Bu sayfada sizlerle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline göre hazırladığımız güncel 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevaplarını (2024-2025) paylaşıyoruz. 9. sınıf tarih ders ve çalışma kitabı cevapları konulara ve sayfa numaralarına göre sıralanmıştır.
Tarih dersi 9. sınıf ders kitabı etkinlik cevapları kapsamı:
Ünite: 9. Sınıf tarih Dersi 1. Ünite Geçmişin İnşa Sürecinde ünitesi ders kitabı cevapları
Konu: Tarihsel Bilginin Üretim Süreci konusu ders kitabı cevapları
Sayfa Aralığı: 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49 ve 50. sayfaların cevapları
Tarihsel Bilginin Üretim Süreci Öğrenci Etkinlik Cevapları
Sayfa 37: Tarihçiler dedektiflere benzetilebilir mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
Evet, tarihçiler dedektiflere benzetilebilir. Bunun nedeni, tarihçilerin de olayları aydınlatmak için bilgi ve belgelerden yararlanmaları, olaylarla ilgili kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl ve neden gibi sorular sormalarıdır. Tıpkı dedektifler gibi tarihçiler de ipuçlarından yola çıkarak olayları bütün boyutlarıyla sorgular ve kanıtlardan hareketle doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmaya çalışırlar. Ayrıca, araştırmalarında sistemli bir yol izlerler ve bilimsel yöntemler kullanarak mesleki etik ilkelere uygun davranırlar.
Sayfa 37:
1. Kadeş Savaşı’yla ilgili bir araştırma yapacak olsanız nasıl bir yöntem izlersiniz? Neden?
2. Bu rölyefle ilgili hangi soruları sorardınız?
3. Bu rölyef Kadeş Savaşı’nı araştıran bir tarihçi için doğru ve güvenilir bir kaynak olabilir mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
1- Kadeş Savaşı’yla ilgili bir araştırma yapacak olsanız nasıl bir yöntem izlersiniz? Neden
Kadeş Savaşı’yla ilgili bir araştırma yapmak için öncelikle kapsamlı bir literatür taraması yaparım. Bu, savaşla ilgili mevcut yazılı kaynakları, arkeolojik buluntuları ve modern tarihçilerin analizlerini içerecektir. İkinci aşamada, Mısır ve Hitit kaynaklarını karşılaştırarak tarafsız bir bakış açısı oluşturmayı amaçlarım. Rölyefler, tabletler, antik yazıtlar ve diğer görsel malzemeleri inceleyerek olayların farklı yorumlarını değerlendiririm.
Üçüncü aşamada, saha çalışması ve arkeolojik kazılardan elde edilen verileri incelerim. Bu, savaş alanında bulunan kalıntılar, silahlar ve diğer materyaller hakkında bilgi edinmemi sağlar. Ayrıca, coğrafi ve topografik analiz yaparak savaşın gerçekleştiği bölgenin stratejik önemini anlarım.
Son olarak, elde edilen tüm verileri bir araya getirerek sentezlerim ve bu bilgileri tarihsel bağlam içinde değerlendiririm. Bu yöntem, Kadeş Savaşı’nı daha doğru ve kapsamlı bir şekilde anlamamı sağlar. Farklı kaynakları ve verileri birleştirerek daha güvenilir ve dengeli bir sonuç elde etmeyi amaçlarım.
2- Bu rölyefle ilgili hangi soruları sorardınız?
Rölyefte betimlenen sahne tam olarak neyi temsil ediyor?
Rölyefteki figürler kimleri temsil ediyor?
Bu rölyefin yapılış amacı nedir?
Rölyefin yapıldığı dönemde Mısır ve Hitit İmparatorluğu’nun ilişkileri nasıldı?
Rölyefin yapıldığı teknikler ve kullanılan malzemeler nelerdir?
Rölyefte başka hangi semboller veya yazılar yer alıyor?
Rölyefte betimlenen savaş arabası ve askeri ekipmanlar hakkında neler söyleyebiliriz?
3- Bu rölyef Kadeş Savaşı’nı araştıran bir tarihçi için doğru ve güvenilir bir kaynak olabilir mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
Bu rölyef, Kadeş Savaşı’nı araştıran bir tarihçi için tek başına tamamen doğru ve güvenilir bir kaynak olarak kabul edilemez. Rölyef, II. Ramses’in propaganda amacıyla yaptırılmış olabilir ve bu yüzden olayların tarafsız bir şekilde yansıtılmama ihtimali yüksektir. Rölyef, savaşın gerçek sonuçlarını abartarak veya değiştirilmiş bir şekilde tasvir edebilir. Ancak, rölyef, dönemin sanat anlayışı, askeri teçhizat, savaş taktikleri ve propaganda yöntemleri hakkında önemli bilgiler sağlayabilir. Bir tarihçi, bu rölyefi diğer yazılı ve arkeolojik kaynaklarla karşılaştırarak değerlendirir ve bütüncül bir analiz yapar. Böylece, rölyefteki bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği daha iyi anlaşılabilir.
SAYFA 38: Bu tarihçilere göre tarihsel bilginin üretim sürecinde nelere dikkat edilmelidir?
Tarihsel Bilgi Üretim Süreci ve Aşamaları
Tarihsel bilgi üretimi, karmaşık ve dikkatli bir süreçtir. Geçmişteki olayları anlamak, yorumlamak ve geleceğe ışık tutmak amacıyla yapılan bu süreç, aşağıdaki temel aşamalardan oluşur:
1. Kaynakların Tespiti ve Değerlendirilmesi:
Kaynak Çeşitliliği: Yazılı metinler (günlükler, mektuplar, gazeteler), görsel materyaller (fotoğraflar, filmler), arkeolojik buluntular, sözlü tarih gibi çeşitli kaynaklar kullanılır.
Kaynak Eleştirisi: Kaynakların güvenilirliği, tarafsızlığı ve doğruluğu titizlikle incelenir. Kaynakların yazarı, yazıldığı tarih, amaç ve içeriği gibi faktörler göz önünde bulundurulur.
Sınıflama ve Düzenleme: Toplanan kaynaklar, konu, tarih ve tür gibi kriterlere göre sınıflandırılır ve düzenlenir.
2. Hipotez Oluşturma:
Soru Sormak: İncelenen konuyla ilgili net ve cevaplanabilir sorular oluşturulur.
Varsayımlar: Mevcut bilgilere dayanarak, sorulara cevap olabilecek geçici cevaplar (hipotezler) geliştirilir.
3. Veri Analizi:
Kaynakların İncelenmesi: Toplanan kaynaklar, hipotezleri test etmek için detaylı bir şekilde incelenir.
Verilerin Sınıflandırılması ve Tablolaştırılması: Elde edilen veriler, daha iyi analiz edilebilmesi için düzenlenir.
İstatistiksel Yöntemler: Gerekli durumlarda, istatistiksel yöntemler kullanılarak veriler analiz edilir.
4. Yorumlama ve Sonuç Çıkarma:
Hipotezlerin Değerlendirilmesi: Elde edilen veriler ışığında, kurulan hipotezler kabul edilir, reddedilir veya değiştirilir.
Sonuçların Genelleştirilmesi: Çıkarılan sonuçlar, daha geniş bir tarihsel bağlamda değerlendirilir.
Yeni Sorular Üretme: Elde edilen sonuçlar, yeni sorulara ve yeni araştırmalara yol açabilir.
5. Sonuçların Yayınlanması:
Akademik Yayınlar: Araştırma sonuçları, hakemli bilimsel dergilerde veya kitaplarda yayınlanır.
