Tarih Kursu Ders Notları DEVRİMLER VE DEĞİŞİMLER – TARİH 11 4. ÜNİTE DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ 1. KONU

DEVRİMLER VE DEĞİŞİMLER – TARİH 11 4. ÜNİTE DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ 1. KONU

Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf


DEVRİMLER VE DEĞİŞİMLER

Fransız İhtilali’nin İmparatorluklara Etkisi
Osmanlı Devleti’nde Bağımsızlık Hareketleri
XIX. Yüzyıl Sosyal Muhalefet Hareketleri
1830 İhtilalleri
1848 İhtilalleri
Modern Siyasal İdeolojiler
Liberalizm
Kapitalizm
Kapitalizm İdeolojisinin Ortaya Çıkma Nedenleri
Sosyalizm
Marksizm
Siyasi İdeolojilerin Toplumsal Etkileri

Mutlak Monarşiden Anayasal Monarşiye


FRANSIZ İHTİLALİ’NİN İMPARATORLUKLARA ETKİSİ

Fransız İhtilali beraberinde ulus, milliyetçilik, millî 

egemenlik, demokrasi, laiklik, adalet gibi kavramları 
ortaya çıkardı ve bu kavramlar tüm Avrupa’ya yayıldı. 
Fransız İhtilali, özellikle çok uluslu yapıları olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Rusya ve Osmanlı Devleti’ni etkiledi. Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu milliyetçilik akımı ve liberal fikirlerle bu devletler parçalanabilirdi.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, ülkede otoriteyi arttırarak Metternich Politikasıyla milliyetçi ve liberal hareketleri bastırma yolunu tercih etti. Bağımsızlık için ayaklanan Sırplar, Hırvatlar ve Romenler isteklerine kavuşamadı.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Alman ve İtalyan millî birliklerinin kurulmasını engellemeye çalıştıysa da 1870 yılında İtalya, 1871 yılında da Almanya millî birliğini kurdu. 

1830 yılında Rusya sınırları içinde yaşayan Polonyalılar hürriyetlerini kazanmak

için ayaklandılar. ancak Ruslar bağımsızlık hareketini çok sert bir şekilde bastırdı.
1830’da Fransa kralı devrilince Belçikalıların çıkarttığı isyanı Rusya bastırdı.
Macar İsyanı’nı bastırmak için Avusturya’ya asker gönderen Rusya, Osmanlı Devleti’ne de Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı’nı bastırılmasında yardım etti.
Fransız İhtilali temelleri atılan sosyalizm, 1917’de Çarlık Rusyası’nın Bolşevik İhtilali ile yıkılmasına neden oldu.
İhtilalin Osmanlı Devleti’ndeki gayrimüslim halk üzerinde etkili olmaya başladığının en bariz örneği 1820 Yunan Ayaklanmasıdır. Müslüman halka ihtilalin etkileri ise ancak XIX. Yüzyılın ikinci yarısında yansıdı. 
Fransız İhtilali’nin yaymış olduğu milliyetçilik akımının etkisi ile I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde devlet sınırlarının Meriç Nehri’ne kadar gerilemesine, Balkan ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmalarına sebep oldu.

İhtilalin yaydığı fikir akımları, Osmanlı Devleti’ndeki 
subay ve teknik okullarda ders veren yabancı öğretmenler 
tarafından yayıldı.
1830-1860 yılları arasında Batı’da sivil toplum hayatına yer etmiş olan özgürlük ve anayasacılık gibi düşünceler, Osmanlı’da da büyük bir hayranlık uyandırdı. 
Bu doğrultuda meydana gelen en büyük gelişmelerden biri Osmanlı Devleti’nde 1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın yayınlanması oldu.
 Kendilerine “Genç Osmanlılar” diyen bir grup aydın, 1865-1875 yılları arasında yürüttükleri çalışmalarla Osmanlı Devleti’nde ilk anayasanın yürürlüğe girmesini sağladılar (1876). Böylece Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet Dönemi başladı. 
II. Meşrutiyet yıllarında Türkçülük akımı hızla Osmanlı coğrafyasında yayılmaya
başladı. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde bu Türk milliyetçiliği yer aldı.

