Tarih Kursu Ders Notları İSLAMİYET YAYILIYOR TARİH 9 5. ÜNİTE İSLAM MEDENİYETİNİN DOĞUŞU 2. KONU

İSLAMİYET YAYILIYOR TARİH 9 5. ÜNİTE İSLAM MEDENİYETİNİN DOĞUŞU 2. KONU

Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf


İSLAMİYET YAYILIYOR
İlk Toplumsal Sözleşme
İslamiyet’in Varoluş Mücadelesi
Bedir Savaşı (624)
Uhud Savaşı (625)

Hendek Savaşı (627)
Hudeybiye Antlaşması (628)
Hayber’in Fethi (629)
Mute Savaşı (629)
Mekke’nin Fethi (630)
Huneyn Seferi (630)
Taif Seferi (630)
Tebük Seferi (631)
Veda Hutbesi
Dört Halife Dönemi (632-661)

İslam Dünyasında İlk Ayrılıklar



İSLAMİYET YAYILIYOR

Hz. Muhammed’e 610 yılında ilk vahiy gönderilmiştir. 
Böylelikle Peygamberlik görevi başlamıştır. 
Mekke müşriklerinin çoğu, daha önceden Muhammed’ül-Emin (güvenilir) lakabını taktıkları Hz. Muhammed’in çağrısına, olumlu karşılık vermemiştir. 
Bunun temel sebebi Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği bu yeni dinin, müşriklerin
mevcut durumlarında köklü değişikliklere sebep olmasıdır.
İslam’ın ilk dönemlerinde kayıtsız kalma, alay etme şeklinde kendini gösteren tepkiler ilerleyen zamanlarda, Müslümanlara yönelik şiddete ve işkencelere dönüşmüştür. 
Müslümanlar bazıları Hz. Peygamber’in izniyle hicret etmişlerdir.
Hz. Muhammed Mekke’de kalarak İslamiyet’i yayma faaliyetlerine devam etmiştir.

AKABE BİATLARI

620 yılında Medine’den Cahiliye Devri adetlerine göre hac vazifesini yapmak ve çevrede kurulan panayırlara katılmak için Mekke’ye gelen bazı kişilerle Akabe denilen mevkiide görüşmüş ve onları İslam’a davet etmiştir.


Bu kişiler İslam’ı kabul etmiş ve Hz. Peygamber’i koruyacaklarına dair biat (söz) vermiştir. 

Medine’ye dönen bu kişiler burada İslam’ı yaymış ve yeni Müslüman olanlarla birlikte 621 ve 622 yıllarında aynı yerde iki kez daha Hz. Muhammed ile görüşmüştür. 
İslam tarihine bu görüşmeler Akabe Biatları olarak geçmiştir.
622 yılında Hz. Muhammed, yanına Hz. Ebu Bekir’i de alarak Medine’ye hicret etmiştir.

İLK TOPLUMSAL SÖZLEŞME

Hz. Muhammed’in hicret ettiği dönemde, Arabistan 
genelinde olduğu gibi Medine’de de karışıklıklar vardır. 
Evs ile Hazrec isimli müşrik Arap kabilelerinin gerek kendi aralarında gerekse
Yahudilerle yaşadıkları çekişmeler yaşamı zorlaştırmaktadır.
Hz. Muhammed önce Müslümanlar arasında muhacir (göçmen) ve ensar (Medineli) arasında kardeşlik ilan etmiştir.
Hz. Peygamber; Medine’deki topluluklarla İslam Devleti’nin ilk yazılı anlaşması olan Medine Sözleşmesi’ni imzalamıştır. Sözleşme genel olarak yargı kuralların titizlikle uygulanmasını temel almıştır.
Medine Sözleşmesi içerik bakımından anayasal özellikler taşımaktadır.
Sözleşme ile Müslümanlar ve gayrimüslimlerin Medine’ye bir saldırı olduğunda, birlikte hareket etmesini karara bağlamıştır.