Popüler Yayınlar: Araştırma sonuçları, daha geniş kitlelere ulaştırmak için popüler bilim dergileri veya kitaplarda yayımlanabilir.
Konferanslar: Araştırmacılar, bulgularını bilimsel toplantılarda sunarlar.
Aşamalar Arasındaki İlişkiler:
Doğrusal Olmayan Süreç: Tarihsel araştırma, doğrusal bir süreç değildir. Araştırmacılar, hipotezlerini test ederken yeni kaynaklar bulabilir veya eski hipotezlerini değiştirebilir.
Geri Besleme Döngüsü: Her aşama diğerini etkiler. Örneğin, yeni bir kaynak bulunması hipotezleri değiştirebilir veya yeni bir yorumlamaya yol açabilir.
Çapraz Disiplinler: Tarih, arkeoloji, antropoloji, sosyoloji gibi farklı disiplinlerle iç içe geçer. Bu disiplinlerin yöntemleri ve bulguları, tarihsel araştırmalara katkı sağlar.
Subjektiflik ve Objektiflik: Tarihsel araştırma, tamamen objektif olamasa da, tarihçiler mümkün olduğunca tarafsız ve bilimsel bir yaklaşım benimserler.
Özetle, tarihsel bilgi üretimi, karmaşık ve sürekli gelişen bir süreçtir. Bu süreçte, kaynakların eleştirel bir şekilde değerlendirilmesi, hipotezlerin oluşturulması, verilerin analiz edilmesi ve sonuçların yayınlanması gibi aşamalar yer alır. Tarihçiler, bu süreçte hem bilimsel yöntemleri kullanır hem de insanın geçmişine dair meraklarını gidermek için çaba gösterirler.
Sayfa 38: Tarihsel bilginin üretim sürecinde neden farklı bilim dallarından yararlanmak gerekebilir?
Tarihsel bilginin üretim sürecinde farklı bilim dallarından yararlanmak birkaç önemli nedenden dolayı gereklidir:
Kapsamlı ve Derinlemesine Analiz: Tarihsel olaylar, toplumların sosyal, ekonomik, kültürel, politik ve çevresel yapılarıyla iç içe geçmiş karmaşık süreçlerdir. Farklı bilim dalları, bu karmaşık yapıların her bir boyutunu anlamada ve analiz etmede derinlik sağlar. Örneğin, sosyoloji toplumsal yapıları incelerken, ekonomi ekonomik süreçleri analiz eder ve arkeoloji, maddi kültür kalıntılarını ortaya çıkarır.
Farklı Perspektiflerin Birleşmesi: Farklı bilim dalları, tarihsel olaylara farklı açılardan bakar. Bu perspektifler birleştirildiğinde, daha geniş ve çok yönlü bir bakış açısı elde edilir. Örneğin, psikoloji, tarihsel figürlerin davranışlarını ve motivasyonlarını anlamada yardımcı olabilir, coğrafya ise olayların mekansal dinamiklerini açıklayabilir.
Veri ve Kanıt Çeşitliliği: Tarihsel araştırmalar, yazılı belgelerden arkeolojik buluntulara, sanat eserlerinden çevresel verilere kadar geniş bir kanıt yelpazesine dayanır. Bu kanıtlar farklı bilim dalları tarafından üretilir ve yorumlanır, bu da tarihsel bilgi üretimini zenginleştirir ve doğruluğunu artırır.
Yeni Yöntemlerin ve Teknolojilerin Kullanımı: Bilimsel gelişmeler, tarihin yeniden yorumlanmasına ve geçmişte bilinmeyen bilgilerin ortaya çıkarılmasına olanak tanır. Örneğin, DNA analizleri (genetik bilim), eski insan topluluklarının göç yollarını ve biyolojik ilişkilerini anlamada kullanılırken, karbon tarihleme (kimya) arkeolojik buluntuların yaşını belirlemede kritik bir araçtır.
Bu nedenlerle, farklı bilim dallarından yararlanmak, tarihsel bilgiyi daha bütüncül, doğru ve kapsamlı hale getirir.
Sayfa 40:
Uygulama adımlarını takip ederek etkinliği yapınız.
• Öğretmeninizin rehberliğinde eşit sayıda kişiden oluşan gruplara ayrılınız.
• Grup olarak kaynaklarda verilen örnek tarih çalışmalarını ve görselleri inceleyiniz.
• İncelediğiniz kaynaklarla ilgili soruları cevaplayarak tarihsel bilginin üretim sürecindeki aşamaları ve bu aşamalar arasındaki ilişkileri belirleyiniz.
• Tespitlerinizi sayfa sonlarında bırakılan boş alanlara yazınız.
• Yazdıklarınızı s. 48’deki metinle karşılaştırarak tespitlerinizin doğruluğunu kontrol ediniz.
Tarihsel süreçte merak edilen bir konu veya sorun belirlenir. Bu soru, araştırmanın odak noktasını oluşturur.
Kaynakların Toplanması:
Tanım: Tarihsel bilgi üretiminin ilk aşaması, araştırılan döneme ve konuya ait kaynakların toplanmasıdır. Bu kaynaklar yazılı belgeler, arkeolojik buluntular, sanat eserleri, sözlü tarihler gibi çeşitli materyalleri içerebilir.
İlişki: Kaynakların niteliği ve çeşitliliği, sonraki aşamalarda elde edilecek bilgilerin kapsamını ve doğruluğunu doğrudan etkiler.
Kaynakların Eleştirel Analizi:
Tanım: Toplanan kaynaklar eleştirel bir gözle incelenir. Bu aşamada kaynakların güvenilirliği, taraflılığı, doğruluğu ve bağlamı değerlendirilir.
İlişki: Kaynakların doğru bir şekilde analiz edilmesi, elde edilecek tarihsel bilginin güvenilirliğini artırır ve sonraki yorumların sağlam bir temele oturmasını sağlar.
Verilerin Sentezi ve Yorumlanması:
Tanım: Eleştirel analizden elde edilen veriler bir araya getirilir ve tarihsel bağlamda yorumlanır. Bu aşamada olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkileri kurulur, tarihsel süreçler ve değişimler açıklanır.
İlişki: Sentez ve yorumlama, kaynak analizinden elde edilen bulgulara dayanır. Yanlış veya eksik bir analiz, hatalı yorumlara ve sonuçlara yol açabilir.
Tarihsel Anlatının Oluşturulması:
Tanım: Tüm bu bilgiler birleştirilerek tutarlı bir tarihsel anlatı oluşturulur. Bu anlatı, olayların, süreçlerin ve kişilerin nasıl etkileşime geçtiğini ve tarihin nasıl şekillendiğini açıklar.
İlişki: Anlatı, önceki tüm aşamaların sonucudur ve tarihsel bilginin son ürünüdür. Kaynak toplama, analiz ve yorumlama süreçleri ne kadar sağlam yapılırsa, tarihsel anlatı da o kadar güçlü ve ikna edici olur.
Bu aşamalar bir döngü içinde çalışır; yeni bir kaynak keşfi veya mevcut bir kaynak üzerine yapılan yeni bir analiz, anlatının yeniden gözden geçirilmesine ve bilginin güncellenmesine yol açabilir.
SAYFA 40:
1. Kaynak A’yı yazan araştırmacı neden çalışmasına sorular sorarak başlamış olabilir?
2. Kaynak B ve Kaynak C, bu konuyla ilgili araştırma yapan bir tarihçinin bütün sorularına cevap verebilir mi?
Gerekçeleriyle açıklayınız.
