan kurtuluş hareketini İttihatçıların işi olarak gördükleri için bu harekete karşı çıkmışlardır.
Sulh ve Selamet-i Osmani Fırkası :
– Ulemadan bir grup tarafından İstanbul’da kurulmuştur.
– Ülkenin kurtuluşunun ancak padişah ve halifenin emirlerine mümkün olacağını savunmuşlardır.

Millî Cemiyetler
– İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7. Maddesini hukukî dayanak göstererek, ülkenin çeşitli yerlerine asker çıkarmaya başladılar. Bu gelişmelerden cesaret alan azınlıklar da kendi emelleri doğrultusunda harekete geçerek, Türklere karşı taşkınlıklarını arttırdılar. İstanbul Hükûmeti’nin bu duruma sessiz kalması karşısında Türk aydınları harekete geçtiler. Vatanı koruma ve bağımsız yaşama isteği doğrultusunda cemiyetler kurdular.
Bölgesel amaçlı kurulan bu cemiyetlerin ortak bazı özellikleri Şunlardır:
1. Bölgelerinin Türklüğünü kanıtlamak çabasındaydılar. Bunun için de tarihsel gerçeklerle birlikte nüfus çoğunluğuna
önem vermişlerdir.
2. Wilson İlkeleri’nin 12. Maddesinden yararlanmak istemişlerdir.
3. Bölge halkının desteğini ve birliği sağlamak için geniş katılımlı kongreler düzenlemişlerdir.
4. Haklarını savunmak, isteklerini iletmek için Paris Barış Konferansı’na ve İstanbul’daki İtilaf Devletleri
temsilcilerine heyetler göndermişlerdir.
5. Bölgelerini işgalcilere ve azınlıklara karşı savunmuşlardır.
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : (1918)
– Merkezi: Edirne’dir.
– Amacı: Trakya’daki Rum taşkınlıklarını engellemek, bu bölgenin Yunanistan’a katılmasını engellemektir.
– Edirne ve Lüleburgaz’da kongre yapmışlardır.
– Trakya’da bağımsız bir Türk devletinin kuruluşunu gerçekleştirmişler, sonra Anadolu hareketine katılmışlardır.
– Basın yolu ile Trakya’nın Türk yurdu olduğunu duyurmaya çalışmışlardır.
Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti) :
– Merkezi İstanbul’dadır. Anadolu’nun doğusunda bir Ermeni Devleti kurulması planlarını önlemek ve bölge halkının
haklarını savunmak için mücadele etmişlerdir. Erzurum Kongresi, bu cemiyet tarafından düzenlenmiştir.
İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti :
– İzmir’de kurulmuştur.
– İzmir ve Ege Bölgesi’nin Türklere ait olduğunu dünyaya kanıtlamak ve bölgenin Yunanistan’a verilmesini önlemek
amacıyla mücadele etmiştir.

İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti :
– Önce Müdafaa-i Hukuk adını taşıyan bu cemiyet, İzmir’in Yunanistan tarafından işgal edileceğinin öğrenilmesi
üzerine kurulmuştur. Bu işgale karşı silahlı mücadeleyi başlatmıştır.
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Millîye Cemiyeti :
– Trabzon ve civarının Rumlara verilerek bu bölgede Pontus Rum Devleti’nin kurulmasını önlemek; işgallere ve
Pontus çetelerine karşı silahlı direnişte bulunmak üzere kurulmuştur.
– Erzurum Kongresi’nin toplanmasında Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birlikte önemli rol oynamıştır.
Kilikyalılar Cemiyeti :
– Merkezi İstanbul’dur.
– Adana ve çevresini işgal eden Fransızlar ve Fransız ordusunda yer alan Ermenilerin saldırılarına karşı bölgede silahlı direnişi başlatmıştır. Pozantı Kongresi’ni toplamıştır.
Millî Kongre Cemiyeti :
– İstanbul’da kurulan bu cemiyetin diğer cemiyetlerden farkı, ülke genelinde partiler üstü bir örgütlenmeyi sağlamaktı.
Cemiyetin amacı, Türkler aleyhine basın ve yayın yoluyla yapılan olumsuz propagandaları engellemekti.
Not:
– Bu cemiyetler; birbirlerinden habersiz, yörelerin kurtuluşu amacı ile kurulan ve kongreler düzenleyen cemiyetlerdir.
– M. Kemâl’in de gayretleri ile bunlar Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri adı ile birleşmişlerdir.

