Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi liselerde seçmeli olarak okutulan bir derstir. Bu sayfada paylaştığımız Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi ders notları sayesinde sınavda karşılaşabileceğiniz tüm konulara hakim olacaksınız. Bu özet ders notları Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun olarak hazırlandı. Bu ders notları sayesinde Seçmeli Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi yazılısından 100 alacaksınız. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 1. Ünite: İki Küresel Savaş Arasında Dünya Ders Notu MEB ders kitapları ile uyumludur.
Sınıf: Seçmeli tarih
Ders: Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi
Ünite: 1. ünite: İki Küresel Savaş Arasında Dünya
İlgili yazılı: Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 1. dönem 1. yazılı
1. Ünite: İki Küresel Savaş Arasında Dünya
• Bu ünitede, I. Dünya Savaşı‘nın sonuçlarından başlayarak II. Dünya Savaşı‘na yol açan gelişmeleri inceleyeceğiz.
• Dünyanın siyasi, ekonomik ve sosyal olarak nasıl değiştiğini göreceğiz.
• Yeni ideolojilerin ortaya çıkışını ve küresel güç dengelerinin nasıl yeniden şekillendiğini anlayacağız.
Ünite Konuları
• I. Dünya Savaşı‘nın Siyasi ve Ekonomik Sonuçları
• SSCB‘nin Kurulmasının Orta Asya Türk Toplumlarında Meydana Getirdiği Değişim
• Savaş Sonrası Değişen Orta Doğu ve Afrika Siyaseti
• Küresel Siyaset ve Mutlak Güç Arayışı: Hakimiyet Teorileri
• Uzak Doğu’da Yeni Güç: Japonya
• İki Savaş Arası Dönemde Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler • İki Savaş Arası Dönemde Sosyokültürel ve Bilimsel Gelişmeler
Versailles Antlaşması Üzerine Bir Yorum
• Mareşal Ferdinand Foch (Fransız komutan), I. Dünya Savaşı‘nı bitiren antlaşmalar için şöyle demiştir:
• “Bu antlaşma bir barış antlaşması değil, yirmi yıl sürecek bir ateşkes antlaşmasıdır.”
• Foch, Versailles Antlaşması‘nın şartlarının çok ağır olduğunu ve Almanya‘yı yeni bir savaşa sürükleyeceğini öngörmüştür.
I. Dünya Savaşının Arka Planındaki Rekabet
• XIX. yüzyılda (1800’ler) Avrupa devletleri arasındaki stratejik ve emperyalist (sömürgeci) rekabet, I. Dünya Savaşı‘nın ana nedeni oldu.
• Sanayi Devrimi ve Fransız İhtilali, bu dönemdeki siyasi ve ekonomik gelişmeleri derinden etkiledi.
• Fransız İhtilali ve Koalisyon Savaşları sonrası bozulan denge, 1815 Viyana Kongresi ve 1856 Paris Antlaşması ile düzeltilmeye çalışıldı.
• Sanayileşen devletlerin ham madde ve pazar arayışı, büyük bir rekabet başlattı.
• Bu rekabet, sömürgecilik yarışını hızlandırdı ve devletler arası gerginliği artırdı.
Sanayileşme ve Ham Madde İhtiyacı
• Sanayi Devrimi, İngiltere‘de başladıktan sonra Belçika, Fransa ve ABD‘ye yayıldı.
• Zamanla bu ülkelere Almanya, İtalya, Avusturya-Macaristan ve İskandinav ülkeleri de katıldı. • Avrupa devletleri arasındaki rekabetin temelinde, sanayileri için gerekli enerji ve ham madde kaynaklarına ulaşma hedefi vardı.
• Ayrıca bu devletler, ürettikleri ürünler için sürekli yeni pazarlar arıyordu.
• Sanayinin gelişmesiyle kömür ihtiyacı arttı ve devletler zengin kömür yatakları için mücadele etmeye başladı.
Petrolün Artan Önemi
• XIX. yüzyılın sonlarına doğru petrolün sanayide yakıt olarak kullanılması, devletler arası mücadeleyi yeni bir boyuta taşıdı.
• Petrol şirketleri, hükümetlerinden aldıkları destekle uluslararası pazarlarda etkin bir güç haline geldi.
• XX. yüzyıl başlarından itibaren petrol üretimi hızla arttı.