3. Yazar, tarihsel bilginin üretim sürecinde hangi bilim dallarından yararlanmış olabilir?
1. Kaynak A’yı Yazan Araştırmacının Sorularla Başlaması
Kaynak A’yı yazan araştırmacı, çalışmasına sorular sorarak başlamasının birkaç önemli nedeni olabilir:
Net Bir Odak Sağlamak: Araştırmanın amacını ve kapsamını baştan belirleyerek, çalışmanın daha odaklı ve verimli olmasını sağlar.
Literatür Taraması İçin İpucu Vermek: Bu sorular, araştırmacının hangi konulara yoğunlaşacağını ve hangi literatürü taraması gerektiğini belirlemesine yardımcı olur.
Hipotez Oluşturmak: Bu sorular, araştırmacının zihninde bazı varsayımlar oluşturmasına ve bu varsayımları test etmesine olanak tanır.
Okuru Çekmek: Merak uyandıran sorular, okuyucuyu araştırmaya daha fazla dahil olmaya teşvik eder.
Özetle, araştırmacının sorularla başlaması, çalışmanın daha yapılandırılmış, hedef odaklı ve okuyucuya daha ilgi çekici hale gelmesini sağlar.
2. Kaynak B ve Kaynak C’nin Yeterliliği
Kaynak B ve Kaynak C, Eski Yunan ve Roma’da oynanan oyunlar hakkında önemli ipuçları sunsa da, araştırmacının tüm sorularına cevap verebilecek kapsamda değillerdir. İşte nedenleri:
Sınırlı Bilgi: Bu kaynaklar, sadece belirli oyunlar ve oyuncaklar hakkında bilgi verir. Araştırmacının merak ettiği diğer oyunlar, oyun kuralları, oyunların sosyal etkileri gibi konularda detaylı bilgi sunmazlar.
Tek Bir Açı: Bu kaynaklar, oyunların materyal ve görsel yönlerine odaklanırken, oyunların psikolojik, sosyal ve kültürel yönleri hakkında yeterli bilgi vermezler.
Genelleme Yapma Zorluğu: Sadece birkaç örneğe dayanarak, tüm bir toplumun oyun kültürünü ve eğlence anlayışını genellemek zordur.
Özetle, bu iki kaynak, araştırma için önemli bir başlangıç noktası olsa da, araştırmacının tüm sorularına cevap verebilecek kapsamlı bir bilgi sunmazlar. Araştırmacı, bu kaynakları diğer yazılı metinler, arkeolojik buluntular ve görsel materyallerle destekleyerek daha kapsamlı bir sonuç elde edebilir.
3. Yazarın Yararlandığı Bilim Dalları
Yazar, tarihsel bilginin üretim sürecinde çeşitli bilim dallarından yararlanmış olabilir:
Arkeoloji: Arkeolojik kazılarda elde edilen buluntular (oyuncaklar, oyun alanları vb.) yazarın oyunlar ve oyuncaklar hakkındaki bilgilerini zenginleştirmesine yardımcı olmuş olabilir.
Sanat Tarihi: Oyuncakların ve oyun alanlarının görsel tasvirleri, sanat tarihi bilgileri sayesinde daha iyi anlaşılır hale getirilebilir.
Sosyoloji: Toplumsal yaşam, sosyalleşme ve kültürel etkileşim gibi konularda sosyoloji biliminin teorileri ve yöntemleri kullanılabilir.
Psikoloji: Oyunların çocukların gelişimine, yetişkinlerin sosyalleşmesine ve psikolojik ihtiyaçlarına etkileri psikoloji bilimi çerçevesinde incelenebilir.
Özetle, yazar, tarihsel bir konuyu incelerken farklı disiplinlerden yararlanarak daha kapsamlı ve derinlemesine bir analiz yapabilir.
SAYFA 41:
1. Kaynak Ç, Kaynak E ve Kaynak F’nin yazarları tarihsel bilginin üretim sürecinde neden farklı kaynaklardan bilgi toplamaya ihtiyaç duymuşlardır?
2. Kaynak F’nin yazarının ikinci baskıda farklı kaynaklardan yeni bilgiler toplaması, tarihsel bilginin üretim sürecini nasıl etkilemiş olabilir? Açıklayınız.
3. Kaynak D’deki bilgilere ulaşmak için hangi bilim dallarından yararlanılmış olabilir?
1. Farklı Kaynaklara İhtiyaç Duyulmasının Nedenleri
Kaynak Ç, Kaynak E ve Kaynak F yazarlarının farklı kaynaklara başvurmalarının temel nedenleri, inceledikleri konuların doğası, dönemi ve mevcut kaynakların çeşitliliği ile ilgilidir.
Kaynak Ç: Gök Türk tarihi gibi eski bir dönemi incelemek için, yazarın Çince kaynaklara yönelmesi kaçınılmazdır. Çünkü bu dönemle ilgili en kapsamlı bilgiler Çin tarihçileri tarafından kaydedilmiştir. Bu durum, o dönemin siyasi, kültürel ve sosyal yapısını anlamak için Çince kaynakların önemini ortaya koyar.
Kaynak E: Fahreddin Paşa’nın Medine Müdafaası gibi yakın tarihsel bir olayı incelerken, yazarın Osmanlı arşivleri, harbiye nezareti belgeleri, şahsi yazışmalar gibi birinci elden kaynaklara ulaşması gerekmektedir. Bu sayede olayların daha doğru ve detaylı bir şekilde anlaşılması sağlanır.
Kaynak F: Seyahatnameler gibi birincil kaynakların bulunması ve yeniden değerlendirilmesi, tarihçinin daha önceki çalışmasında yaptığı eksiklikleri gidermesine ve bilgilerini güncellemesine olanak tanır. Bu durum, tarihsel bilginin dinamik ve sürekli gelişen bir süreç olduğunu gösterir.
2. İkinci Baskıda Yeni Kaynakların Etkisi
Kaynak F yazarının ikinci baskıda yeni kaynaklara ulaşması, tarihsel bilginin üretim sürecini şu şekilde etkilemiştir:
Bilgilerin Doğrulanması: Yeni kaynaklarla karşılaştırma yaparak, önceki baskıda yer alan bazı bilgilerin doğruluğu teyit edilmiş veya düzeltilmiştir.
Eksikliklerin Giderilmesi: İlk baskıda eksik kalan bilgiler, yeni kaynaklar sayesinde tamamlanmıştır.
Yeni Perspektifler: Farklı seyahatnameleri karşılaştırarak, olaylara farklı açılardan bakma imkanı doğmuştur.
Daha Kapsamlı Bir Çalışma: Yeni bilgilerle birlikte çalışma daha kapsamlı hale gelmiş ve daha güvenilir bir hale gelmiştir.
3. Kaynak D’deki Bilgilere Ulaşmak İçin Kullanılan Bilim Dalları
Kaynak D’deki Kül Tigin Yazıtı’nı deşifre etmek ve anlamak için aşağıdaki bilim dallarından yararlanılmış olabilir:
Dilbilim(Paleografya): Yazıtta kullanılan dilin (Göktürkçe) incelenmesi ve deşifre edilmesi için dilbilim bilgisine ihtiyaç vardır.
Epigrafya: Yazıtların incelenmesi ve okunması konusunda uzmanlaşmış bir bilim dalı olan epigrafya, bu tür çalışmalarda temel bir araçtır.
Arkeoloji: Yazıtın bulunduğu yerdeki arkeolojik bulgular, yazıtın içeriği hakkında ipuçları verebilir.
Özetle, tarihsel araştırmalarda farklı kaynaklara başvurmak, araştırmanın kapsamını genişletir, bilgilerin doğruluğunu artırır ve daha güvenilir sonuçlar elde edilmesini sağlar. Farklı bilim dallarının birlikte kullanılması ise, tarihsel olayları daha iyi anlamayı mümkün kılar.