OSMANLI DEVLETİ’NDE BAĞIMSIZLIK HAREKETLERİ

Osmanlı Devleti üzerinde emelleri olan devletler,
milliyetçilik akımını azınlıklar arasında yaymaya çalıştılar. 
Napolyon Bonapart, Balkanlar’ı ele geçirmek, Mısır’a çıkmak ve Doğu Akdeniz’i bir Fransız gölü hâline getirmek için Osmanlı Devleti’nde milliyetçilik akımının yayılması ve bağımsızlık isyanlarının çıkması için uğraştı.
Rusya, Yedi Ada’da Rumları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırttı. Rusya Balkanlar’da milliyetçiliği yaymaya devam etti.
Avusturya ve Rusya, Balkanlar’daki emellerini gerçekleştirebilmek için Sırbistan’a yolladıkları ajanlarla milliyetçilik düşüncesini Sırplar arasında yaymaya başladılar. 1804 yılında başlayan isyan 1878 yılında Sırpların bağımsızlığı ile sonuçlandı.
Sırplardan sonra 1821 yılında Rumlar isyan ettiler. Avrupalı devletler müdahale ederek Rum İsyanı’nı uluslararası bir mesele hâline getirdiler.
Rum isyanını bastıran Osmanlı ve Mısır donanmaları İngiliz, Fransız ve Rus ittifakı tarafından Navarin’de yakıldı.
1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı Devleti yenilince yapılan Edirne Antlaşması’ndan sonra Yunanistan bağımsızlığını ilan etti. 
Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanması diğer azınlıkların da isyan ederek Osmanlı Devleti’nden kopmalarına sebep oldu.

XIX. YÜZYIL SOSYAL MUHALEFET HAREKETLERİ 

1830 İHTİLALLERİ
1830 İhtilallerinin sebepleri: 
Ekonomik hayatın gelişmesinin ancak siyasal 
alandaki liberalizm ile gerçekleşeceğine inanılması, 
Avrupa halklarında özgürlük arayışının gittikçe yaygınlaşması,
1815 Viyana Kongresi’nden sonra Metternich Sistemi ile kralların özgürlük düşüncesini benimseyen Avrupa halkının üzerinde hakları kısıtlayıcı politika uygulaması, 
1815-1830 yılları arasında ülkelerin anayasal düzene geçmeleri ve kralların anayasayı kaldırmak veya anayasanın sınırlarını daraltmak istemesi, 
Başka devletlerin egemenliği altındaki halklarda milliyetçilik akımının güçlenmesi, 
Almanya’da bilim ve felsefenin ilerlemesiyle Avrupa’ya liberalizmin yerleşmesi yer alır.
1830 İhtilalleri, ilk olarak Fransa’da başladı. İhtilal başarılı olunca Almanya, İtalya, Polonya, İngiltere ve İspanya’da da etkilerini hissettirdi. 
Fransa, Belçika ve İspanya’da liberalizm hareketi başarıyla sonuçlandı. Liberalizm akımı sayesinde İsviçre bağımsızlığını kazandı.
1830 İhtilallerinde Batı Avrupa’da aristokrat sınıf, burjuvazi sınıfına yenilmiştir.
1830 İhtilalleri Fransa ve İngiltere’de işçi sınıfının siyasal yaşamda bağımsız bir güç olarak doğmasını da sağladı.
15 Ekim 1833’te gizli bir antlaşma ile monarşiyi savunan Avusturya, Rusya ve Prusya aralarında Doğu Bloku’nu, 
Nisan 1834’te Londra’da yapılan antlaşma ile de İngiltere, Fransa, İspanya ve Portekiz liberalizmi savunan Batı Bloku’nu oluşturdu.

1848 İHTİLALLERİ

Avrupa’da 1815-1830 yılları arasında yaşanan siyasi, 
sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeler ile 1815 Viyana 
Kongresi’nin getirmiş olduğu düzen, 1848 İhtilallerini de beraberinde getirdi.
1848 İhtilalleri 1830 İhtilalleri’ne göre daha etkili oldu. İmparatorlukların hâkimiyeti altında yaşayan milletlerin bağımsızlık için ayaklanmaları bu ihtilalleri yaygınlaştırdı.
Liberalizm, nasyonalizm ve sosyalizm gibi fikir akımlarının insanlar arasında yayılması 1848 İhtilallerine güç kazandırdı.
Sicilya’da başlayan 1848 İhtilalleri 1848 İhtilalleri Fransa’da güç kazanarak diğer ulusları da etkiledi.
Almanya, İtalya ve Macaristan’daki ihtilal hareketleri, milliyetçilik açısından başarısızlıkla sonuçlandı. 
Belçika, Hollanda, Danimarka, Sardinya ve İsviçre ihtilalleri ise özgürlüklerin güçlenmesini sağladı.
Avrupa’daki bu ihtilallerin genel olarak başarısızlığı 
demokrasinin gelişmesini olumsuz etkilediyse de Avrupa’yı
bir savaş alanı hâline gelmekten de korudu çünkü Rusya bu tür ihtilal girişimlerine müdahale etmek için adeta fırsat kollamaktaydı.
Avrupa’da yeni bir barış dönemine girilerek Avrupa uygarlığını geliştirecek yeni adımlar atıldı.
Hükûmetler, ideoloji veya inançlar üzerinden değil güç ve gerçeklik üzerinden siyaset yapmaya başladılar.
Devletler doğal düşman veya müttefik gibi davranışları sergilemek yerine kendi çıkarlarını gözettiler.
İhtilalden sonra iktisadi alanda bir refah dönemi meydana geldi. 1848 İhtilallerine karşı çıkan Avusturya ve Rusya’nın zayıflaması İtalya ve Almanya’nın siyasi birliklerinin de oluşmasını sağladı.