• İran, Musul-Kerkük ve Hindiçini gibi petrol zengini bölgeler, sömürgeci devletlerin rekabet alanı oldu.
• I. Dünya Savaşı‘nda savaş gemileri ve uçaklar gibi motorlu araçlar petrole olan ihtiyacı artırdı.
• Petrole ve petrol yollarına hakim olma mücadelesi, emperyalist rekabeti yeniden şekillendirdi.
Sömürgecilik ve Ulaşım Ağı
• Sömürgeci devletler, ham maddeleri taşımak ve ürünleri pazarlara ulaştırmak için haberleşme ve ulaşıma büyük önem verdi.
• Bu amaçla yeni demir yolları inşa edildi ve deniz yolu ulaşımı geliştirildi.
• Hindistan, Uzak Doğu ve Afrika‘daki sömürgelerden elde edilen kaynaklar, demir yollarıyla limanlara taşındı.
• Sömürgeci devletler, sömürgelerine giden stratejik kara, deniz ve su yollarının güvenliğini sağlamaya çalıştılar.
• Artan dünya ticareti, posta teşkilatları, telgraf ve telefon hatlarının yaygınlaşmasını sağladı.
Afrika ve Uzak Doğudaki Sömürgecilik
• XIX. yüzyılın sonlarına kadar Afrika kıtasının büyük bölümü sömürge haline getirildi.
• İngiltere zengin kaynaklara sahip ülkeleri ele geçirirken, Fransa, Almanya, Belçika, Portekiz ve İtalya da hakimiyet alanlarını genişletti.
• Uzak Doğu’daki sömürgecilik faaliyetleri ise genellikle Güneydoğu Asya ve Çin‘de sürdürüldü.
• İngiltere ve Fransa, Güneydoğu Asya’da büyük bir rekabete girdi ve bu mücadelenin merkezinde Hindistan vardı.
• İngiltere, “Güneş Batmayan İmparatorluk” olarak anıldı ve Avustralya’dan Kanada’ya, Hindistan’dan Güney Afrika’ya kadar geniş sömürgelere sahip oldu.
Avrupada Değişen Dengeler
• İtalya‘nın (1870) ve Almanya‘nın (1871) siyasi birliklerini tamamlaması, Avrupa’daki güç dengelerini bozdu.
• Almanya‘nın 1870 Sedan Savaşı‘nda zengin kömür bölgesi olan Alsace-Lorraine‘i (Alsas Loren) Fransızlardan alması, gerginliği artırdı.
• 1888‘de II. Wilhelm‘in imparator olmasıyla Almanya, dünyaya yayılmayı amaçlayan bir strateji benimsedi.
• Sanayisine ham madde ve pazar bulmak için sömürge arayışına giren Almanya, bu amaçla Osmanlı Devleti‘yle yakınlaştı.
• Almanya‘nın bu hızlı yükselişi, İngiltere‘nin güvenliğini ve denizaşırı çıkarlarını tehdit etmeye başladı.
Amerika Birleşik Devletlerinin Yükselişi
• ABD, Monroe Doktrini ile Avrupa’nın iç işlerine karışmadı ve Avrupalıların Amerika kıtasında sömürgecilik yapmasına izin vermedi.
• “Yalnızlık politikası” adı verilen bu tutumla ABD, Latin Amerika ülkelerinin İspanyol sömürgeciliğinden kurtulmasında rol oynadı.
• Zamanla bu ülkeleri kendi siyasi ve ekonomik nüfuzu altına alarak dünyanın en büyük sanayi güçlerinden biri oldu.
• Kendi kıtası dışındaki sorunlara mesafeli dursa da dünyanın her yerinde ticari faaliyetlerde bulunarak ekonomik çıkarlarını gözetti.
Diğer Küresel Güçler ve Rekabet
• Fransa, Koalisyon Savaşları‘nda kaybettiği sömürgeleri geri almak için Hindiçini ve Afrika‘da yeni bölgeler ele geçirdi.
• İngiltere ve Fransa arasında Süveyş Kanalı nedeniyle büyük bir gerginlik yaşandı.
• 1869‘da açılan kanalın işletmesi Fransız şirketine verilmişti, ancak İngiltere 1882‘de Mısır‘ı işgal ederek kanalı kontrolü altına almak istedi.