SAYFA 42:
1. Vinland Haritası’na dayandırılarak yapılan bir tarih araştırması ne gibi sakıncalı sonuçlar doğurur?
2. Kaynakların güvenilirliği tarihsel bilginin üretim sürecini nasıl etkiler? Açıklayınız.
3. Bu haritanın sahte olduğunu belirlemek için hangi bilim dallarından yararlanılmış olabilir?
1. Vinland Haritası’na Dayalı Araştırmanın Sakıncaları
Vinland Haritası örneği, tarihsel araştırmalarda güvenilir olmayan kaynakların kullanılmasının ne gibi sonuçlar doğurabileceğini açıkça göstermektedir. Bu haritaya dayanarak yapılan bir araştırmanın aşağıdaki gibi sakıncalı sonuçları olabilir:
Yanlış Tarihsel Anlatılar: Vinland Haritası’nın gerçek olduğu kabul edilseydi, Vikinglerin Amerika’yı keşfiyle ilgili tarihsel anlatılar tamamen değişir ve belki de yeniden yazılması gerekirdi. Bu durum, tarihsel bilginin çarpıtılmasına ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
Diğer Araştırmaların Yönünü Şaşırttı: Bu harita, birçok tarihçinin ve kaşifin dikkatini çekmiş ve Amerika kıtasının keşfiyle ilgili yeni teoriler üretmesine neden olmuştur. Bu durum, diğer araştırmacıların zamanını ve kaynaklarını boşa harcamasına yol açabilir.
Bilimsel Güvenilirliğin Zedelenmesi: Bu harita gibi sahte veya güvenilirliği şüpheli olan kaynakların kullanılması, tarihçilerin ve tarihsel araştırmaların genel olarak güvenilirliğini zedeler.
2. Kaynakların Güvenilirliği ve Tarihsel Bilgi Üretimi
Kaynakların güvenilirliği, tarihsel bilginin üretim sürecinde en önemli faktörlerden biridir. Güvenilir kaynaklar, tarihçilerin doğru sonuçlara ulaşmasını sağlar ve tarihsel bilginin doğruluğunu garanti altına alır. Kaynakların güvenilirliği, aşağıdaki faktörlere bağlıdır:
Kaynağın Türü: Birincil kaynaklar (örneğin, dönemin yazıları, belgeleri) genellikle ikincil kaynaklara (örneğin, tarih kitapları) göre daha güvenilirdir.
Kaynağın Yazarı: Kaynağın yazarının kimliği, amacı ve tarafsızlığı, kaynağın güvenilirliği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Kaynağın İçeriği: Kaynağın içeriği, diğer kaynaklarla tutarlılığı ve iç tutarlılığı, kaynağın güvenilirliği hakkında bilgi verir.
Kaynağın Tarihlenmesi: Kaynağın üretildiği tarih, kaynağın içeriğinin anlaşılması için önemlidir.
Güvenilir olmayan kaynakların kullanılması, tarihsel bilginin çarpıtılmasına, yanlış yorumlanmasına ve sonuç olarak da yanlış tarihsel anlatıların ortaya çıkmasına neden olabilir.
3. Vinland Haritası’nın Sahte Olduğunu Belirlemek İçin Kullanılan Bilim Dalları
Vinland Haritası’nın sahte olduğunu belirlemek için aşağıdaki bilim dallarından yararlanılmıştır:
Paleografi: Eski yazı çeşitlerini inceleyen bir bilim dalı olarak paleografi, haritadaki yazıların incelenmesinde kullanılmıştır.
Fiziksel Antropoloji: Parşömenin yapısı ve mürekkebin kimyasal bileşimi, fiziksel antropoloji yöntemleriyle incelenmiştir.
Radyokarbon Tarihlemesi: Parşömenin yaşı, radyokarbon tarihleme yöntemi ile belirlenmiştir.
Bu bilim dallarının birlikte kullanılmasıyla, haritanın gerçekliği konusunda kesin sonuçlara ulaşılmıştır.
Sonuç olarak, Vinland Haritası örneği, tarihsel araştırmalarda kaynakların güvenilirliğinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Güvenilir olmayan kaynakların kullanılması, tarihsel bilginin çarpıtılmasına ve yanlış sonuçlara ulaşılmasına neden olabilir. Bu nedenle, tarihçiler her zaman kaynakları dikkatli bir şekilde değerlendirmeli ve farklı bilim dallarının yöntemlerinden yararlanarak daha doğru ve güvenilir sonuçlara ulaşmaya çalışmalıdırlar.
SAYFA 43:
1. Kaynak H ve Kaynak I’da verilen buluntular sizce Harput’un (Elâzığ) tarihini aydınlatmak için yeterli midir? Gerekçeleriyle açıklayınız.
2. Kaynak Ğ’ye göre sadece yazılı belgelere dayanan bir tarih araştırması, geçerli ve güvenilir bilgilere ulaşmak için yeterli midir? Gerekçeleriyle açıklayınız.
3. Kazılarda ele geçen buluntuları göz önünde bulundurduğunuzda arkeoloji dışında hangi bilimlerden yararlanılmış olabilir?
1. Buluntuların Harput Tarihine Yeterliliği
Kaynak H ve I’da verilen buluntular, Harput’un tarihini aydınlatmak için önemli birer başlangıç noktası olsa da, tek başlarına yeterli değildir. İşte nedenleri:
Sınırlı Bilgi: Bu buluntular, Harput’un sadece bir dönemini ve yaşamın belirli yönlerini yansıtmaktadır. Örneğin, bir Osmanlı evinin kalıntıları, o dönemdeki mimari ve yaşam tarzı hakkında bilgi verirken, ekonomik yapı, sosyal ilişkiler veya siyasi olaylar hakkında detaylı bilgi vermez.
Yorumlama Gerektirir: Buluntuların anlamları, tarihsel bağlamları içinde yorumlanmalıdır. Bu da, arkeolojik bulguların diğer tarihsel kaynaklarla (yazılı belgeler, sözlü tarih vb.) birlikte değerlendirilmesini gerektirir.
Tam Bir Resim Vermez: Arkeolojik kazılar, genellikle belirli bir alana odaklanır ve tüm şehri kapsayan bir bilgi sunmaz. Bu nedenle, Harput’un tamamı hakkında kapsamlı bir resim oluşturmak için daha geniş kapsamlı araştırmalara ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak, Kaynak I ve İ’deki buluntular, Harput’un tarihine dair önemli ipuçları sunsa da, tek başlarına yeterli değildir. Bu buluntular, diğer tarihsel kaynaklarla birlikte değerlendirildiğinde, Harput’un daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayabilir.
2. Sadece Yazılı Belgelere Dayalı Tarih Araştırmasının Yeterliliği
Kaynak Ğ, yazılı belgelerin tek başına geçmişi doğru bir şekilde yansıtmayabileceğini belirterek, arkeolojik bulguların önemini vurguluyor. Bunun nedenleri şunlardır:
Subjektiflik: Yazılı belgeler, genellikle belirli bir amaçla ve belirli bir bakış açısıyla yazılır. Bu nedenle, tamamen tarafsız ve objektif olmayabilirler.
Eksiklikler: Arşivlerde bulunan belgeler, tüm tarihsel olayları kapsayacak şekilde tutulmayabilir. Kayıtların eksik olması veya tahrip olması, geçmiş hakkında eksik bilgilere yol açabilir.
Yorumlama Zorluğu: Yazılı belgelerin anlaşılması ve yorumlanması, uzmanlık gerektirir. Farklı tarihçiler, aynı belgeyi farklı şekillerde yorumlayabilirler.