MODERN SİYASAL İDEOLOJİLER

Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan ve bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral ve estetik düşünceler bütününe “ideoloji” denir.
1815 Viyana Kongresi’nin getirdiği yeni düzen, birtakım modern fikir akımlarının da ortaya çıkmasına neden olmuştur. 
Bu akımlar: Marksizm, liberalizm, kapitalizm ve sosyalizmdir.
LİBERALİZM
Özgürlük, serbestlik anlamlarına gelen liberalizm, insanların özgürlüğünü savunan bir düşünce sistemidir. Liberal düşünürler, şu düşünceleri savundular:
Tüm bireyler eşit haklara sahiptirler (doğal haklar doktrini).
Ekonomik faaliyetler ve özgürlüklerin önündeki sınırlandırılmalar kaldırılmalı (rekabetçi piyasa ekonomisi).
Keyfi yönetimler sınırlandırılmalı (anayasal yönetim felsefesi).
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılıp din ve vicdana ait hususların kişilerin özel alanına girdiği meseleler olduğu kabul edilmeli (sekülerizm-laiklik).
Liberal akımın doğmasını sağlayanlardan biri Thomas Hobbes’tır (Tamıs Habs) 
Liberalizmin siyasi bir teori olarak ortaya çıkmasında ise en büyük katkıyı İngiliz filozof John Locke (Con Lok) yapmıştır.
John Locke’dan sonra XVIII. yüzyılda Adam Smith (Edım Simit) , Adam Ferguson (Edım Förgisın) ve David Hume (Deyvid Hüm) fikirleri ile liberalizme katkı sağladılar. 
David Hume ve Adam Smith’in çalışmaları ile birlikte ekonomik liberalizm kimliği de tanınmaya başlandı.


KAPİTALİZM


Kapitalizm, serbest piyasa ekonomisi veya serbest girişim ekonomisi olarak bilinir. Özel teşebbüse ve piyasa serbestliğine dayalı olan bir üretim sistemidir.

Kapitalizmin merkezinde birey ve bireysel menfaatler ön planda tutulmuştur. Kapitalizmin amaçları arasında şunlar vardır: 
En yüksek kârı elde edebilmek, 
Bireylere serbest girişim yapabileceği hakları kazandırmak, 
Üretim aşamasında devletin müdahalesini en asgari düzeye düşürmek, 
Üretilen malları satmak ve ekonomiyi özel kesime bırakmaktır. 
Avrupa’da değerli madenlerin artması yüksek enflasyona neden oldu. Bu durumdan faydalanan kapitalistler, ekonomik ağırlığın devletten özel girişimlere kaymasını sağladılar.

XVIII. yüzyılda İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi 

Almanya, Fransa ve ABD’de büyük bir toplumsal değişime sebep oldu.
Büyük sanayi şehirleri oluştu. Proletaryanın (işçiler) haklarını korumak için sendikalar ve siyasi partiler ortaya çıktı. 
Kapitalizme karşı sert eleştiriler yapıldı. Eleştirenlerin başında Karl Marx (Karl Marks) ve Friedrich Engels (Fıridrih Engils) gelmekteydi. 
Bu düşünürlerin eserleri, sosyalizm ve komünizm fikirlerinin kaynağı oldu.
I. Dünya Savaşı kapitalizmin gelişiminde bir dönüm noktası oldu. Altın standardının yerini ulusal para birimleri aldı. Bankacılık hegemonyası Avrupa’dan ABD’ye geçti. 
Dünya Ekonomik Krizi (1929), kapitalizme olan bakışı da değiştirdi. İnsanlar kapitalizmin kısa sürede çökeceğine inandılar ama kapitalizm kendini yenileyerek varlığını devam ettirdi.

SOSYALİZM

Sosyalizm, kapitalizme bir tepki olarak doğan ve kapitalizmin özel mülkiyet, piyasa ekonomisi ve kâr esasına karşı çıkan bir ideolojidir.