BEDİR SAVAŞI (624)

Mekkeliler, içinde Medine’ye hicret eden Müslümanların  mallarının da olduğu bir kervanı Şam’a göndermeye karar vermiştir.
Bu ticaretten elde edecekleri gelir ile de Müslümanlarla savaşmayı amaçlamışlardır. Bunu öğrenen Müslümanlar, Şam kervanının yolunu kesmek ve gözdağı vermek için sefer düzenlemiştir.
Bedir Kuyuları önünde yapılan savaşı Müslümanlar kazanmıştır. 
Bedir Savaşı’nda elde edilen ganimetler, savaşa katılanlar arasında paylaştırılmıştır. 
Esirlerin, fakir olup ödeme yapamayacak olanlarından okuma yazma bilenler, on Müslümana okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmıştır.



UHUD SAVAŞI (625)

Mekkeli müşrikler, Bedir Savaşı’nın intikamını almak 
ve Müslümanların  denetimine geçen Suriye-Mısır ticaret yolunu 
tekrar ele geçirmek amacıyla Mekkeliler üzerine harekete geçmiştir.
Hz. Peygamber’in ordunun güvenliğini sağlamak için Ayneyn Tepesi’ne yerleştirdiği okçuların yerlerini terk etmesi nedeniyle Müslümanlar bozguna uğramıştır. 
Hz. Peygamber’in yaralandığı bu savaşta, Hz. Hamza şehit olmuştur. 
Savaş sonunda Mekkeli müşrikler tam bir galibiyet kazanamamış ve geri dönmüşlerdir

HENDEK SAVAŞI (627)

Mekkeli müşriklerin Müslümanları son yok etme çabası olan Hendek Savaşı, ismini Medine’nin etrafına hendek kazılarak savunma yapılmasından almıştır. 
Mekkeli müşriklerin Medine’ye yürümesi üzerine Hz. Muhammed çevresindekilerle istişare yapmıştır. Bunun sonucunda Medine etrafına derin bir hendek kazılarak şehir savunması yapılmasına karar verilmiştir.
Müşriklerin kuşatması şiddetli bir fırtına nedeniyle sona ermiş ve müşrikler kuşatmayı kaldırıp Mekke’ye geri dönmüşlerdir.
Bu savaş Müslümanların Mekkelilere karşı son savunma savaşı olmuştur.

HUDEYBİYE ANTLAŞMASI (628)

Müslümanlar hem memleket özlemini gidermek hem de Kâbe’yi tavaf ederek umre ibadetlerini yapmak istemiştir.
Müşrikler ise Müslümanları Mekke’ye sokmamak için kendi aralarında sözleşip tedbirler almıştır. 
Hz. Peygamber geliş amaçlarını bildirmek için Hz. Osman’ı elçi olarak göndermiştir. Fakat Hz. Osman, Mekke’de esir edilmiştir.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, yanındaki sahabelerden Mekkelilere karşı koymak ve Hz. Osman’ı kurtarmak için biat almıştır.
Durumun ciddiyetini anlayan Mekkeliler gönderdikleri bir elçi vasıtası ile Hudeybiye Antlaşması’nı yaptılar.

Bu antlaşmaya göre;
 Müslümanlar, o yıl Mekke’ye giremeyecek ve umre yapamayacaktır. 
Mekkeli bir kimse Hz. Muhammed’in yanına kaçarsa velisinin isteği üzerine geri verilecek, fakat bir müslüman kaçarak Mekke’ye sığınırsa iade edilmeyecektir.
Mekkeliler, Hudeybiye Antlaşması ile Müslümanları resmen tanımıştır.



HAYBER’İN FETHİ (629)

Yahudiler, Şam ticaret yolunu tehdit edip Müslüman ticaret kervanlarına zarar vermeye ve Mekkeli müşrikleri Müslümanlara karşı kışkırtmaya devam etmekteydi. 
Bunun üzerine Hz. Peygamber, Yahudilerin bulunduğu Hayber üzerine bir sefer düzenledi. 
Kale kuşatılarak kısa sürede ele geçirildi.
Bu zaferle Şam ticaret yolunun güvenliği sağlandı.
Müslüman olmayan erkeklerden cizye vergisi alınmaya başlandı.