Sonuç olarak, sadece yazılı belgelere dayalı bir tarih araştırması, eksik ve yanıltıcı sonuçlara yol açabilir. Arkeolojik bulgular gibi diğer kaynaklarla desteklendiğinde, daha güvenilir ve kapsamlı bir tarihsel anlatı oluşturmak mümkündür.
3. Arkeoloji Dışında Kullanılabilecek Bilim Dalları
Harput kazılarında ele geçen buluntuları incelemek ve yorumlamak için arkeoloji dışında birçok bilim dalından yararlanılabilir:
Nümismatik : Eski paraları inceler
Etnoğrafya: Eski kültürleri, gelenek görenekleri inceler.
Antropoloji: Buluntuların üretenlerin yaşam tarzı, sosyal yapısı ve kültürü hakkında bilgi verir.
Mimarlık: Mimari kalıntılar, o dönemdeki inşaat teknikleri ve yaşam alanları hakkında bilgi sağlar.
Fizik: Malzeme analizi gibi fiziksel yöntemler, buluntuların yapısı ve üretiminde kullanılan teknikler hakkında bilgi verir.
Kimya: Boyalar, metal alaşımları gibi malzemelerin kimyasal analizleri, buluntuların kökeni ve üretim süreci hakkında bilgi verir.
Botanik: Bitki kalıntıları, o dönemde yetişen bitkiler ve beslenme alışkanlıkları hakkında bilgi sağlar.
Zooloji: Hayvan kemikleri, o dönemde tüketilen hayvanlar ve avlanma teknikleri hakkında bilgi verir.
Bu bilim dallarının birlikte kullanılması, Harput gibi bir tarihi yerleşim yerinin geçmişini daha detaylı ve doğru bir şekilde aydınlatmaya yardımcı olur.
Sonuç olarak, tarihsel araştırmalar, tek bir bilim dalıyla değil, farklı disiplinlerin bir araya gelmesiyle yapılır. Bu sayede, geçmiş hakkında daha kapsamlı ve güvenilir bilgiler elde etmek mümkün olur.
SAYFA 44:
1. Bu arşiv belgeleri, Kûtü’l-Amare Kuşatması ve Zaferi’yle ilgili araştırma yapan bir tarihçinin olayı tüm yönleriyle aydınlatması için yeterli midir? Gerekçeleriyle açıklayınız.
2. Bu arşiv belgeleri incelenirken hangi bilim dallarından yararlanılmış olabilir?
3. Kûtü’l-Amare Kuşatması ve Zaferi’yle ilgili araştırma yapılırken arşiv belgelerinin dışında başka hangi kaynaklardan yararlanılabilir?
Kûtü’l-Amare Kuşatması ve Zaferi Hakkında Değerlendirme
1. Arşiv Belgelerinin Yeterliliği
Kaynak L ve Kaynak M olarak verilen belgeler, Kûtü’l-Amare Kuşatması’nın belirli bir dönemini ve yönünü yansıtmakla birlikte, olayı tüm yönleriyle aydınlatmak için tek başına yeterli değildir. İşte bunun nedenleri:
Sınırlı Kapsam: Bu belgeler, sırasıyla 18 Aralık 1915 ve 22 Mart 1916 tarihlerindeki durumu göstermektedir. Kuşatmanın başından sonuna kadar geçen tüm süreci kapsamamaktadır.
Askeri Odaklılık: Belgeler, ağırlıklı olarak askeri birliklerin konumları, hareketleri ve savaşın askeri yönleriyle ilgili bilgiler içermektedir. Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlar gibi diğer önemli yönler göz ardı edilebilir.
Tek Taraflı Bakış: Bu belgeler, genellikle savaşan tarafların kendi perspektiflerini yansıtır. Düşman tarafının bakış açısı veya sivil halkın yaşadığı sıkıntılar gibi konular hakkında yeterli bilgi vermezler.
Sonuç olarak, bu belgeler önemli birer kaynak olsa da, Kûtü’l-Amare Kuşatması’nı tüm yönleriyle anlamak için diğer kaynaklarla birlikte değerlendirilmeleri gerekmektedir.
2. Kullanılabilecek Bilim Dalları
Bu arşiv belgelerini incelerken, aşağıdaki bilim dallarından yararlanılabilir:
Tarih: Belgelerin tarihsel bağlamını anlamak, olayların nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirmek için tarih bilgisine ihtiyaç vardır.
Askeri Tarih: Askeri birliklerin hareketleri, kullanılan silahlar ve savaş taktikleri gibi konuları anlamak için askeri tarih bilgisine ihtiyaç vardır.
Haritacılık: Belgelerde yer alan haritaları ve krokileri yorumlamak için haritacılık bilgisine ihtiyaç vardır.
Dilbilim: Belgelerde kullanılan dil ve terimlerin anlamını tam olarak anlayabilmek için dilbilim bilgisine ihtiyaç vardır.
Arşivbilim: Arşiv belgelerini doğru bir şekilde okumak, yorumlamak ve değerlendirmek için arşivbilim bilgisine ihtiyaç vardır.
3. Diğer Kullanılabilecek Kaynaklar
Kûtü’l-Amare Kuşatması ve Zaferi hakkında araştırma yaparken, aşağıdaki kaynaklardan da yararlanılabilir:
Diğer Arşiv Belgeleri: Farklı ülkelerin arşivlerinde bulunan belgeler, farklı perspektiflerden bakarak olayı daha iyi anlamayı sağlayabilir.
Günlükler ve Mektuplar: Savaşta yer alan askerlerin veya sivillerin yazdığı günlükler ve mektuplar, olayların daha kişisel bir boyutunu yansıtır.
Gazete ve Dergiler: O dönemde yayınlanan gazete ve dergilerde yer alan haberler ve yorumlar, kamuoyunun olaya nasıl baktığını gösterir.
Hatıralar: Savaşta yer alan kişilerin hatıraları, olayların daha canlı bir şekilde anlatılmasını sağlar.
Haritalar: Savaşın gerçekleştiği coğrafi bölgenin haritaları, askeri hareketlerin daha iyi anlaşılmasını sağlar.
Fotoğraflar ve Filmler: O dönemden kalma fotoğraflar ve filmler, görsel bir kaynak olarak olayları daha somut bir şekilde sunar.
Yabancı Kaynaklar: İngiliz, Fransız veya diğer müttefik ülkelerin arşivlerindeki belgeler, farklı bir bakış açısı sunabilir.
Sonuç olarak, Kûtü’l-Amare Kuşatması ve Zaferi gibi önemli bir tarihi olayın incelenmesi, çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Farklı kaynaklardan elde edilen bilgilerin karşılaştırılması ve değerlendirilmesiyle, daha doğru ve kapsamlı bir tarihsel anlatı oluşturulabilir.
Sayfa45:
1. Kaynak K, Peçeneklerle ilgili güvenilir bilgiler verebilir mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
2. Bu kaynaklarda Anna Komnena (Ena Komnina) ve Pachymérès’in (Peşimeres) eserleri hakkında kaynağın
türü, tarihi ve yazılış amacı hakkında hangi bilgiler bulunmaktadır?
3. Anna Komnena ve Pachymérès’in eserlerinin güvenilirliği hakkında yargıda bulunulurken hangi yöntemlere başvurulmuştur? Gerekçeleriyle açıklayınız.