• Rus Çarlığı, Akdeniz’e ve okyanuslara ulaşmak için İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Balkanlar ve Uzak Doğu gibi bölgelerde genişlemeye çalıştı.
• İtalya, siyasi birliğini tamamladıktan sonra Osmanlı toprağı olan Trablusgarp‘ı 1911‘de işgal etti.
• Japonya, sanayileştikten sonra emperyalist bir politika izleyerek Uzak Doğu‘da Avrupa devletleri ve ABD ile rekabete girdi.
Blokların Oluşumu: İttifak ve İtilaf
• Avrupa devletleri arasındaki çıkar savaşları sonucunda iki büyük blok oluştu.
• Üçlü İttifak Devletleri (1882): Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya
• Üçlü İtilaf Devletleri (1907): İngiltere, Fransa, Rus Çarlığı
Savaşın Başlaması ve Taraflar
• Devletler arası gerginlik, 28 Haziran 1914‘te Avusturya-Macaristan Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand‘ın Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesiyle savaşa dönüştü.
• Avusturya-Macaristan, Sırbistan‘a savaş açtı.
• Almanya, 1 Ağustos‘ta Rusya‘ya, 3 Ağustos‘ta Fransa‘ya savaş açtı.
• İngiltere de 4 Ağustos‘ta Almanya‘ya savaş ilan etti ve savaş tüm Avrupa’ya yayıldı.
• Osmanlı Devleti (Kasım 1914) ve Bulgaristan (Ekim 1915), İttifak Devletleri‘nin yanında savaşa girdi.
• Başlangıçta İttifak blokunda olan İtalya, 20 Mayıs 1915‘te taraf değiştirerek İtilaf Devletleri‘nin yanına geçti.
• 1917‘de ABD‘nin de savaşa girmesiyle savaş, İtilaf Devletleri‘nin lehine sonuçlandı.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)
• Savaş sonrası bozulan güç dengelerini yeniden kurmak ve mağlup devletlerin durumunu belirlemek amacıyla toplandı.
• Konferansta kararları “Beşler Konseyi” (ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya) alsa da asıl etkili olanlar İngiltere ve Fransa oldu.
• Konferans sonunda Avrupa’nın siyasi sınırları yeniden çizildi, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da manda yönetimleri kuruldu.
• Görüşmeler ABD Başkanı Woodrow Wilson‘ın 14 ilkesi üzerinden yürütülse de kararlar İngiltere ve Fransa‘nın çıkarlarına göre alındı.
• Wilson İlkeleri gereğince Milletler Cemiyeti‘nin (Cemiyet-i Akvam) kurulmasına karar verildi.
Versailles (Versay) Antlaşması (28 Haziran 1919)
• İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan ve çok ağır şartlar içeren bir barış antlaşmasıydı.
• Bu antlaşma, gelecekteki birçok sorunun da temelini attı.
Antlaşmanın Bazı Maddeleri:
• Almanya, Alsace-Lorraine‘i Fransa‘ya, Batı Prusya’yı Polonya‘ya verecekti.
• Danzig, Milletler Cemiyeti korumasında serbest şehir olacaktı.
• Almanya, tüm denizaşırı sömürgelerinden vazgeçecekti.
• Zorunlu askerlik kaldırılacak, ordusu yüz bin kişi ile sınırlandırılacak, denizaltı ve uçak yapması yasaklanacaktı.
• Almanya, “tamirat borcu” adı altında ağır bir savaş tazminatı ödeyecekti.
I. Dünya Savaşının Genel Sonuçları
• Milyonlarca insan hayatını kaybetti, uluslararası güç dengeleri derinden sarsıldı.
• İmparatorluklar yıkıldı (Almanya, Osmanlı, Avusturya-Macaristan), yeni ulus devletler kuruldu.
• Rusya‘da çarlık rejimi yıkıldı ve yerine sosyalist ideolojiye dayalı SSCB kuruldu. • Dünya siyasi haritası yeniden çizilirken milliyetlerin dikkate alınmaması, II. Dünya Savaşı‘na zemin hazırladı.
• İngiltere ve Fransa nüfuz alanlarını genişletse de büyük ekonomik sıkıntılarla karşılaştı.
• Avrupa’nın Uzak Doğu‘daki etkisi azalırken, Japonya‘nın nüfuzu arttı.
Savaşın Ekonomik Sonuçları ve Krizler
• Savaş sonrası birçok devletin hazinesi boşaldı, Avrupa’da açlık ve yoksulluk devam etti.
