Tarih Kursu KONU ÖZETLERİ 55- ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA, ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ

55- ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA, ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ

ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA

MUSUL SORUNU (1926)

Gelişmeler
•Misakımillî sınırları içinde yer alan Musul’la ilgili olarak Lozan Antlaşmasında bir anlaşma sağlanmadı. Sorunun Türkiye ile
İngiltere arasında yapılacak görüşmelerle çözülmesi kararına varıldı.
•Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığı zaman Musul Osmanlı sınırlarındaydı. 1926’te toplanan Haliç Konferansı’ndan bir sonuç alınamadı.
•Konu Türkiye tarafından Milletler Cemiyetine götürüldü.
•Cemiyet Musul’un Irak’a bırakılması doğrultusunda karar verdi.
•Bu sırada çıkan Şeyh Sait Ayaklanması Türkiye’nin sorunla ciddi olarak ilgilenememesine neden oldu.

5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması
•Türkiye ile İngiltere arasında Musul meselesini halletmek için imzalanmıştır.
•Irak sınırı çizildi. Musul Irak’a bırakıldı.
•Musul’dan elde edilecek petrol gelirlerinin %10‘u 25 yıl süreyle Türkiye’ye verilecekti.
•Hakkari Türkiye’ye bırakılacaktır, kararı alındı.


NÜFUS MÜBADELESİ (1930)
•Yunanistan ve Türkiye arasındaki bu sorun Lozan’da çözümlenmişti. Buna göre; Türkiye de kalan Rumlarla, Yunanistan da kalan Türklerin değişimi yapılacak; ancak 30 Ekim 1918 den önce İstanbul’a yerleşmiş (etabli) Rumlarla, Batı Trakya Türkleri bu değişimin dışında tutulacaktır.
•Bu antlaşmaya rağmen Yunan ve Türk temsilcileri yerleşmiş (etabli) deyiminin kapsamı konusunda anlaşmazlığa düştü. Yunan temsilciler yerleşmiş deyimine dayanarak İstanbul’da daha fazla Rum bırakmayı amaçlamışlardı.
•1930’da anlaşmazlığı çözümleyen yeni bir anlaşma imzalandı.
•Bu anlaşmaya göre İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türklerinin hepsi yerleşmiş deyiminin kapsamına alındı. Bu şekilde Lozan dan beri devam eden sorun çözümlendi.
•Nüfus Mübadelesi sorununun çözümlenmesi 1934’te imzalanan Balkan Antantına zemin hazırlamıştır.

YABANCI OKULLAR SORUNU
•Türkiye’de bulunan yabancı okulların durumu ile ilgili esaslar. Lozan Antlaşmasında belirlenmişti.
•Yabancı okullara karşı Türk Hükümeti’nin düzenlemelerine batılı devletler tepki göstermiştir.
•Türkiye ise bunun iç sorun olduğunu ve hiçbir devletin bu soruna müdahale edemeyeceğini bildirmiştir.
Yeni Türk Devletinin Cumhuriyet’ten sonra dış politikadaki ilk başarısıdır.

MİLLETLER CEMİYETİ’NE GİRİŞ (18 TEMMUZ 1932)
•1930’dan sonra değişen dünya konjonktürü, özellikle Almanya ve İtalya’nın dünya barışını tehdit etmesi karşısında Türkiye uluslararası işbirliğine ihtiyaç duymuştur.
• Türkiye cemiyetin yaptığı çağrıya olumlu cevap vermiştir
• 18 Temmuz’da da İspanya’nın teklifi ve Yunanistan’ın desteğiyle üyeliği resmen kabul edilmiştir.

BALKAN ANTANTI (1934)
•Almanya ve İtalya’nın Balkanlara yönelik saldırılarını önlemeye karşı bir savunma işbirliği olarak kurulmuştur.
•Türkiye’nin önderliğini yaptığı bu ittifaka Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya katıldı.
•Bulgaristan’ın yayılmacı bir politika izlemesi, Arnavutluk’ta ise İtalya yanlısı bir yönetim olması ve Arnavutların Makedonya’yı istemesi nedeniyle bu devletler ittifaka katılmamıştır.
•Bu antlaşma ile devletler sınırlarını karşılıklı olarak garanti ediyorlar, birbirlerine danışılmadan herhangi bir Balkan devletiyle birlikte bir siyasi harekette bulunmamayı ve herhangi bir siyasi antlaşma yapmamayı taahhüt ediyorlardı.
Türkiye Balkan Antantı ile batı sınırının güvenliğini sağlamıştır.

MONTRÖ (MONTREUX) BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (1936)
•1933’ten sonra Avrupalı devletlerin silahlanmaya önem vermesi, İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi, Almanya’nın Ren bölgesine asker çıkarması, Japonya’nın Mançurya’da saldırması karşısında Milletler Cemiyeti’nin güvencesinin etkili olmadığının anlaşılmasına neden olmuştur.
•Bu durum karşısında Türkiye, Boğazların durumunu, değişen dünya şartları ışığında yeniden görüşülmesini istedi.
•Türkiye bu isteğini ilgili devletlere birer nota göndererek Boğazlar Konferansının toplanmasını istemiştir. Montrö’de toplanan konferans 10 Temmuz 1936’da bir antlaşma ile sonuçlanmıştır.
•Lozan Antlaşması’nda kurulan Boğazlar Komisyonu kaldırılarak bu komisyonun görevleri Türkiye’ye bırakılmıştır.
•Türkiye’nin boğazlar çevresinde istediği sayıda asker bulundurması kabul edilmiştir.
•Yabancı devletlere ait savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi kısıtlanmış; ancak ticaret gemilerinin geçişi serbest bırakılmıştır.
•Böylece Boğazlarda Türk hakimiyeti kesin olarak sağlanmıştır. Konferansa katılmayan İtalya’da, bu antlaşmayı 1937 yılında imzalayarak Montrö hükümlerini tanımıştır.