1. Kaynak K, Peçeneklerle ilgili güvenilir bilgiler verebilir mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
Kaynak K, Ioannes Skylitzes’in “Bizans Tarihinin Kısa Bir Özeti” adlı eserinden alınan bir minyatür üzerinden Peçenek Türklerinin atlı savaşçılarına dair görsel bir veri sunmaktadır. Ancak bu kaynak, Peçenekler hakkında detaylı ve yazılı bilgi vermekten ziyade, o dönemdeki savaş teknikleri ve Peçeneklerin askeri gücü hakkında genel bir izlenim vermektedir.
Neden güvenilirliği konusunda tereddüt edilebilir?
Tek bir görsel veri: Minyatür, Peçeneklerin sadece bir yönünü (atlı savaşçılar) yansıtmaktadır. Bu tek bir görüntü, tüm bir toplum veya kültür hakkında kapsamlı bir bilgi vermeye yeterli değildir.
Sanatsal yorumlar: Minyatürler, tarihsel bir olayı olduğu gibi yansıtmak yerine, sanatçının yorumlarını da içerir. Bu nedenle, minyatürde tasvir edilenlerin gerçeklikle tam olarak örtüşmesi mümkün olmayabilir.
Tarihsel bağlam: Minyatürün oluşturulduğu tarihsel dönemdeki Bizans-Peçenek ilişkileri ve o dönemdeki siyasi propaganda da minyatürün içeriğini etkilemiş olabilir.
Sonuç olarak, Kaynak K, Peçenekler hakkında genel bir fikir verse de, detaylı ve güvenilir bilgi için başka kaynaklara da başvurulması gerekmektedir.
2. Bu kaynaklarda Anna Komnena (Ena Komnina) ve Pachymérès (Peşimeres)in eserleri hakkında kaynağın türü, tarihi ve yazılış amacı hakkında hangi bilgiler bulunmaktadır?
Anna Komnena: Kaynak L, Anna Komnena’nın “Aleksias” adlı eserinin, babası Aleksios Komnenos’a duyduğu hayranlık ve onu yüceltme amacıyla yazıldığını belirtmektedir. Eser, temel olarak bir biyografi olmakla birlikte, aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun o dönemdeki siyasi ve sosyal durumunu da yansıtmaktadır.
Pachymérès: Kaynak M, Pachymérès’in “Relatıons Hıstorıques” adlı eserinin, yazarın kendi yaşadığı dönemi (13. yüzyılın ikinci yarısı) kapsayan bir tarih çalışması olduğunu belirtmektedir. Eser, oldukça tarafsız bir dille yazılmış ve o dönemdeki siyasi olayları detaylı bir şekilde anlatmaktadır.
Özetle:
Kaynak Türü: Her iki eser de tarihsel bir olayı veya dönemi anlatan tarihsel metinlerdir.
Tarih: Anna Komnena’nın eseri 12. yüzyılın sonlarına, Pachymérès’in eseri ise 13. yüzyılın ikinci yarısına aittir.
Yazılış Amacı: Anna Komnena’nın eseri, babasını yüceltme amacıyla yazılmışken, Pachymérès’in eseri daha çok tarihsel bir kayıttır.
3. Anna Komnena ve Pachymérès’in eserlerinin güvenilirliği hakkında yargıda bulunulurken hangi yöntemlere başvurulmuştur? Gerekçeleriyle açıklayınız.
Diğer kaynaklarla karşılaştırma: Kaynak M’de olduğu gibi, diğer tarihsel kaynaklarla karşılaştırma yaparak bir eserin güvenilirliği hakkında fikir edinilebilir. Eğer farklı kaynaklarda aynı olay veya kişi hakkında benzer bilgiler yer alıyorsa, bu durum eserin güvenilirliğini artırır.
Yazarın konumu ve amacı: Yazarın o dönemdeki siyasi konumu, kişisel deneyimleri ve eseri yazma amacı, eserin taraflılığını veya tarafsızlığını anlamayı sağlar. Örneğin, Anna Komnena’nın babasına duyduğu hayranlık, onun eserinin objektif olmamasından kaynaklanabilecek bir durumdur.
Eserin içeriği ve dili: Eserin içeriğindeki ayrıntılar, kullanılan dil ve anlatım tarzı, eserin güvenilirliği hakkında ipuçları verir. Örneğin, Pachymérès’in eseri, oldukça detaylı ve tarafsız bir dille yazılmış olması nedeniyle daha güvenilir kabul edilebilir.
Sonuç olarak:
Anna Komnena ve Pachymérès gibi tarihsel kaynakların güvenilirliğini değerlendirirken, yukarıda belirtilen yöntemlerin bir arada kullanılması önemlidir. Herhangi bir tek yönlü değerlendirme, yanıltıcı sonuçlara yol açabilir.
Önemli Not: Tarihsel kaynakları değerlendirirken, o dönemin siyasi, sosyal ve kültürel bağlamını da göz önünde bulundurmak gerekir. Bu sayede, kaynakların içeriğini daha iyi anlayabilir ve doğru sonuçlara ulaşabiliriz.
Sayfa 46:
1. Tarihçiler, Kaynak O ve Kaynak Ö ile ilgili çıkarımlarına ulaşmak için nasıl bir yol izlemiştir? Açıklayınız.
2. Kaynakların incelenmesi, Aleksios Komnenos’un mozağinin yapım tarihiyle ilgili çıkarımlara ulaşılmasına nasıl katkı sağlamıştır? Açıklayınız.
3. Kaynak Ö’deki hangi ifadeler, yazarın kendi yorumunu ve bakış açısını yansıtmaktadır?
Cevaplar
1. Tarihçiler, Kaynak O ve Kaynak Ö ile ilgili çıkarımlarına ulaşmak için nasıl bir yol izlemiştir? Açıklayınız.
Kaynak O:
Mozaik Analizi: Mozaikteki figürler, yazıtlar ve genel sanat stili incelenerek, hangi döneme ait olduğu hakkında çıkarımlar yapılmıştır.
Tarihsel Kişiler: Mozaikte yer alan İmparator Aleksios Komnenos ve İmparatoriçe İrene gibi tarihsel kişilerin yaşam süreleri ve önemli olaylar dikkate alınarak, mozaiğin yapım tarihi daraltılmıştır.
Eşzamanlı Olaylar: Aleksios Komnenos’un müşterek imparator ilan edilmesi gibi eşzamanlı olaylar, mozaikteki yazıtla ilişkilendirilerek daha kesin bir tarih aralığı belirlenmeye çalışılmıştır.
Kaynak Kritikliği: Theodoros Prodromos gibi çağdaş kaynakların anlatıları, mozaiğin tarihlemesi konusunda destekleyici kanıt olarak kullanılmıştır.
Kaynak Ö:
Metin Analizi: Niketas’ın metnindeki olaylar, tarihler ve coğrafi bilgiler dikkatlice incelenmiştir.
Eşzamanlı Olaylar: Niketas’ın anlattığı olaylar, o dönemdeki siyasi ve askeri gelişmelerle ilişkilendirilmiştir.
Karşılaştırmalı Tarih: Farklı kaynaklardaki bilgiler bir araya getirilerek, olayların daha net bir resmi çizilmeye çalışılmıştır.
Yazarın Bakış Açısı: Niketas’ın ifadelerindeki subjektif değerlendirmeler ve yorumlar belirlenerek, nesnel gerçeklerden ayrıştırılmaya çalışılmıştır.
Genel Olarak:
Tarihçiler, bu kaynakları analiz ederken, tarihi metinlerin eleştirel okuması, farklı kaynakların karşılaştırılması ve tarihsel bağlamın dikkate alınması gibi yöntemleri kullanmışlardır. Amacı, mevcut verilere dayanarak en olası tarihsel senaryoyu ortaya koymaktır.
