Bu sayfada sizlerle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline göre hazırladığımız güncel 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevaplarını (2024-2025) paylaşıyoruz. 9. sınıf tarih ders ve çalışma kitabı cevapları konulara ve sayfa numaralarına göre sıralanmıştır.
Tarih dersi 9. sınıf ders kitabı etkinlik cevapları kapsamı:
Ünite: 9. Sınıf tarih Dersi 2. Ünite Eski Çağ Medeniyetleri ders kitabı cevapları
Konu: 9. Sınıf Tarih 2. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Soruları
Sayfa Aralığı: 157, 158, 159, 160, 161, 162 ve 163. sayfaların cevapları
9. sınıf Tarih Dersi 2. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Soruları
1. Soru: Tarım Devrimi’nin Özellikleri
Doğru cevaplar:
Tarım Devrimi günümüzde hâlâ etkili olan bir sürecin başlangıcıdır. (Tarım Devrimi, insanlık tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir ve günümüzdeki yaşam biçimimizin temelini oluşturur.)
Tarım Devrimi’yle insanlar kalıcı bir yerde toplu şekilde yaşamaya başlamıştır. (Avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik hayata geçiş, Tarım Devrimi’nin en önemli sonuçlarından biridir.)
Tarım Devrimi birçok alanda insanlık tarihini etkilemiştir. (Tarım Devrimi sadece beslenme değil, aynı zamanda sosyal yapı, ekonomi, kültür gibi birçok alanda köklü değişikliklere yol açmıştır.)
Yanlış cevaplar:
Tarım Devrimi’yle tüketici hayatın temelleri atılmaya çalışılmıştır. (Tam tersi, Tarım Devrimi ile üretici bir yaşam tarzı ortaya çıkmıştır.)
Tarım Devrimi’nin nerede ve ne zaman yaşandığı belirsizdir. (Metinde Tarım Devrimi’nin farklı zamanlarda ve bağımsız yerlerde gerçekleştiği belirtilmektedir.)
2. Soru: Tarım Devrimi ile Toplulukların Yerleşme ve Ekonomisi Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar
Tarım Devrimi öncesi (Avcı-toplayıcı):
Yerleşme: Belirli bir yere bağlı kalınmadan, besin kaynaklarının peşinde sürekli göç edilirdi.
Ekonomi: Avlanma ve toplama yoluyla elde edilen besinlerle geçinilirdi. Üretimden çok tüketime yönelik bir yaşam vardı.
Tarım Devrimi sonrası:
Yerleşme: Belirli bir yere yerleşilerek köyler ve daha sonra şehirler kuruldu. Tarım yapılan alanlara yakın yerleşim yerleri tercih edildi.
Ekonomi: Tarım ve hayvancılık temelli üretim yapıldı. Üretilen ürünler tüketildiği gibi, fazlası da takas yoluyla veya depolama yöntemleriyle gelecek için saklandı.
Benzerlikler:
Her iki dönemde de temel amaç hayatta kalma ve beslenme ihtiyacını karşılamaktı.
İnsanlar çevreleriyle etkileşim halindeydi ve çevre koşulları yaşamlarını şekillendiriyordu.
Farklılıklar:
Yerleşik hayata geçiş ve bunun sonucunda toplumsal yapının değişmesi.
Üretimden tüketime geçiş ve bunun ekonomik sistem üzerindeki etkileri.
Mülkiyet kavramının ortaya çıkışı ve sosyal hiyerarşinin oluşması.
3. Soru: Tarım Devrimi’nin Etkileri Hakkında Yargılar
Tarım Devrimi, insanlık tarihindeki en önemli dönüşümlerden biridir. Bu süreç, insanları avcı-toplayıcı bir yaşamdan yerleşik hayata geçirerek, toplumsal, ekonomik ve kültürel birçok alanda köklü değişikliklere yol açmıştır.