Sosyalizmin amaçları arasında 
Sermaye sahipleriyle işçiler arasındaki eşitsizliği giderme, 
Servet ve refah farklarını ortadan kaldırma, 
Üretim araçlarını toplumun mülkiyetine geçirme, özel mülkiyet yerine kolektif mülkiyeti oluşturma,
Toplumda sınıf farklılıklarını ortadan kaldırma yer almaktadır.
1815 yılından itibaren Sosyalizm ideolojisi doğmaya başladı.
Sosyalizmin en önemli simalarından olan Karl Marx ile sosyalizm, farklı bir boyut kazandı. Karl Marx kendi sosyalist sistemini işçi sınıfına dayandırdı ve bütün dünya işçilerinin örgütlenmesine çok önem verdi. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar sonucunda I ve II. Enternasyonaller (Uluslararası İşçi Federasyonu) kuruldu.
Sosyalizm, farklı coğrafi bölgelerde farklı dönemlerde ortaya çıktı, gelişti ve etkisini zamanla yitirdi.
Sosyalizminin Fransa’daki en önemli savunucusu Henri de Saint Simon’dur (Henri dö Sayint Simon)
Dünyadaki ilk sosyalist devrim 1917’de Vladimir Ilyich Lenin (Vilademir İliyç Lenin) liderliğinde Rusya’da gerçekleşti. 
II. Dünya Savaşı’ndan sonra sosyalizm yayılarak Doğu Avrupa, Uzakdoğu, Latin Amerika ve pek çok üçüncü dünya ülkelerinde yönetime gelme imkânı buldu.

MARKSİZM

Marksizm, Karl Marx ve Fredrich Engels tarafından ortaya atılan fikir akımıdır.
İşçi sınıfını ön plana çıkaran Karl Marx, bu sınıfa kapitalizmi yıkıp yeni bir düzeni oluşturma görevi verir. Marksizm’de irade, bireylere veya belirli bir gruba değil, işçi sınıfına verilmiştir.
Marx’ın en önemli eserleri olan Kapital’deki düşüncelerini temellendirir. 
Marksizm sadece bir iktisat teorisi veya siyasal bir program değildir. Bütüncül, devletin olmadığı yeni bir dünya öngören bir ideolojidir.
Marks’a göre kapitalist piyasadaki sermaye sahipleri, işçileri sömürüyor ve işçilerin büyük bir kısmına refah sağlamıyordu. Kapitalizm sadece kapitalistlerin refahı için çalışıyordu. Marksizm’e göre işçi sınıfı, bir sınıf mücadelesi verecek ve kapitalist sistem bu devrimle yıkılacaktı.
SİYASİ İDEOLOJİLERİN TOPLUMSAL ETKİLERİ

LİBERALİZM

Liberalizm, içerisinde barındırdığı fikirler ile halkın mutlak ve sınırsız yönetme gücüne sahip kralların yönetimine karşı çıkmalarını sağladı. 
1789 İhtilali ile toplumlar kralların mutlak gücüne dayalı düzenlerini yıkmaya başladı.
Avrupa’daki krallar vatandaşlarını eski düzene göre yönetmeye kalkınca 1818-1822, 1830 ve 1848 yıllarında üç devre hâlinde ayaklanma ve ihtilaller yaşandı. Böylece XIX. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da birçok devlette anayasalı bir yönetim modeline geçildi.
Liberalizm hareketi Avrupa’da insanları Cumhuriyet idaresiyle yönetilme fikrine de ulaştırmıştır.
Liberal düşünceler ekonomi alanına da yansıdı. İş adamları ve sermayedarlar hükümdarların izlemiş olduğu ekonomik sınırlamalardan rahatsız oldular. 
Bu durum da ekonomik özgürlüğün ancak siyasal liberalizm ile olacağına olan inancı arttırdı.
Liberalizm Avrupa’da güzel sanatları da etkiledi. Güzel sanatlarda tabiat ile tabiattaki şekilleri özgürce kullanmayı ilke edinen Romantizm akımının doğmasına yol açtı. 
Liberaller, halka din ve vicdan hürriyetinin devlet tarafından verilmesi için çaba gösterdiler. 
Liberalizm ve sosyalizm ideolojileri birbirleri ile zıt görüş içinde olmalarına rağmen halka basın, din ve eğitim özgürlüklerini kazandırmada etkin bir rol oynadılar.