2. Kaynakların incelenmesi, Aleksios Komnenos’un mozağinin yapım tarihiyle ilgili çıkarımlara ulaşılmasına nasıl katkı sağlamıştır? Açıklayınız.
Kaynak O: Mozaikteki figürlerin kimlikleri ve yazıtlar sayesinde, mozaikin yapım tarihi için bir çerçeve belirlenmiştir. Özellikle Aleksios Komnenos’un müşterek imparator ilan edildiği tarih, mozaikin yapım tarihi için önemli bir ipucu olmuştur.
Kaynak Ö: Kaynak Ö, direkt olarak mozaığın tarihlemesiyle ilgili bilgi vermemesine rağmen, o dönemdeki siyasi ve askeri durum hakkında önemli bilgiler sunar. Bu bilgiler, mozaikteki figürlerin ve olayların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur. Örneğin, II. Kılıç Arslan ile Manuel Komnenos arasındaki ilişkiler, Bizans İmparatorluğu’ndaki iç siyasi durumu anlamak açısından önemlidir ve dolaylı olarak mozaikin yapım tarihine dair çıkarımlarda bulunmamızı sağlar.
Özetle:
Her iki kaynak da, farklı yönlerden olsa da, Aleksios Komnenos mozağının yapım tarihi hakkında daha kesin sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olmuştur. Kaynak O, mozaığın içsel özelliklerini analiz ederek bir tarih aralığı belirlerken, Kaynak Ö ise o dönemdeki genel siyasi durumu ve ilişkileri göz önüne sererek bu analizi desteklemiştir.
3. Kaynak Ö’deki hangi ifadeler, yazarın kendi yorumunu ve bakış açısını yansıtmaktadır?
Yazarın Yorumunu ve Bakış Açısını Yansıtan İfadeler:
“Buzlar erimiş görünüyordu” ifadesi, iki lider arasındaki ilişkilerin geçici olarak iyileştiğini belirtir ve bu durumu yazarın bir metafor kullanarak değerlendirdiğini gösterir.
“Manuel’in bu barışı satın almış olduğunu söylemek pekâlâ mümkün görünmektedir” ifadesi, Niketas’ın anlatımından yola çıkarak yazarın Manuel’in sultanla barış yapmak için büyük mali harcamalar yaptığını ima eden kendi yorumudur.
“Bizim bu konuda ileri sürdüğümüz görüşü, yani büyük ordularla yapılan seferler sırasında alınan yerlerin sefer sona erdikten sonra elde tutulamadığı gerçeğini de doğrulamaktadır diyebiliriz” ifadesi, yazarın tarihsel olaylar hakkında kendi analizini ve yorumunu yansıtmaktadır. Bu görüş, seferlerin kalıcı sonuçlar doğurmadığına dair bir yorumu içerir.
Bu ifadeler, yazarın olaylara kendi perspektifinden bakarak, tarihi olayları yorumladığını ve okuyucuya bu yorumları aktardığını göstermektedir.
SAYFA 47:
1. Kaynak P’ye göre yazar, tarih araştırması yaparken nasıl bir yöntem izlemiştir?
2. Bu kaynaklar, Gertrude Bell’le ilgili yapılacak bir tarih araştırmasına ne gibi katkılar sağlar? Açıklayınız.
3. Bu kaynaklar, Gertrude Bell’le ilgili yapılacak bir tarih araştırmasında tarafsız, güvenilir ve geçerli bilgilere ulaşılmasına yardımcı olabilir mi? Gerekçeleriyle açıklayınız.
1. Yazarın Araştırma Yöntemi
Kaynak P’e göre yazar, Gertrude Bell hakkında yapacağı araştırmada şu yöntemleri izlemiştir:
Ön Araştırma: Konu hakkında daha önce yayımlanmış Türkçe ve yabancı dildeki çalışmaları incelemiştir. Bu sayede konunun mevcut literatürünü taramış ve eksiklikleri tespit etmiştir.
Eleştirel Değerlendirme: İncelediği çalışmaları bilimsellik açısından değerlendirmiş, bilgi hatalarını ve yanlılıkları ortaya çıkarmıştır.
Belgeye Dayalı Yaklaşım: Eski bilgileri tekrarlamak yerine, belgelere dayalı özgün bir çalışma ortaya koymayı hedeflemiştir.
Şeffaflık: Yaptığı çalışmanın amacını, kullandığı kaynakları ve diğer çalışmalardan ayrıştığı noktaları kitabın önsözünde açıkça belirtmiştir.
2. Kaynakların Katkıları
Kaynak P: Yazarın araştırma sürecini, karşılaştığı zorlukları ve bilimsel bir çalışma yapma konusundaki kararlılığını gösterir. Ayrıca, konunun daha önce nasıl ele alındığını ve kendi çalışmasının özgünlüğünü ortaya koyar.
Kaynak R: Gertrude Bell’in kişisel yazışmalarına ulaşarak, onun düşünce ve duygularını daha iyi anlamamızı sağlar. Bu sayede, Bell’in tarihsel olaylara ve kararlara nasıl yaklaştığı hakkında daha derinlemesine bilgi edinme imkanı sunar.
Kaynak S: Bell’in Orta Doğu’daki varlığını ve bölgeye olan ilgisini görsel bir belgeyle destekler. Bu fotoğraf, Bell’in bölgedeki kültürel ve dini mekanlara olan merakını ve bu mekanların onun üzerindeki etkisini anlamamıza yardımcı olur.
3. Tarafsızlık, Güvenilirlik ve Geçerlilik
Bu üç kaynak, Gertrude Bell hakkında yapılacak bir tarih araştırmasında tarafsız, güvenilir ve geçerli bilgilere ulaşılmasına yardımcı olabilir.
Kaynak P: Yazarın, konuya tarafsız bir yaklaşım sergilemeye çalıştığı ve diğer çalışmalardaki eksiklikleri gidermek istediği vurgulanır.
Kaynak R ve S: Bu kaynaklar, birinci elden belgelere dayanır ve dolayısıyla daha güvenilirdir. Özellikle Bell’in kişisel mektupları, onun kendi ağzından düşüncelerini ve duygularını ifade ettiği için oldukça önemlidir.
SAYFA 49: Tabloda verilen örnek tarih çalışmalarını inceleyerek tarihsel bilginin üretim sürecindeki hangi aşamaların gerçekleştirildiğini gerekçeleriyle birlikte ilgili alanlara yazınız.
Tarihsel Bilginin Üretim Sürecindeki Aşamalar
1. Bölüm: Neron ve Roma Yangını
Kaynak Kritikliği: Tacitus, Dion Cassius ve Suetonius gibi birinci ve ikinci derece kaynaklara başvurulmuş. Ancak bu kaynakların öznelliklerinin ve dönemin siyasi atmosferinin etkisiyle şekillendiği vurgulanmış.
Komplo Teorileri: Neron’a atfedilen suçlamanın bir komplo teorisi olduğu ve bu tezin kökenleri incelenmiş.
Fiziki Belirtiler: Yangının başlangıç noktası, mevsimsel koşullar ve yangının yayılımı gibi fiziksel veriler sunulmuş.
Çelişkiler: Kaynaklardaki çelişkiler ve eksiklikler üzerinde durulmuş (örneğin, imparatorluk sarayının kölelerinin yangına nasıl karıştığı).
Sonuç: Bu bölümde tarihsel bir olayı incelerken kaynakların eleştirel bir şekilde değerlendirilmesi, komplo teorilerinin incelenmesi ve olayı destekleyen fiziksel kanıtların aranması gibi aşamalar görülmektedir.