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)
– Mustafa Kemal Paşa ve onun emrindeki 18 arkadaşı bölgede asayiş sağlamak ve bozulan düzeni yeniden inşa etmek üzere harekete geçti.
– İstanbul’dan Samsun’a doğru 16 Mayıs 1919’da Bandırma vapuruyla yola çıkan heyet, 19 Mayıs 1919 sabahı saat 6’da Samsun Limanı’na ulaştı.
Mustafa Kemal’in Samsun’a:
– Resmi görevli olarak çıkmış:
– Askeri görevi: 9. Ordu Müfettişi,
– İdari görevi: Doğu Karadeniz’de meydana gelen Pontus Rum Çeteleri ile yerel milis kuvvetler arasındaki
uyuşmazlığı gidermek.
– Hukukî görevi: Teftişlerde bulunmak, amacı ile Samsun’a çıkmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktıktan sonra bölgedeki durumu inceleyerek Damat Ferit Paşa Hükûmeti’ne bir
rapor gönderdi (22 Mayıs 1919).
Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)
– Mustafa Kemal “Anadolu halkını uyarmak” amacı ile Havza’da “İşgallere karşı konulmasını, İstanbul hükümetine
protesto telgrafları çekilmesini” isteyen bir genelge yayınlanmış, 30 Mayıs’ta ise bir miting düzenlenmiştir.
Bildiri ile;
– İşgallerin protesto edilmesi için mitingler yapılması,
– İtilaf Devletleri temsilciliklerine uyarı telgrafları gönderilmesi,
– Hristiyan azınlığa karşı saldırı ve düşmanlıklarda bulunulmaması istenmiştir.
Mustafa Kemal Paşa’ya “Geri Dön” Çağırısı (13 Haziran 1919)
– İngiltere- Damat Ferit Hükûmetine baskı yaparak Mustafa Kemal Paşa’nın geri çağrılmasını istedi. 8 Haziran1919
tarihinde “Geri Dön” çağrısına itibar etmeyen Mustafa Kemal Paşa, 13 Haziran 1919 tarihinde Amasya’ya hareket
etti.
Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
– M. Kemal Havza’dan Amasya’ya geçmiştir.
– Amasya’ya yakın silah arkadaşları Rauf (Orbay) Bey, Refet (Bele) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Bey, Kazım Karabekir
Bey (telgrafla) gibi önemli şahıslarla görüşen M. Kemal Amasya Genelgesini yayınladı.
– Genelgenin 1-2. maddelerinde Kurtuluş Savaşının gerekçesi, 3-4,maddelerinde Kurtuluş Savaşının amaçları ve
5,6,7. Maddelerinde ise Kurtuluş Savaşı’nın metodunu (yöntem) belirlemiştir.

Amasya Genelgesinin Önemi
– Milletin kendi kurtuluş kararını vermesi Türk tarihinde ilk kez oluyordu.
– Belge bir uyanış ve bağımsızlık savaşı çağrısıdır.
– Kurtuluş savaşının amacını gerçekleştirmesini ve metodunu belirleyen bir görünümdedir.
– İstanbul hükümetine ve işgalci güçlere karşı bir başkaldırı vardır.
– İlerde kurulacak devletin şeklini ve Cumhuriyet rejimini belirleyen bir belgedir.
– Millî egemenlikten bahseden bir belgedir.
KONGRELER
– 1919 yılı Kurtuluş Savaşının hazırlık döneminin en önemli aşaması, kongrelerin yapıldığı yıldır.