MUTE SAVAŞI (629)

Hristiyan Gassaniler’i İslam’a davet etmek için  bir elçi gönderilmiş fakat elçi, Gassani valisi tarafından öldürülmüştür. 
Bunun üzerine Hz. Peygamber bir ordu hazırlayarak bölgeye sevk etti. 
Gassani hükümdarı, Bizans’tan yardım istedi. 
Bölgeye gelen Bizans ordusu ile Müslümanlar arasında bir savaş yapıldı.
Mute savaşı Müslümanlarla Bizans arasındaki ilk savaştır.

MEKKE’NİN FETHİ (630)

Hudeybiye Antlaşması gereği taraflar birbirlerinin müttefiklerine saldırmayacaktır. Fakat Mekkeli müşrikler, bu antlaşmaya sadık kalmamışlardır. 
Bunun üzerine Hz. Peygamber ordusuyla Mekke üzerine yürüdü ve kısa sürede kan akıtılmadan fetih tamamlandı.
Hz. Peygamber, ilk olarak genel af ilan etmiş, kimsenin malına dokunulmamış
ve esirler serbest bırakılmıştır.
Mekke’nin Fethi’yle birlikte Kureyş müşriklerinin Hz. Peygamber ve Müslümanlara karşı olan düşmanlığı sona ermiş, Hicaz Bölgesi’nde İslam’ın yayılışının önündeki engeller ortadan kalkmıştır.


HUNEYN SEFERİ (630)

Mekke’nin Müslümanlar tarafından fethi üzerine Taifliler, putperest diğer kabileler ile birleşerek büyük bir ordu hazırlamıştır.
Hz. Peygamber, Huneyn’de toplanmış olan bu ordu üzerine sefere çıkmıştır. 
Yapılan savaşta Müşrikler yenilgiye uğratılmıştır. 
Bu zaferle Arap Yarımadası’ndaki son putperest tehdit de ortadan kalkmıştır.

TEBÜK SEFERİ (631)

Bizans’ın Arabistan üzerine büyük bir sefer düzenleyeceği haberleri üzerine Hz. Muhammed ordusuyla sefere çıkmıştır. 
Fakat Tebük mevkine gelindiğinde haberin asılsız olduğu öğrenilmiştir. 
Arabistan dışına yapılan ilk sefer olma özelliği gösteren Tebük Seferi sırasında
bölgede birçok kabile Müslümanlığı kabul etmiştir.

VEDA HUTBESİ

Hz. Muhammed, vefatına kadar Medine’de yaşamıştır. 
Vefat etmeden önce yapmış olduğu Hac ibadeti sırasında tüm insanlığa seslendiği Veda Hutbesi’ni okumuştur. 
Hz. Muhammed 632 yılında Medine’de vefat etmiş, cenazesi kendi evine defnedilmiş ve burası günümüzde de Mescid-i Nebevi’nin içerisindeki Ravza-i Mutahhara olarak adlandırılmıştır.

DÖRT HALİFE DÖNEMİ (632-661)

Hilafet İslam devletlerinde Hz. Peygamber’den sonraki devlet başkanlığı kurumunu ifade eder. İslam Devleti’nin başkanına ise “Halife” denir
Hz. Muhammed’in vefatıyla İslam Devleti’nin başkanının kim
olacağı sorunu gündeme gelmiştir. Çünkü Hz. Peygamber, kendisinden sonra kimin devlet başkanı olacağını söylememiş, seçimi Müslümanlara bırakmıştır.
632 yılında Hz. Peygamber’in vefatının ardından yapılan görüşmeler neticesinde, Hz. Ebu Bekir halife seçilmiş ve halk ona biat etmiştir.