• Almanya, savaş tazminatını ödeyemediği için karşılıksız para bastı ve bu durum ülkede hiper enflasyona (paranın aşırı değer kaybetmesi) neden oldu.
• ABD‘nin Avrupalı müttefiklerinden kredilerini geri alamaması, küresel bir ekonomik krize yol açtı.
• “Kara Perşembe” olayıyla başlayan 1929 Ekonomik Buhranı, dünya ekonomilerini derinden etkiledi.
• Bu kriz, birçok ülkede “devletçilik” politikasının uygulanmasıyla aşılmaya çalışıldı.
İki Savaş Arası Etkili Olan İdeolojiler
• I. Dünya Savaşı sonrası siyasi ve ekonomik sorunlar, bazı ideolojilerin yükselmesine ve baskıcı (totaliter) rejimlerin kurulmasına neden oldu.
Sosyalizm ve Komünizm:
• Bireysel çıkarlar yerine ortak çıkarları savunan, eşitlikçi bir ideolojidir.
• Karl Marx ve Friedrich Engels, Komünist Manifesto ile işçi sınıfını birleşmeye çağırdı. • Hedefleri; özel mülkiyeti kaldırarak sınıfsız, devletsiz bir toplum düzeni kurmaktı.
• Komünizm, 1917 Bolşevik İhtilali ile Rusya‘da uygulamaya geçti.
Faşizm İdeolojisi
• Demokratik ve özgürlükçü yapılar yerine, aşırı milliyetçiliğe dayalı bir baskı düzeni kurmayı amaçlar.
• Sendikal hareketler ve grevler yasaklanır, eğitim sıkı denetim altına alınır.
• Dış politikada yayılmacı ve istilacı bir siyaset izlenir.
• İlk kez İtalya‘da örgütlendi ve I. Dünya Savaşı sonrası bir ideolojiye dönüştü.
• Liderliğini Benito Mussolini‘nin yaptığı faşist hareket, 1919‘da “Savaş Demetleri” adıyla örgütlendi.
• Gençlik teşkilatı olan “Kara Gömlekliler”, siyasi karşıtlarına, özellikle komünistlere karşı savaştı.
• Ekim 1922‘de Faşist Parti, İtalya‘da iktidara geldi.
Nasyonal Sosyalizm (Nazizm)
• Adolf Hitler ve Nasyonal Sosyalist Partisi‘nin siyasi ideolojisidir ve “Nazizm” olarak anılır.
• Faşizme benzeyen bu ideoloji, Alman ırkının üstünlüğü tezi üzerine kurulmuştur.
• Esasları, Hitler‘in Kavgam adlı kitabında anlatılmıştır.
• Alman ırkından olmayanları dışlayan ayrımcı bir politika izlemişlerdir.
• Bireysel ve siyasal özgürlükleri ortadan kaldırarak otoriter bir devlet yapısı hedeflemişlerdir.
• I. Dünya Savaşı sonrası Almanya‘da yaşanan siyasi ve ekonomik çöküntü, halkın Nazizm ideolojisi etrafında birleşmesine neden oldu.
SSCB’nin Kurulması
• I. Dünya Savaşı‘ndaki yenilgiler ve ekonomik sorunlar, Rus Çarlığı‘nda halk ayaklanmalarını başlattı.
• Şubat 1917‘de Bolşevikler tarafından yapılan ihtilal ile çarlık rejimi sona erdirildi.
• Ekim 1917‘de Lenin önderliğindeki Bolşevikler, Geçici Hükümeti devirerek iktidarı tamamen ele geçirdi.
• 1918-1922 yılları arasındaki iç savaşta Bolşevikler, Kızıl Ordu sayesinde zafer kazandı.
• 30 Aralık 1922‘de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) resmen kuruldu.
Türkistan Milli Mücadelesi ve Basmacı Hareketi
• Bolşevikler, 3 Aralık 1917‘de yayımladıkları bir bildiriyle Rus hakimiyetindeki tüm halklara kendi kaderini belirleme (self-determinasyon) hakkı tanıdı.
• Bu doğrultuda Türkistan Milli Özerk Hükümeti, Alaş Orda Devleti ve Başkort Milli Özerk Cumhuriyeti gibi Türk devletleri kuruldu.