İzmir Müdafaa-i Hukuk Kongresi (2-19 Mart 1919)
– İzmir’de toplandı. Düşman saldırısına karşı silahlı eylem yapma kararı aldı.
Edirne Kongresi (9-13 Mayıs 1919)
– Trakya Paşaeli cemiyeti bu kongreyi gerçekleştirdi. Yunanlılara karşı koyma kararı alındı.
Balıkesir Kongresi (26-30 Temmuz 1919)
– Balıkesir de toplandı. Yöresel kararlar alındı. Sivas’a delege göndermemiştir.
Nazilli Kongresi (9 Ağustos 1919)
– Nazilli de toplandı. Muğla, Burdur, Antalya illerinde varlık gösterdi. Düşmana karşı örgütlenme kararı alındı.
Alaşehir Kongresi (16-25 Ağustos 1919)
– Bölgede düşmana karşı örgütlenme kararı alır. Balıkesir kongresinde alınan kararla burada alınan kararlar onaylandı.
Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
Neden:
– Bu kongre Erzurum’da bir şubesi bulunan Şark vilayetleri Müdafaa-i Hukuk-u Millîye Cemiyeti ile Trabzon
Muhafazaa-i hukuk Cemiyeti’nin birlikte hazırladığı bir kongredir.
– Trabzon’da Pontus Devleti kurulacak, Doğu Karadeniz’i içine alacaktı. Doğu Anadolu’da ise, Ermeni Devleti
kurulması düşünülüyordu. Bunlara engel olmak gayesi ile toplantı yapıldı.
– Kongreye Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon temsilcileri katılmıştır.
– Erzurum, stratejik olarak, galip devletlerin zor ulaşacakları yerde olması, silah ve cephane depolarının bulunması,
15. kolordunun dağıtılmamış olması ile önemlidir.
– Ermenilerin burayı hedef olarak belirlenmeleri, ulaşım imkanları nedeniyle seçilmiştir.
– 62 üye katılmıştır.
– Mustafa Kemal son anda Erzurum kongresine katılmıştır.
– Oy çokluğu ile başkan seçilmiştir.
– Kurtuluş Savaşının temelini bu kongre oluşturur.
– Alınan kararlar Millî Mücadelenin temel kurallarıdır.
Erzurum Kongresinin Önemi:
Bu kongre toplanışı ile mahallî, aldığı kararların özellikleri sebebi ile milli bir özelliğe sahiptir. Çünkü;
– Ülke bütünlüğü, bağımsızlığı söz konusu edilmiştir.
– Mahallî irade yerine millî iradeden bahseder.
– Anadolu’da İstanbul hükümeti vazifesini yapmazsa bir hükümetten bahseder.
Kongre kendinden sonraki olayları etkilemiştir. Çünkü;
– Sivas’ta alınan kararlar bu kongrenin kararlarına dayanır.
– B.M.M. toplanışı ve aldığı kararlar Erzurum kongresine dayanır.
– İrade-i milliye’yi hakim kılma Cumhuriyet rejiminin özünü oluşturur.
– Erzurum kongresinde oluşan Heyet-i Temsiliye’yi son derece önemlidir. Heyet-i Temsiliye B.M.M. Hükümet
oluşumuna kadar yürütme elinde bulundurma.


Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
– Amasya Genelgesinde yapılan çağrıdır.
– Kongrede yapılan ilk iş Erzurum Kongresinde alınan kararların yurda duyurulmasını sağlamaktır.
– İşgalci güçler ve İstanbul hükümetinin kongrenin yapılmamasına çalıştılar.
– Elazığ valisi Ali Galip Bey’e kongreyi basmak, toplanmadan dağıtmak gayesi ile M. Kemal ve arkadaşlarını
tutuklatmak görevi verilmiştir. Ali Galip Bey görevini yapmamış ve Halep’e kaçmıştır. Fransızlar Reşit Beyi
tutuklamıştır.
– Kongre çalışmalarına 38 kişi katılmıştır.
Sivas Kongresinin Önemi
– İstanbul hükümetinin Amasya Genelgesi sonrası hakkında tutuklama kararı verdiği M. Kemal’in kongre başkanı
olması ile Sivas Kongresi ihtilalci bir yapıya bürünmüştür.
– İşgallere karşı çıkılıp mandacılık kesinlikle reddedilmiştir.
– Kayıtsız şartsız bağımsızlık ilkesi benimsenmiştir.
– M. Kemal millî mücadelenin fiili lideri olmuştur.
– Sivas Kongresindeki gelişmeler İstanbul hükümetini etkilemiş, Damat Ferit Paşa ülkeyi yönetemez hâle gelince
istifa etmek zorunda kalmıştır (30 Eylül 1919).
– Bu durum Temsil Heyeti’nin İstanbul karşısında elde ettiği ilk siyasi başarıdır.
– Yeni kabine Anadolu hareketini ciddiye almıştır.
– İrade-i Milliye isimli gazete bu kongre sırasında çıkmıştır.
Amiral Bristol Raporu (11 Ekim 1919)
Yunanların İzmir’i işgal etmesinden sonra Türkler, yapılan bu işgalin haksız olduğunu basın yoluyla dünya
kamuoyuna bildirdi. Bu durum karşısında sorumlu olan İtilaf Devletleri araştırma yapmak üzere bölgeye bir heyet
gönderdi.
– Amiral Bristol başkanlığında İngiliz, Fransız ve İtalyan generallerden oluşan bu heyet incelemelerde bulundu.
Amiral Bristol bir rapor hazırladı.
Bu raporda;
1. Bölgedeki olayların sorumlusu Yunanlılar ve Rumlardır. Türkler çeşitli zulümlere ve katliama uğramışlardır.
2. Bölgede çoğunluk Türklerden oluşmaktadır.
3. Yunan ordusunun işgali gereksiz ve haksızdır. Yunan kuvvetleri çekilip, yerine İtilaf kuvvetleri gelmelidir.
kararları alınmıştır.

Amasya Görüşmeleri (20–22 Ekim 1919)
– Sivas Kongresi sonrası Damat Ferit Hükûmetinin istifasının ardından yeni hükûmeti kuran Ali Rıza Paşa, Millî
Mücadele’ye daha ılımlı bakıyordu.
– Mustafa Kemal Paşa yeni kurulan bu hükûmeti destekleyerek Erzurum ve Sivas -Kongresi kararlarına ve kurulan millî teşkilata saygılı olunmasını istedi.
– 9 Ekim 1919’da Ali Rıza Paşa, Temsil Heyeti’ne görüşme isteğinde bulundu.
– Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti, Ali Rıza Paşa’nın bu talebini millî birlik ve beraberlik açısından önemli bir
gelişme olarak değerlendirdi.
– Bu gelişmenin ardından Amasya’da 20-22 Ekim 1919 tarihleri arasında bir araya gelindi.
Görüşmeye Katılanlar:
İstanbul hükümetini temsilen Ali Rıza Paşa hükümetinin Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Anadolu’daki cemiyetleri
temsilen M. Kemal, Rauf Orbay Bekir Sami Bey görüşmelere katıldı.
– İstanbul hükümetinin Anadolu’daki Anadolu ve Rumeli müdafaa-i Hukuk Cemiyetini resmen tanıdı.
– “Milletin istiklalini, yine milletin azim ve iradesi kurtaracaktır” sözü ülkeye ve dünyaya duyurulmuş oldu.
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelmesi (27 Aralık 1919)
– Millî mücadele ile ilgili Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılırken Batı Anadolu’da işgaller yaygınlaşıyordu.
– Heyet-i Temsili’ye gelişmeleri daha yakından izlemek gayesi ile Ankara’yı merkez olarak seçti.
Ankara’nın Merkez olma nedenleri:
– Batı cephesine yakınlığı,
– İstanbul’a Ankara’nın Sivasa göre daha yakın olması,
– Ankara’nın haberleşme ve demiryolu gibi ulaşım imkânlarına sahip olması,
– Ankara’nın merkezi bir yerde bulunması,
– Güvenilir bir yer olması,
– Buranın kontrolünün Ali Fuat Cebesoy’da olması,
– Ankara halkının misafirperver davranışları,
Temsil kurulu (Heyeti Temsiliye) M. Kemal başkanlığında 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldi.
– Sivas Kongresi sonrası yayınlanan “İrade-i Milliye” gazetesi, “Hakimiyet-i Milliye” adı ile yayınlanmaya başladı.
Uyarı: Bu tarihten sonra Ankara hem Millî mücadelenin hem de Cumhuriyetin merkezi haline geldi.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Millî (12–28 Ocak 1920)
Amasya Görüşmeleri sonrasında Kasım 1919’dan itibaren Meclis-i Mebusan için seçimler yapılmaya başladı.
Seçimlerde Müdafa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri başarılı oldu.
Uyarı: İtilaf Devletleri yapılan seçimlere meclisten kendi aleyhlerine bir karar çıkmayacağına inandıkları için karşı
çıkmadılar.
– Meclis 12 Ocak 1920’de faaliyetlerine başladı.
– Müdafa-i Hukuk grubu yerine Felah-ı Vatan grubu oluştu.
– M. Kemal başkan seçilemedi.
Uyarı: Bu durum meclistekilerin padişaha bağlılıklarını göstermektedir.
– Misak-ı Millî kararlarını kabul ettiler.
Misak-I Millî (Ulusal Ant) (Peyam-ı Milli) (28 Ocak 1920)
Misak-ı Millî, çizilen sınırlar içinde tam bağımsızlığın sağlanması için vatanseverlerin ortaklaşa yaptıkları yemin
belgesidir.
Uyarı: Misak-ı Millî belgesi Sivas Kongresinde hazırlandı.
– Son Osmanlı Mebusan Meclisi onayladı. Cumhuriyetin ilanı ile bu belgede istenenler gerçekleşti.
– Erzurum ve Sivas kongrelerinin devamı niteliğinde olan bu millî kararlar, Türk milletinin tarih boyunca birlik ve
beraberlik içinde olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.
– Misak-ı Millî ile birlikte vatanın sınırları belirlenmiştir.
– Türk milletinin istekleri tüm dünyaya duyurularak kapitülasyonlar reddedilmiştir.
– 28 Ocak 1920 günü kabul edilen Misak-ı Millî kararları 17 Şubat 1920’de ilan edildi.