SADABAT PAKTI (1937)
•İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ile Doğu Akdeniz de İtalyan tehtidinin ortaya çıkması üzerine Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Tahran da Sadabat Paktı imzalandı (8 Temmuz 1937). Suriye, Irak’la sınır sorunları olduğu için bu ittifaka katılmadı.
•Bu antlaşma ile:
•Taraflar Milletler Cemiyetine bağlı kalacaklar.
•Birbirinin iç işlerine karışmayacaklar ve ortak sınırlara bağlı kalacaklar.
•Birbirlerine karşı herhangi bir saldırıya girişmeyeceklerdi.
•Türkiye doğu sınırlarını güven altına almıştır.

HATAY’IN ANAVATAN’A KATILMASI (1939)
•20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması’na göre Antakya ve İskenderun’da özel bir yönetim kurulması kararlaştırıldı.
•Fransa, Suriye ve Lübnan üzerindeki manda yönetimini kaldırınca Antakya ve İskenderun’un kaderi Suriye hükümetine bırakılıyordu. Türkiye, bu sorunun uluslararası hukuk kurallarına göre çözülmesi için Milletler Cemiyetine başvurmuştu.
•2 Eylül 1938’de Hatay Meclisi kuruldu.
•Hatay Meclisinde yapılan halk oylaması sonucunda meclisin Türkiye’ye katılma kararı almasıyla 29 Haziran 1939’da Hatay, Anavatana katıldı.
•Hatay sorunu Misakımillî doğrultusunda çözümlenmiştir. Türkiye’nin en son belirlenen sınırı Suriye sınırıdır.

Atatürk Dönemi’nde Üye Olunan Uluslararası Kuruluşlar
•Briand – Kellog Paktı (19 Ocak 1929): Pakt ile savaşın uluslararası sorunların çözümünde bir siyaset aracı olarak kullanılmaması kabul edilmiştir.
•Litvinof Protokolü’nün Onaylanması (1 Nisan 1929): Protokol silahın milli siyaset aracı olarak kullanılmasını yasaklayan Briand -Kellog Paktı‘nın Doğu Avrupa’da yürürlüğe girmesini sağlamayı hedeflemiştir.
•Türkiye’nin Milletler Cemiyetine Girmesi (18 Temmuz 1932)
•Balkan Antantı (9 Şubat 1934)
•Akdeniz Paktı (Ocak 1936)Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve İngiltere arasında İtalya’nın Akdeniz’e saldırı ihtimaline karşı kurulan pakt.
•Sadabat Paktı (9 Temmuz 1937)
•Nyon konferansı (14 Eylül 1937): Akdenizin genel güvenliği için 10 ülkenin katıldığı konferans

ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ (10 Kasım 1938)

•22 Ocak 1938’de Atatürk’ü muayene eden Dr. Nihat Reşat karaciğer rahatsızlığından kuşkulanmış ve siroz teşhisi koymuştur.
•Atatürk’ü muayene etmesi için Fransa’dan Prof. Noel Fissenger Ankara’ya davet edilmiştir. Atatürk’ü muayene eden Fransız doktor da öncekilerle örtüşen bir
•teşhiste bulunmuştur.
•Atatürk, 8 Kasım 1938 günü girdiği komadan çıkamayarak, 10 Kasım 1938 perşembe günü sabah saat 9’u 5 geçe hayatını kaybetmiştir.
•Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı tabutu 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı’nda katafalka konulup, cenazesi 19 Kasım 1938’de Yavuz zırhlısı ile önce İzmit’e, oradan da özel bir trenle Ankara’ya getirilmiştir.
•Naaş, 21 Kasım 1938’de, Etnografya Müzesindeki geçici kabrine konulmuştur.
•1944’te Ankara’da Anıtkabir’in inşasına başlanmıştır.
•Atatürk’ün naaşı 10 Kasım 1953’te de Anıtkabir’e nakledilmiştir.




Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

53- ATATÜRK DÖNEMİ HUKUK, TOPLUM, EĞİTİM, EKONOMİ VE SANAT ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR53- ATATÜRK DÖNEMİ HUKUK, TOPLUM, EĞİTİM, EKONOMİ VE SANAT ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

TÜRK İNKILABI Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar•Osmanlı Devleti’nde hukukun kaynağı İslam dini ve geleneklere dayanırdı. Kapitülasyonlar, Konsolosluk Mahkemeleri ve Karma Mahkemeler devlet içinde hukuk birliğinin sağlanmasını engelliyordu.•II. Mahmut ve Tanzimat döneminde