• 1918‘de Azerbaycan Türkleri de bağımsızlıklarını ilan etti.
• Ancak Sovyet Rusya, baskılarını artırarak bu hükümetleri ortadan kaldırdı.
• Türkistan Milli Özerk Hükümeti‘nin dağıtılması üzerine Hokand’da Korbaşı Ergaş liderliğinde silahlı direniş başladı (1918).
• Rusların Basmacı Hareketi adını verdiği bu direniş, tüm Türkistan’a yayıldı.
• 8 Kasım 1921‘de Enver Paşa‘nın hareketin başına geçmesiyle mücadele güçlendi.
• Enver Paşa, 4 Ağustos 1922‘de Belcuvan‘da (Tacikistan) şehit edildi.
• Direnişin başarısız olmasındaki temel etken, gruplar arasında birlik sağlanamamasıydı.
Kafkasyada Gazavât (Müridizm) Direnişi
• XVIII. yüzyılda Rus Çarlığı’nın Kafkasya’yı istilasına karşı başlayan dinî ve millî bir direniş hareketidir.
• Nakşibendi tarikatı mensupları tarafından yönetildiği için Ruslar tarafından “Müridizm” olarak adlandırılmıştır.
• İmam Şeyh Mansur ile başlayan hareket, İmam Gazi Muhammed ve İmam Hamza Bey ile devam etti.
• İmam Şeyh Şamil zamanında direniş en güçlü dönemini yaşadı.
• Şeyh Şamil, çok zor şartlarda mücadele yürüttü ve 1858‘de Ruslara esir düştü.
• Onun esir düşmesiyle Gazavât Hareketi büyük ölçüde sona erdi.
Azerbaycan’ın Bağımsızlık Mücadelesi
• Bolşevik İhtilali sonrası Azerbaycan Türkleri, Gürcüler ve Ermeniler ile Transkafkasya adında federatif bir hükümet kurdu.
• Ancak etnik ve siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle bu federasyon dağıldı.
• 28 Mayıs 1918‘de Azerbaycan Milli Şûrası, Mehmet Emin Resulzade başkanlığında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti‘ni kurdu.
• Bakü’nün kurtarılması için Osmanlı Devleti‘nden yardım istendi ve Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu kuruldu.
• Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918‘de Bakü’yü ele geçirdi.
• Türk dünyasının ilk demokratik cumhuriyeti olan Azerbaycan, 28 Nisan 1920‘de Sovyet Rusya‘nın hakimiyetine girdi.
SSCB’nin Orta Asya Politikası ve Etkileri
• SSCB, Çarlık Dönemi’ndeki sömürgeci politikayı komünist ideolojiye uyarlayarak devam ettirdi.
• Stalin, “milletlerin kaynaşması” sloganı altında aslında Ruslaştırma politikasını sürdürdü.
• “Böl, parçala ve yönet” politikasıyla Türkçe konuşan halklar arasındaki lehçe farkları öne çıkarılarak ayrı milliyetler oluşturuldu.
• Bölgenin etnik yapısını değiştirmek için Türkistan’a Ruslar yerleştirildi, Türkler ise göçe zorlandı.
• Dinsizlik (ateizm) devlet politikası oldu; cami ve medreseler kapatılarak dinî eğitim engellendi.
• Rusça resmi dil olurken, Türk topluluklarının ana dillerinde eğitim görmesi yasaklandı.
• Yüzyıllardır kullanılan Arap alfabesi yerine önce Latin, sonra Kiril alfabesi getirildi.
• Türk toplulukları arasında ortak tarih bilinci oluşmasını engellemek için her cumhuriyete ayrı ülke tarihleri yazıldı.
Orta Doğuda Değişen Siyaset
• Orta Doğu, XX. yüzyıl başlarından itibaren Türkiye, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Mısır’ı kapsayan coğrafi bir kavramdır.
• Osmanlı Devleti‘nin I. Dünya Savaşı sonunda yıkılmasıyla bölgede bir otorite boşluğu oluştu.
• İngiltere ve Fransa, kurdukları manda yönetimleri ile bölgeden siyasi ve ekonomik çıkar sağladı ve bölgeyi istikrarsızlaştırdı.
• İngiltere, Filistin’deki manda yönetimi sırasında Yahudi göçüne göz yumarak günümüze kadar süren çatışmaların temelini attı.