Tarım Devrimi’nin bazı önemli etkileri şunlardır:
Yerleşik hayata geçiş: Toplulukların belirli yerlerde toplanması, nüfus artışına ve şehirlerin oluşmasına neden olmuştur.
Üretim ekonomisinin gelişmesi: Tarım ve hayvancılığın sistematik hale gelmesi, ekonomik faaliyetlerin çeşitlenmesine ve ticaretin ortaya çıkmasına katkı sağlamıştır.
Sosyal yapının değişmesi: Özel mülkiyet kavramının ortaya çıkması, sosyal hiyerarşinin oluşması ve siyasi yapıların gelişmesi gibi sosyal değişimlere yol açmıştır.
Kültürel gelişmeler: Sanat, mimari ve din gibi kültürel alanlarda önemli gelişmeler yaşanmıştır.
4. Hunların Yönetim ve Ordu Sistemlerinin Özellikleri
Onlu sistem (1): Hunlar, Mete Han döneminde onlu sistemle organize edilen bir ordu yapısına sahipti1.
Kut (4): Hunlar, hükümdarlarının tanrısal bir güçle donatıldığına inanırlardı.
Süvari (5): Hun ordusu, hızlı ve etkili süvari birlikleriyle ünlüydü2.
Turan taktiği (15): Hunlar, düşmanı çevreleyip ani saldırılarla yıpratma taktiği olan Turan taktiğini kullanırlardı.
5. İmparatorluk Dönemi Roma Devleti’nin Yönetim ve Ordu Sistemlerinin Özellikleri
Monarşi (2): Roma İmparatorluğu, imparator tarafından yönetilen bir monarşi sistemine sahipti
Senato (3): Roma’da senato, önemli bir danışma organıydı
Lejyon (6): Roma ordusu, lejyon adı verilen büyük askeri birliklerden oluşuyordu
Kale(10): Roma’nın geniş topraklarında stratejik noktalarda inşa edilen savunma yapılarıdır.
İmparatorluk(14): Roma, geniş toprakları olan bir imparatorluktur.
Kaplumbağa dizilişi (16): Roma lejyonları, savaşta kaplumbağa dizilişi gibi taktikler kullanırdı
6. Mezopotamya ve Anadolu Medeniyetlerinin Yönetim ve Ordu Sistemlerinin Özellikleri
Monarşi(2): Mezopotamya ve Anadolu’da birçok medeniyette kral veya kraliçe tarafından yönetilen monarşik sistemler vardı.
Başrahip (7): Mezopotamya’da şehir devletlerinin başında genellikle başrahipler bulunurdu
Tanrı kral (8): Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinde hükümdarlar, tanrı-kral olarak kabul edilirdi
Kent devleti (13): Mezopotamya’da Sümerler gibi medeniyetler, bağımsız kent devletleri şeklinde örgütlenmişlerdi
7. Soru: Alper ve Ayşe’nin Çıkarımları
Alper’in ve Ayşe’nin “hangisi doğru” sorusu tarihsel savaşların kesin sonuçlarını tahmin etmek gibi oldukça karmaşık bir soru. Bu nedenle net bir “evet” ya da “hayır” cevabı vermek yerine, her iki iddianın da olası senaryolar üzerinden değerlendirilmesi daha doğru olacaktır.
Alper’in iddiası: Türklerin galip geleceği.
Destekleyen faktörler: Türklerin at üstündeki çeviklikleri, okçuluktaki üstünlükleri, Turan taktiği gibi sürpriz ve etkili savaş taktikleri, düşman topraklarında savaşma alışkanlıkları gibi faktörler Türklerin lehine sonuçlar doğurabilirdi.
Karşıt görüşler: Roma ordusunun disiplinli ve iyi eğitimli lejyonları, güçlü savunma yapıları ve tecrübeli komutanları da göz ardı edilmemelidir. Kaplumbağa dizilişi gibi savunma taktikleri, Türklerin taarruzlarını etkisizleştirebilirdi.
Ayşe’nin iddiası: Turan taktiği Roma ordusuna zarar veremez.