2. Bölüm: Anadolu’da Çark Yapımı Çanak Çömlek
Arkeolojik Kazılar: Küllüoba kazıları gibi arkeolojik bulgulara dayanarak bir tarihleme yapılmış.
Teknolojik Değişim: Çark yapımı çömleğin ortaya çıkışı ve teknolojik özellikleri incelenmiş.
Coğrafi Yayılım: Çömlek yapımının coğrafi yayılımı ve bölgesel farklılıklar araştırılmış.
Nedensellik: Çark yapımı çömleğin ortaya çıkış nedenleri üzerinde durulmuş.
Sonuç: Bu bölümde arkeolojik yöntemlerle materyal kültürü incelenerek, bir teknolojik değişimin zamanı, nedenleri ve sonuçları hakkında bilgi edinilmeye çalışılmıştır.
3. Bölüm: İslam Ülkelerinde Kâğıt
Çok Disiplinli Yaklaşım: Tarih, kültür, bilim gibi farklı disiplinlerden veriler bir araya getirilmiş.
Bütüncül Anlatım: Farklı kaynaklardan elde edilen veriler, tutarlı bir anlatı içinde birleştirilmiş.
Uzun Süreli Araştırma: Konuya uzun yıllar boyunca ilgi duyulmuş ve kapsamlı bir araştırma yapılmış.
Sonuç: Bu bölümde, tarihsel bir sürecin incelenirken farklı disiplinlerden yararlanarak, konuya bütüncül bir yaklaşım sergilenmiştir.
4. Bölüm: Semerkand ve Çin Arasındaki Ticaret
Belgeler: Mektuplar, kağıt parçaları gibi yazılı belgeler incelenmiş.
Ticaret Ağları: Semerkand ve Çin arasındaki ticaret ilişkileri ve ticaret konusu (özellikle at) üzerinde durulmuş.
Devlet Desteği: Ticaretin devlet tarafından desteklendiği yönündeki kanıtlar aranmış.
Sonuç: Bu bölümde yazılı kaynaklar üzerinden bir ticaret ağının varlığı ve özellikleri incelenmiş.
5. Bölüm: Hacın (Haçın) Savaşları
Şahit Anlatıları: Savaşın katılımcılarının anlatılarına yer verilmiş.
Belgeler: Hatıralar, karar defterleri gibi yazılı belgelere başvurulmuş.
Kütüphane Araştırmaları: Konu ile ilgili çeşitli kütüphanelerdeki kaynaklar taranmış.
Sonuç: Bu bölümde tarihsel bir olayın incelenirken hem şahit anlatılarından hem de yazılı belgelerden yararlanılarak, olayın farklı yönleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Genel Değerlendirme:
Bu örneklerde tarihsel bilginin üretim sürecinde aşağıdaki aşamaların gerçekleştiği görülmektedir:
Kaynakların Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi: Birinci ve ikinci derece kaynaklar, arkeolojik bulgular, yazılı belgeler gibi farklı türdeki kaynaklar belirlenir ve eleştirel bir şekilde değerlendirilir.
Verilerin Toplanması ve Sınıflandırılması: Toplanan veriler (metinler, sayılar, görseller vb.) sınıflandırılır ve analiz edilir.
Hipotezlerin Oluşturulması ve Test Edilmesi: Veriler ışığında hipotezler oluşturulur ve bu hipotezler diğer verilerle karşılaştırılarak test edilir.
Anlatı Oluşturma: Elde edilen bulgular, tutarlı ve anlaşılır bir anlatı içinde birleştirilir.
Sonuçların Yorumlanması: Sonuçlar, daha geniş bir tarihsel bağlam içinde yorumlanır.
Bu aşamalar, tarihçilerin tarihsel bilginin üretim sürecinde izledikleri genel bir yol olarak düşünülebilir. Ancak her tarihsel araştırma, konunun özelliğine ve araştırmacının yaklaşımına göre farklılık gösterebilir.
SAYFA 50:
1. Tarihsel bilginin üretim sürecinde çarpıtma, algı oluşturma, yönlendirme, görmezden gelme gibi yanlış tutum ve davranışlar ne gibi sorunlara yol açar? Bu durumu toplumlar, milletler ve devletler açısından değerlendirerek arkadaşlarınızla tartışınız.
2. Metinlerden yararlanarak tarihçilerin sahip olması gereken ahlaki değerlere ilişkin üç ilke yazınız.
Tarihsel Bilginin Çarpıtılmasının Sonuçları ve Tarihçinin Ahlaki Değerleri
1. Tarihsel Bilginin Çarpıtılmasının Sonuçları
Tarihsel bilginin çarpıtılması, algı oluşturma, yönlendirme ve görmezden gelme gibi yanlış tutum ve davranışlar, toplumlar, milletler ve devletler açısından ciddi sorunlara yol açar:
Kutuplaşma: Tarihi olayların farklı yorumlanması, toplumlarda derin yaralar açan kutuplaşmalara neden olabilir. Özellikle etnik, dini ve siyasi farklılıkların olduğu toplumlarda, tarihsel olayların farklı anlatımları çatışmalara zemin hazırlayabilir.
Güvensizlik: Tarihsel bilgilere olan güvenin sarsılması, diğer bilimsel bilgilere ve kurumlara olan güveni de zayıflatabilir. Bu durum, toplumların geleceğe yönelik umutlarını kaybetmelerine ve karamsarlığa kapılmalarına sebep olabilir.
Yanlış Politikalar: Geçmişe dair yanlış veya eksik bilgiler, geleceğe yönelik yanlış politikaların geliştirilmesine yol açabilir. Bu durum, toplumların refah seviyesini düşürebilir ve uluslararası ilişkileri olumsuz etkileyebilir.
Adaletsizlik: Tarihi olayların çarpıtılması, mağdurların haklarının gasp edilmesine ve suçluların aklanmasına neden olabilir. Bu durum, adalet duygusunun zedelenmesine ve toplumsal huzurun bozulmasına yol açabilir.
Milliyetçilik ve Şovenizm: Tarihsel olayların abartılması veya küçümsenmesi, milliyetçi ve şovenist duyguların alevlenmesine neden olabilir. Bu durum, uluslararası ilişkilerde gerginliklere ve çatışmalara yol açabilir.
2. Tarihçinin Ahlaki Değerleri
Tarafsızlık: Tarihçiler, kişisel görüşlerini, ideolojilerini veya siyasi eğilimlerini bir kenara bırakmalı ve olayları olduğu gibi yansıtmalıdır.
Doğruluk: Tarihçiler, kaynakları titizlikle incelemeli ve elde ettikleri bilgileri doğru bir şekilde aktarmalıdır. Yanlış veya eksik bilgilere yer vermemeli ve kasıtlı olarak bilgiyi çarpıtmamalıdır.
Şeffaflık: Tarihçiler, yaptıkları araştırmaların tüm aşamalarını açıkça belirtmeli ve kullandıkları kaynakları göstermelidir. Böylece diğer araştırmacılar, çalışmalarını kontrol etme ve değerlendirme imkanı bulabilir.
Bu üç sloganla tarihçinin ahlaki değerleri şöyle ifade edilebilir:
“Tarih, yargı değil, anlatıdır.” Tarihçinin görevi, olayları yargılamak değil, olduğu gibi anlatmaktır.
“Kaynağa sadık kal, gerçeğe ulaş.” Tarihçi, kaynakların verdiği bilgiye sadık kalmalı ve gerçeği bulmak için çaba göstermelidir.
“Şeffaf ol, güvenilir ol.” Tarihçi, çalışmaları hakkında şeffaf olmalı ve diğer araştırmacılara güvenilir bir kaynak olmalıdır.