Orta Doğuyu Şekillendiren Gizli Antlaşmalar
• I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere ve Fransa, Osmanlı‘nın Orta Doğu topraklarını kendi aralarında gizli antlaşmalarla paylaştı.
McMahon Antlaşması (1915-1916):
• İngiltere ile Mekke Emîri Şerif Hüseyin arasında yapıldı.
• Şerif Hüseyin‘in Osmanlı‘ya karşı isyan etmesi karşılığında kendisine bağımsız bir Arap krallığı vadedildi.
Sykes-Picot Antlaşması (16 Mayıs 1916):
• İngiltere ile Fransa arasında imzalandı, Rusya‘nın da onayı alındı.
• Bu antlaşmayla Doğu Akdeniz, Adana, Musul ve Suriye kıyıları Fransa‘ya; Hayfa, Akka, Bağdat ve Güney Irak İngiltere‘ye bırakılacaktı.
• Filistin’de ise uluslararası bir yönetim kurulması planlandı.
Balfour Deklarasyonu ve Sonuçları
• İngiltere, Araplara devlet vadedilirken Siyonistlerle de görüşmeye devam ediyordu.
• 2 Kasım 1917‘de İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Balfour, Siyonist liderlerden Walter Rothschild‘a bir mektup gönderdi.
• Bu mektupta, Yahudilerin Filistin topraklarını yurt edinmesine olumlu baktıklarını ve bunu destekleyeceklerini bildirdi.
• Tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçen bu mektup, Orta Doğu’da günümüze kadar devam eden sorunların fitilini ateşledi.
• Bolşevik İhtilali sonrası Lenin, bu gizli antlaşmaları dünyaya ifşa etti.
• San Remo Konferansı‘nda (Nisan 1920) Orta Doğu’daki Osmanlı toprakları yeniden paylaşıldı.
• Suriye ve Lübnan Fransız mandasına, Irak, Filistin ve Arap Yarımadası İngiliz mandasına verildi.
Küresel Siyaset ve Hakimiyet Teorileri
• Devletlerin küresel bir güç olmak için hangi bölgeleri kontrol etmesi gerektiğini açıklayan teorilerdir.
Kara Hakimiyet Teorisi (Halford J. Mackinder):
• “Dünya Adası”nı (Asya, Avrupa, Afrika) kontrol etmek için “Merkez Bölge”yi (Heartland) ele geçirmek gerekir.
• Formülü: “Doğu Avrupa’ya hakim olan Merkez Bölge’yi, Merkez Bölge’ye hakim olan Dünya Adası’nı, Dünya Adası’na hakim olan dünyayı denetler.”
Kenar Kuşak Hakimiyet Teorisi (Nicholas John Spykman):
• Mackinder‘a karşı geliştirilmiştir. Asıl gücün Merkez Bölge’yi çevreleyen “Kenar Kuşak”ta (Türkiye, İran, Hindistan, Çin vb.) olduğunu savunur.
• ABD‘nin Soğuk Savaş’taki “çevreleme politikası”nın temelini oluşturdu.
Deniz Hakimiyet Teorisi (Amiral Alfred Thayer Mahan):
• Bir ülkenin küresel güç olması için stratejik denizleri, boğazları ve kanalları kontrol etmesi gerektiğini savunur.
• “Denizlere ve deniz yollarına hakim olan güç, dünyaya hakim olur.”
• Bu teori ABD, İngiltere ve Japonya gibi ülkelerin denizcilik politikalarını şekillendirdi.
Hava Hakimiyet Teorisi (Giulio Douhet, William Mitchell):
• Güçlü bir hava filosu kuran devletin diğerleri üzerinde hakimiyet kuracağını savunur. • “Havaya hakim olan güç, dünyaya hakim olur.”
• II. Dünya Savaşı‘nda Almanya‘nın kullandığı “yıldırım savaşı” (Blitzkrieg) taktiği bu teoriye dayanıyordu.
Uzak Doğuda Dengeleri Değiştiren Güç: Japonya
• XIX. yüzyıla kadar Japonya, dış dünyaya kapalı, feodal bir yönetim yapısına sahipti.
• Ülke, “şogun” denilen en üst derebeyi tarafından yönetiliyor, imparator (“mikado”) ise sembolik bir role sahipti.