Destekleyen faktörler: Roma ordusunun disiplinli ve kalabalık olması, kaplumbağa dizilişi gibi savunma taktikleri, Turan taktiğinin beklenmedik durumlar karşısında yetersiz kalabileceği gibi düşünceler bu iddiayı destekleyebilir.
Karşıt görüşler: Turan taktiği gibi sürpriz ve etkili taktikler, disiplinli orduları bile şaşırtabilir ve büyük zayiatlara neden olabilir.
Sonuç olarak, hangi orduyu daha güçlü kıldığına dair kesin bir yargıya varmak zordur. Savaşın sonucu, savaşın yapıldığı coğrafya, iklim koşulları, komutanların yetenekleri, askerlerin moral durumu ve kullanılan silahlar gibi birçok faktöre bağlıdır.
8. Soru: Türkler ve Romalıların Savaş Techizatlarının Etkileri
Türkler:
At: Türkler için at sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda savaşın ayrılmaz bir parçasıydı. At üstündeki çeviklik, düşmana hızlı saldırılar yapma ve geri çekilme imkanı sağlıyordu.
Ok ve yay: Uzak mesafeden etkili atış yapabilme özelliğiyle düşmana büyük zararlar verebiliyordu. Özellikle Turan taktiği gibi sürpriz saldırılarda büyük avantaj sağlıyordu.
Romalılar:
Gladius: Kısa ve kullanışlı bir kılıç olan gladius, yakın dövüşlerde etkili bir silahtı.
Zırh ve miğfer: Askerleri ok ve mızrak gibi saldırılardan koruyarak hayatta kalma şanslarını artırıyordu.
Kalkan: Kaplumbağa dizilişi gibi taktiklerde kullanıldığında, ok yağmurlarına karşı etkili bir savunma aracı oluyordu.
9. Soru: Türk ve Roma Askerlerinin ve Savaş Taktiklerinin Karşılaştırması
Taarruz:
Türkler: Atlı okçularıyla hızlı ve sürpriz saldırılar yapabilme yetenekleri, Turan taktiği gibi etkili taktikleri sayesinde taarruzda başarılı olabilirlerdi.
Romalılar: Disiplinli ve kalabalık lejyonlarıyla düzenli bir şekilde ilerleyerek düşmanı kuşatma ve yok etme taktiklerini tercih ederlerdi.
Savunma:
Türkler: Genellikle hareketli bir savaş tarzını benimsediklerinden savunmada daha az etkili olabilirlerdi. Ancak kaplumbağa dizilişi benzeri taktikleri de kullanabiliyorlardı.
Romalılar: Kaplumbağa dizilişi gibi etkili savunma taktikleri ve güçlü savunma yapıları sayesinde savunmada daha başarılı olabilirlerdi.
Sonuç olarak, her iki ordunun da kendine özgü güçlü ve zayıf yönleri vardı. Savaşın sonucu, savaşın şartlarına ve komutanların kararlarına göre değişebilirdi.
10. Soru: Sümer Kralının Adalete Önem Verdiğinin Göstergesi
Sümer kralının metinde belirttiği “Yetimleri asla zenginlere teslim etmem, dulları asla güçlü adamlara teslim etmem, ‘1 şekellik adamları’ asla ‘1 minalık adamlara’ teslim etmem, ‘1 koyun sahibi adamları’ asla ‘1 öküz sahibi adamlara’ teslim etmem” ifadesi, güçlünün zayıfı ezmesini engellemeye yönelik bir tutum sergilediğini gösterir. Bu durum, kralın adalete verdiği önemin bir kanıtıdır.
Doğru cevap: A) Yalnız I
11. Soru: Aynur Öğretmen’in Ek Açıklamaları
Aynur Öğretmen, öğrencilerine toplumsal düzenin sağlanmasında hukuk kurallarının gerekliliği konusunda şu gibi açıklamalar yapabilir:
Hukukun belirsizlikten kaçınmasını sağladığı: Yazılı yasalar sayesinde insanların hak ve yükümlülükleri net bir şekilde belirlenir ve bu sayede anlaşmazlıklar önlenir.