Misak-ı Millî kararlarının önemi:
– Türk vatanının milli ve bölünmez sınırı çizilmiştir.
– Türk Milleti tam bağımsızlığı benimsemiştir.
– Siyasi bağımsızlık
– Ekonomik bağımsızlık
– Kültürel bağımsızlık
– Askeri Bağımsızlık
– Amasya ve Erzurum ve Sivas karaları onaylatıldı.
– İşgal Devletleri buna karşı tedbir aldı.
İstanbul’un Resmen İşgali (16 Mart 1920)
– İngilizler Misak-ı Millî kararlarının Meclis-i Mebusan’da kabul edileceğini beklemedikleri için buna büyük tepki
gösterdiler.
– 13 Kasım 1918’den beri fiilen kontrol ettikleri İstanbul’u 16 Mart 1920’den itibaren ulaşımı haberleşme, emniyet,
yönetim ve ekonomik yön ile kontrol altına almaya başlar.
– Bir bildiri yayınladılar.
– Meclis-i Mebusan-ı dağıttılar.
– Vatansever aydın ve yazarları tutukladılar.
– Salih Paşa hükümeti görevden ayrıldı.
– Damat Ferit hükümeti kurdu.
İstanbul’un İşgaline Heyet-i Temsiliye’nin Tepkisi
– M. Kemal İstanbul’un işgalini bütün Anadolu’ya duyurmaya çalışır.
Heyet-i Temsiliye şu kararları aldı :
– İstanbul ile her türlü iletişim ve ulaşım kesilecektir.
– İtilaf Devletleri subayları tutuklanacaktır.
– Banka ve defterdarlıklara el konulacaktır. Vergiler gönderilmeyecek.
– Anadolu’da Heyet-i Temsiliye’nin sözünün dinlemeyen cezalandırılacaktı.
– Anadolu’dan İstanbul’a para ve kıymetli eşya gönderilmeyecektir.
– Millî iradeyi yansıtacak bir meclis derhal Ankara’da toplanacaktır.
– Yurt genelinde seçim yapılacaktır.

3 thoughts on “İŞGALLERİN BAŞLAMASI VE MİLLÎ MÜCADELEYE HAZIRLIK, 2. ÜNİTE MİLLÎ MÜCADELE 1. KONU”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post