• 1854‘te ABD‘nin askeri baskısıyla Kanagawa Antlaşması‘nı imzalayarak limanlarını Batılılara açmak zorunda kaldı. • Bu gelişme, ülke içinde karışıklıklara yol açtı.
• 1867‘de tahta çıkan İmparator Mutsuhito Meiji, Meiji Restorasyonu olarak bilinen köklü bir reform dönemi başlattı.
Meiji Restorasyonu ve Modernleşme
• Meiji Restorasyonu, Japon modernleşmesinin temelini oluşturdu.
• Şogunluk lağvedildi, feodal sisteme son verildi ve merkezî bir yönetim kuruldu.
• 1868-1898 arasında 2190 adet fabrika kuruldu.
• Ülke geneline demir yolları inşa edildi.
• İlköğretim zorunlu hale getirildi, Avrupa ve ABD‘ye öğrenciler gönderildi.
• 1873‘te zorunlu askerlik kabul edildi, ordu ve donanma modernize edildi.
• 1889‘da ilk anayasa yapıldı ve Gregoryen takvime geçildi.
Japon Yayılmacılığı
• Meiji Restorasyonu ile sanayileşen Japonya, ham madde sağlamak amacıyla yayılmacı bir politika izlemeye başladı.
• İlk hedefi, ham madde kaynağı ve pazar olarak gördüğü Kore oldu.
• 1894-1895 Çin-Japon Savaşı‘nı kazanarak Mançurya‘nın güneyini ele geçirdi.
• Rusya‘nın bu duruma karşı çıkması üzerine 1904-1905 Rus-Japon Savaşı yaşandı ve Japonya bu savaşı da kazandı.
• 1910‘da Kore‘yi tamamen ilhak eden Japonya, Uzak Doğu‘nun ve dünyanın en önemli güçlerinden biri haline geldi.
İki Savaş Arası Dönemde Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler
• Bu dönem, barışı koruma ve I. Dünya Savaşı‘nın yıkımını onarma çabalarıyla geçti.
• 1925 Locarno Antlaşması ve 1929 Briand-Kellogg Paktı ile uluslararası alanda bir yumuşama ortamı sağlandı.
• Ancak 1929 Dünya Ekonomik Buhranı‘nın patlak vermesi, siyasi istikrarsızlığa ve baskıcı rejimlerin kurulmasına yol açtı.
• Fransa, savaş yüzünden tarım arazilerini ve genç iş gücünü kaybetmişti.
• İngiltere, dünya hakimiyetini büyük oranda kaybetti; pazarları Japonya ve ABD‘nin eline geçti.
• İrlanda, 1921‘de İngiltere‘den ayrılarak bağımsızlığını kazandı.
• Sovyet Rusya, Lenin‘in Yeni Ekonomik Politikası (NEP) ile ekonomisini güçlendirdi.
1929 Dünya Ekonomik Buhranı (“Kara Perşembe”)
• Savaş sonrası ABD, Avrupalı devletlere verdiği borçları geri alamadı.
• Avrupa’daki yatırımcıların sermayelerini Amerikan borsasına yöneltmesiyle hisse senetleri aşırı değer kazandı.
• 24 Ekim 1929 Perşembe günü, New York Wall Street Borsası‘nda hisse senetleri aniden değer kaybetmeye başladı.
• “Kara Perşembe” olarak adlandırılan bu çöküşle başlayan kriz, kısa sürede tüm dünyaya yayıldı.
• Binlerce banka, fabrika ve işletme iflas etti; milyonlarca insan işsiz kaldı.
• ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, “New Deal” adlı reform programıyla krizi aşmaya çalıştı.
• SSCB, kapalı ekonomik sistemi sayesinde bu krizden etkilenmedi.
• Türkiye ise 1930‘dan itibaren devletçilik ilkesini benimseyerek krizin etkilerini azalttı.
Almanyada Ekonomik Kriz ve Nazizmin Yükselişi
• Savaş sonrası Almanya, Versailles Antlaşması‘nın getirdiği ağır savaş tazminatı yükü altındaydı.
• Hükümet, borçları ödeyebilmek için karşılıksız para basmaya başladı, bu da ülkede hiper enflasyona yol açtı.
• 1923‘te Alman markının değeri, 1913‘teki değerinin milyarda birine düştü.