Eşitliği sağladığı: Hukuk herkese eşit şekilde uygulanarak toplumda adaletin tesis edilmesini sağlar.
Toplumsal barışı koruduğu: Hukuk sayesinde insanlar arasındaki anlaşmazlıklar hukuki yollarla çözülür ve şiddet önlenir.
Toplumsal gelişmeyi desteklediği: Güvenli ve adil bir ortamda insanlar daha özgürce çalışabilir ve toplum gelişebilir.
Tarihteki örnekler: Sümerler ve Romalılar gibi eski medeniyetlerde de hukukun önemi vurgulanır ve bu medeniyetlerin gelişmesinde hukukun önemli bir rol oynadığı belirtilir.
12. Soru: Romalıların Yazılı Kanunlarının Sağladığı Avantajlar
Belirsizliklerin ortadan kalkması: Yazılı kanunlar sayesinde hukuki meselelerde herkesin aynı şekilde yorumladığı ortak bir metin ortaya çıkar.
Keyfi uygulamaların önlenmesi: Yazılı kanunlar, yetkililerin kişisel görüşlerine göre karar vermesini engeller ve hukukun üstünlüğünü sağlar.
Hakların korunması: Yazılı kanunlar sayesinde insanların hakları daha iyi korunur ve bireysel özgürlükler güvence altına alınır.
Toplumsal birliğin güçlenmesi: Adil ve eşitlikçi bir hukuk sistemi, toplumda birlik ve beraberliği sağlar.
13. Soru: Sümer ve Roma kanunlarının toplumsal düzeni sağlamadaki rolü:
Sümer Kanunları: Sümer kralı, adaleti sağlamak için güçlülerin zayıfları ezmesini ve zulmü engellemiştir. Bu, toplumda adaletin ve düzenin sağlanmasına yardımcı olmuştur.
Roma Kanunları: Roma’da yazılı kanunlar, bireylerin haklarını korumuş ve adaletin sağlanmasını kolaylaştırmıştır. Yazılı kanunlar, bireylerin eşit haklara sahip olduğunu garanti etmiş ve toplumsal düzenin korunmasına katkıda bulunmuştur.
14. Fatma, Hun kavimlerinin yaşam tarzları ile sanatsal faaliyetleri arasında nasıl bir ilişki kurmuş olabilir? Kısaca açıklayınız.
Fatma, Hun kavimlerinin yaşam tarzları ile sanatsal faaliyetleri arasında, kullanılan motifler ve tasarımlar üzerinden bir ilişki kurabilir. Pazırık Halısı’ndaki hayvan figürleri (geyik, aslan, grifon), at ve insan tasvirleri, Hunların doğa ile iç içe olan göçebe yaşam tarzını ve savaşçı kimliklerini yansıtır. Bu figürler, Hunların doğaya, hayvanlara ve savaş sanatlarına verdiği önemi gösterir. Ayrıca halının damalı düzeni, düzenli ve simetrik düşünce yapısının sanata yansımasını gösterir. Bu nedenle Fatma, Hunların yaşam tarzlarının, günlük yaşamda önemsedikleri unsurların halı gibi sanatsal ürünlere yansıdığını savunmuş olabilir.