HZ. EBU BEKİR (632 – 634)

Hz. Ebu Bekir’in halifeliğin ilk zamanlarında 
İslam Devleti içerisinde karışıklıklar yaşanmıştır. 
İslam’dan dönerek devlete isyan eden kabilelerle Ridde Savaşları’nı yapan Hz. Ebu Bekir, bu kişilerin hepsini itaat altına alarak ülke içerisinde birlik ve düzeni sağlamıştır.
Hz. Ebu Bekir Dönemi’nde Arabistan toprakları dışına seferler düzenlenmiştir. 
Suriye’nin fethi sırasında Bizans’la 634 yılında yapılan Ecnâdeyn Savaşı ile Suriye kapıları Müslümanlara açılmıştır.
Hz. Ebu Bekir Dönemi’nde birçok hafız şehit olunca unutulmasını engellemek için Hz. Ebu Bekir ayetleri bir araya toplatmış ve Kur’an-ı Kerim kitap hâline getirilmiştir. 
Böylelikle Kur’an-ı Kerim’in günümüze kadar eksiksiz ve bozulmadan gelmesi sağlanmıştır.

HZ. ÖMER ( 634- 644)

Onun dönemi, fetihlerin yoğunlaştığı bir dönemdir.
636 yılındaki Yermük Savaşı ile Suriye ve Filistin coğrafyasının önemli şehirleri ele geçirilmiş ve 640 yılında bütün Suriye coğrafyası fethedilmiştir. 
Amr bin As komutasındaki İslam orduları Filistin’in fethini tamamlamak için Kudüs’ü kuşatmıştır. Kudüs patriği Hz. Ömer’le görüşerek şehrin anahtarını teslim etmiştir.
Müslümanlar İran’a hâkim olan Sasanilere Köprü Savaşında yenildi. 
Bu savaştan sonra 636 yılında Kâdisiye, bir yıl sonra Celûlâ ve 642’de Nihâvend Savaşları sonucunda Irak ve İran toprakları fethedildi.
Müslümanlar, Hz. Ömer Dönemi’nde Horasan’a kadar olan bölgeyi fethetti ve Türklerle komşu oldu.
Mısır 642 yılında İskenderiye’nin fethi ile tamamen Müslümanların eline geçti.

Hz. Ömer’in halifelik dönemi İslam Devleti’nin teşkilatlandığı dönem olmuştur.
Ülke toprakları yönetim birimlerine ayrılarak illere valiler atanmıştır. 
Toplanan vergiler sistemli hâle getirilmiş ve İslam Devleti’nin hazinesi yani Beytü’l-mâl oluşturulmuştur.
İslam tarihinde ilk düzenli ordu ve ordugâh şehirler kurulmuştur. 
Askerî ikta sisteminin temelleri atılmıştır. 
Merkezle taşra irtibatını sağlayabilmek için posta evleri inşa edilmiştir.
Hz. Ömer zamanında Hicret (622) başlangıç kabul edilerek ilk hicrî takvim düzenlenmiştir.
Hz. Ömer, 644 yılında İranlı bir köle tarafından şehit edilmiştir.


HZ. OSMAN (644- 656)

Hz. Ömer, 644 yılında şehit edilmesi üzerine 
şûra tarafından Hz. Osman halife seçilmiştir.
Horasan ve Azerbaycan ele geçirildi.
Suriye Valisi Muaviye, Anadolu’da Kayseri’ye kadar sefer düzenlemiş ve kurulan
donanma ile 649’da Kıbrıs’ı fethetmiştir. 
Bu donanma Doğu Roma ile savaşarak Zâtü’s-savârî denilen ilk deniz zaferini
kazanmıştır. 
Hz. Osman Dönemi’nde Kuzey Afrika topraklarına da seferler yapılarak Tunus ele geçirilmiştir. Bölgedeki Berberiler arasında İslam hızla yayılmıştır.
Hz. Osman Devri’nde Kur’an nüshası çoğaltılmış diğer İslam ülkelerine gönderilmiştir.