• 1929 Ekonomik Buhranı da eklenince Alman ekonomisi tamamen iflas etme noktasına geldi. • Sanayi üretimi durdu ve işsizlik rekor seviyelere ulaştı.
• Bu ekonomik ve siyasi çalkantılar, Adolf Hitler önderliğindeki nasyonal sosyalizmi (Nazizm) güçlendirdi.
İki Savaş Arası Dönemde Sanatsal Gelişmeler
• Savaşın yarattığı yıkım, sanatçıların yeni bakış açıları geliştirmesine neden oldu.
• Ekspresyonizm, kübizm, fütürizm, Dadaizm, sürrealizm gibi yeni sanat akımları ortaya çıktı.
• Pablo Picasso‘nun Guernica adlı tablosu, İspanya İç Savaşı‘ndaki bir bombardımanın trajedisini anlatarak savaş karşıtlığının sembolü oldu. • Edebiyatta ise savaşın ve ekonomik krizin etkilerini konu alan önemli romanlar yazıldı.
• John Steinbeck‘in Gazap Üzümleri adlı romanı, 1929 Ekonomik Buhranı‘nın toplum üzerindeki sarsıcı etkilerini anlattı.
Bilimsel Gelişmeler ve Albert Einstein
• XX. yüzyıl başlarında bilimsel çalışmalar hız kazandı.
• Ancak SSCB ve Almanya‘daki baskıcı rejimler nedeniyle birçok bilim insanı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı.
• Alman fizikçi Albert Einstein, ortaya attığı izafiyet (görelilik) teorisi ile bilim dünyasında bir devrim yarattı.
• Einstein, Newton fiziğine alternatif olarak geliştirdiği teoriyle ışık, uzay, zaman ve kütle çekimi arasındaki ilişkiyi yeniden tanımladı.
• Yaptığı çalışmalarla 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü‘ne layık görüldü.
• Nazi Partisi’nin yükselişi nedeniyle 1933‘te Almanya‘yı terk ederek ABD‘ye yerleşti.
Bilimsel Gelişmelerin Diğer Alanlara Yansıması
Askeri Alan:
• Arazi telefonu, telgraf ve radyo kullanımı yaygınlaştı.
• Gemilerde kömür yerine petrol kullanılmaya başlandı, denizaltı teknolojisi gelişti.
• Ağır toplar, tanklar, savaş uçakları gibi daha yıkıcı silahlar üretildi.
• Fizik alanındaki gelişmeler, atom ve nükleer enerji çalışmalarının önünü açtı.
Mimarlık Alanı:
• 1919‘da kurulan Bauhaus Okulu, işlevsel mimariyi esas alarak yeni bir ekol oluşturdu.
• Mimari’de çelik, cam ve beton gibi yeni malzemeler kullanıldı.
Sağlık Alanındaki Gelişmeler
• Savaş sırasında yaşanan can kayıpları, sağlık alanında yeni buluşları hızlandırdı.
• 1921‘de verem aşısı (BCG) geliştirildi.
• Aynı yıl Frederick Banting ve Charles Best, insülini ayrıştırarak diyabet tedavisinde devrim yaptı.
• 1928‘de Alexander Fleming‘in penisilini icat etmesi, antibiyotik tedavisinin gelişmesini sağladı.
• Prof. Dr. Hulusi Behçet, 1937‘de kendi adıyla bilinen Behçet hastalığını tanımladı.
• Kamu sağlığı ve sağlık sigortası sistemleri geliştirilmeye başlandı.
Bir Propaganda Aracı Olarak Sinema ve Radyo
• XX. yüzyılın başındaki en büyük iletişim devrimlerinden olan sinema ve radyo, kamuoyunu şekillendirmede etkin rol oynadı.
Sinema:
• I. Dünya Savaşı sırasında devletler tarafından propaganda amacıyla kullanıldı. • Charlie Chaplin, Modern Zamanlar filminde kapitalist sistemi eleştirdi.
• Almanya‘da Nazi Partisi, İtalya‘da faşist iktidar ve SSCB‘de komünist rejim, sinemayı kendi ideolojilerini yaymak için yoğun bir şekilde kullandı.
Radyo:
• İlk kesintisiz radyo yayını 1920‘de yapıldı.
• Naziler, radyoyu Hitler‘in liderliğini ve Alman ırkının üstünlüğünü vurgulamak için bir propaganda aracına dönüştürdü.
Bir yanıt bırakın