KAPİTALİZ

Avrupa’da ticaret kapitalizminin yaşandığı 
XV ve XVIII. yüzyıllar arasında köylerden kentlere doğru göçler meydana geldi.
Kentler zamanla büyüdü.
Kapitalist anlayışa sahip olan Avrupa’nın güçlü devletleri sahip oldukları sermayeleri ile güçsüz olan ülkelerin kaynaklarını paylaşmak için yarış içerisine girmişlerdir. Böylece yeni sömürgeler elde etmişlerdir.
Sanayi İnkılabı’nın getirdiği büyük ölçekli fabrikalar daha fazla işçiyi gerekli kıldı. İnsanlar çok zor şartlar altında buralarda çalıştırıldı. Artık toplumda bir işçi sınıfı ortaya çıkmıştı. 
Sosyalizmin etkisi ile İngiltere’de işçi örgütlenmesine izin verildi.
1864’te Londra’da Uluslararası İşçi Birliği kuruldu.
MARKSİZM

Marksizm’in en büyük siyasi ve toplumsal etkisi XX. yüzyılda ortaya çıktı.
 İlk olarak Vladimir Lenin önderliğinde Rusya’da, 1917 yılında sosyalist devrim yapıldı.
Daha sonra bir diğer komünist devrim olan “Büyük Proleter Kültür Devrimi”, 1966- 1976 yılları arasında Mao Zedong liderliğinde Çin’de ortaya çıktı. 
SSCB egemenliğine bırakılan Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki ülkeler de komünizm yönetimine dâhil oldu. 
1939-1945 yılları arasında komünist ülkelerin sayısı Rusya ve Çin de dâhil olmak üzere otuz altıya çıktı.

DİN

Liberalizm kendi sistemini güçlendiren kamu ve özel ayrımına saygı gösterdiği müddetçe dine müdahale etmedi. Herkesi iş gücü hâline getiren kapitalizm, sekülerleşmenin de hızlanmasına sebep oldu.
Kadınların iş gücü hâline gelmesiyle eski geleneksel aile yapısı çözüldü. Ticaretin seküler kuralları, dinî müsamahayı arttırarak farklı inançlar arasında olumlu bir iletişimin de önünü açtı.
Marksizm ve sosyalizm ideolojilerinde dinin herhangi bir olumlu fonksiyonunun olmadığı savunuldu. Zamanla dinin toplum üzerindeki etkisinin kalmayacağını savundular.
Dünya genelinde modernleşme süreciyle beraber insanın kutsalla olan bağı zayıfladı. Yaşamın anlam ve amacı yalnızca dünyaya özgü tüketime indirgendi.
Değerlerde yaşanan aşınma ve ahlaki çöküntü toplumsal pek çok sorunu ortaya çıkardı.
MUTLAK MONARŞİDEN ANAYASAL MONARŞİYE

Anayasal gelenek ilk defa İngiltere’de başladı. Sınıflar arasında yapılan mücadeleler, iktidarın gücünü aristokrasi ve burjuvazi arasında paylaştırdı.
İngiltere’nin anayasa geleneğinin Avrupa Kıtası’ndan Amerika Kıtası’na gelmesi İngiliz kolonileri aracılığıyla gerçekleşti. 
Amerika’daki bağımsızlık savaşı sırasında ilan edilen “Amerika Bağımsızlık Bildirgesi” de Fransa’yı etkiledi. Fransa’da mutlak monarşi yönetimine karşı tepkiler başladı. Burjuva sınıfı işçi ve köylülerin desteğini alarak Fransız İhtilali’ni başlattı.
1789 Fransız İhtilali ile İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ilan edilerek yeni bir anayasa hazırlandı. Anayasa, krallığı kaldırmadığından mutlak monarşiden anayasal monarşiye geçilmiş oldu.
Avrupa’nın monarşi ile yönetilen devletleri Fransa’ya karşı ittifaklar oluşturdu.
Napolyon yönetimi ile Avrupalı devletler arasında süren savaşlar 
neticesinde toplanan Viyana Kongresi’yle Avrupa’nın bozulan düzenini 
tekrar eski hâline getirebilmek için Metternich Sistemi kabul edildi (1815). 
Bu sistemle liberal akımlar ortadan kaldırılmak istendi fakat 1830 ve 1848 ihtilalleri Metternich Sistemi’nin sonu oldu.
Sanayi İnkılabı’ndan sonra burjuvaziyi egemen yapan ekonomik sistem işçi sınıfını ortaya çıkardı. İktidarların işçilerin sorununu çözmek yerine onlara karşı güç kullanması, özgürlüğü savunan liberallerle sosyalistlerin birlikte hareket etmesini sağladı.
Bu durum özgürlükçü anayasaları ortaya çıkardı. Mutlak monarşilerin bir kısmı yıkıldı. Bir kısmı da yönetim şeklini yumuşatarak anayasal monarşilerle yollarına devam etti.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post