İSLAM DÜNYASINDA İLK AYRILIKLAR

Hz. Osman Dönemi’nde fetih hareketlerinin yavaşlamasıyla ekonomik ve sosyal sorunların baş gösterdiği karışıklıklar dönemi başlamıştır.
Ekonomik sıkıntıları ortadan kaldırmak isteyen Hz. Osman, Hz. Ömer zamanında halka bağlanan maaşları kesmek zorunda kalmıştır.
Hz. Osman’ın yapmış olduğu tayinlerde, kendi kabilesi ve ileride Emeviler Devleti’ni kuracak olan Ümeyyeoğullarına ayrıcalık tanıdığı iddiaları halkta tepkileri artırmıştır.
Kûfe ve Mısır bölgelerinde isyanlar çıkmaya başladı. 
İsyanın elebaşları Medine’ye gelerek Hz. Osman’ı, evinde şehit etmiştir.
İşlenen cinayet ile Müslüman toplum içerisinde ilk fitne hareketi başlamıştır.

HZ. ALİ (656- 661)

İlk icraat olarak Hz. Osman zamanındaki olaylara sebep 


olduklarını düşündüğü valileri görevlerinden alıp yerlerine yenilerini atamıştır.

İslam Devleti içinde parçalanmaların yaşanabileceğini düşünerek suçluları cezalandırma konusunda acele etmemiş ve titiz davranmıştır.
Hz. Peygamber’in eşi Hz. Ayşe ve çevresindekiler, Hz. Osman’ın katillerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını istemişlerdir.
Sahabelerden bir kısmı Hz. Ayşe’nin safına geçerek bir güç oluşturmuştur. Hz. Ali, oluşturduğu kuvvetle Hz. Ayşe ve ordusunun peşinden Kûfe’ye gitmiştir.
Hz. Osman’ın katledilmesinden sorumlu olanlar, kendilerinin cezalandırılacağını anlamış ve beklenmedik bir anda saldırıya geçerek savaşı başlatmışlardır.
Mücadelede Hz. Ali taraftarları üstün gelmiş ve Hz. Ayşe savaştan sonra Medine’ye gönderilmiştir. Hz. Ayşe’nin devesinin etrafında cereyan etmesi dolayısıyla bu savaşa İslam tarihinde “Cemel (Deve) Vakası” denmiştir.

SIFFİN SAVAŞ 657

Cemel (Deve) Vakasından sonra Muaviye, Hz. Osman’ın katillerinin bulunmamasını gerekçe göstererek ayaklandı. 
Yapılan savaşta Hz. Ali’nin kuvvetleri, Muaviye’ye üstünlük sağladı.
Bu esnada Amr bin As’ın tavsiyesi ile Muaviye bir savaş hilesine başvurdu.
Mızraklarının uçlarına Kur’an sayfalarını takarak “Ey Iraklılar! Savaşı bırakalım, aramızda Allah’ın kitabı hakem olsun!” diye bağırmaya başladılar.
Hz. Ali, sorunun çözülmesi için hakem heyeti kurulmasını kabul etti.
Hakemlerin görüşmeleri sonrasında alınan karara uymayan Amr b. As, siyasi bir manevrayla halifeliği Muaviye’ye verdiyse de Hz. Ali, buna razı olmamış ve mücadeleye devam etmişti.
Sıffin Savaşı’ndan sonra hakem tayin edilmesini kabul etmeyip Hz. Ali’nin ordusundan ayrılan üçüncü bir grup daha ortaya çıkmıştır. 
Bunlar, İslam Devleti adına büyük bir sorun oluşturan Haricilerdir. 
Hakem Olayı ardından Müslümanlar, 3 siyasal gruba ayrılmıştır. Şiiler, Sünniler ve  Hariciler.
Bu olaylardan kısa süre sonra Haricilerden bir kişi, Hz. Ali’yi sabah namazını kıldığı sırada şehit etti




Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post