15. Pazırık halısındaki motifleri Hun kavimlerinin estetik anlayışı bağlamında kısaca yorumlayınız.
Pazırık Halısı’ndaki motifler, Hun kavimlerinin estetik anlayışını ve sanat algısını yansıtmaktadır. Halı, doğadan ilham alınarak tasarlanmış hayvan ve bitkisel motiflerle süslenmiştir. Geyik, aslan, grifon gibi figürler Hunların doğa sevgisini, hayvanlarla olan ilişkilerini ve mitolojik inanışlarını yansıtır. At figürleri, Hunların göçebe yaşam tarzını, savaşçılıklarını ve atlara verdikleri değeri göstermektedir. Kare içindeki dört yapraklı bitkisel motifler ise Hunların simetrik ve düzenli bir estetik anlayışına sahip olduklarını, doğayı ve bitkileri sanatlarında sıkça kullandıklarını ortaya koyar. Halının koyu kırmızı, kahverengi, sarı gibi renkleri, Hunların sanatlarında güçlü ve dikkat çekici renkleri tercih ettiklerini gösterir. Bu motifler, Hun kavimlerinin hem estetik zevklerini hem de günlük yaşamda önemli gördükleri unsurları sanata yansıttıklarını kanıtlar niteliktedir.
16. Hasan Öğretmen’in anlattığı bilgilere göre konargöçerliğin avantaj ve dezavantajları nelerdir? Kısaca Açıklayınız.
Avantajları:
Doğal çevreyle iç içe olma: Taze hava, temiz su ve doğal gıdalara erişim kolaylığı.
Fiziksel sağlığın gelişimi: Sürekli hareket halinde olma, dayanıklılık ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Bağımsızlık: Yerleşik hayata göre daha az kısıtlama, özgür bir yaşam tarzı.
Hayvancılıkta uzmanlaşma: Sürekli hayvanlarla ilgilenmek, hayvancılık konusunda derin bilgi ve beceri kazandırır.
Toplumsal dayanışma: Zorlu yaşam koşulları, topluluk içinde güçlü bağlar oluşturur.
Dezavantajları:
Belirsizlik: Hava koşulları, otlakların durumu gibi faktörlere bağlı olarak sürekli bir belirsizlik içinde olma.
Zorlu yaşam koşulları: Soğuk kışlar, sıcak yazlar, uzun mesafeler ve sınırlı kaynaklar gibi zorluklarla mücadele etme.
Mal varlığının taşınmasındaki zorluklar: Çadır, eşya ve hayvan sürülerini sürekli taşımak zorunda olma.
17. Türklerde konargöçer yaşamın özellikleri nelerdir?
Hayvancılığa dayalı ekonomi: Süt, et, yün gibi hayvansal ürünler temel geçim kaynağı.
Mevsimsel göçler: Yazın yaylak, kışın kışlak olarak adlandırılan farklı bölgeler arasında göç etme.
Çadır yaşamı: Yurt adı verilen taşınabilir konutlarda yaşam.
Atın önemi: Ulaşım, savaş ve günlük yaşamda atın çok önemli bir yere sahip olması.
Toplumsal örgütlenme: Boy şeklinde toplumsal örgütlenme.
El sanatları: Deri işleme, halı dokuma gibi el sanatlarının gelişmesi.
18. Konargöçer Yaşamın Türk Kültürüne Katkıları
Bağımsızlık ve Özgürlük: Konargöçer yaşam, Türklerin bağımsız ve özgür bir yaşam tarzını benimsemelerine katkıda bulunmuştur. Sürekli hareket halinde olmak, bağımsızlık duygusunu pekiştirmiştir.
Savaşçı Ruh: Konargöçer yaşam, Türklerin savaşçı ruhunu ve askeri yeteneklerini geliştirmiştir. Sürekli hareket halinde olmak, stratejik düşünme ve hızlı hareket etme yeteneklerini artırmıştır.
Sanat ve Kültür: Konargöçer yaşam, Türklerin sanat ve kültüründe doğaya ve hayvanlara olan bağlılıklarını yansıtmıştır. Halı dokuma gibi sanatlar, bu yaşam tarzının estetik anlayışını yansıtır.
Toplumsal birlik: Zorlu koşullarda hayatta kalabilmek için birbirine yardımlaşma ve dayanışma duygusu gelişmiştir.
19. Eski Çağ’da Türkistan’da Konargöçer Olarak Yaşamak
Eğer Eski Çağ’da Türkistan’da konargöçer olarak yaşasaydım, yaşam tarzımla ilgili şunları söylerdim:
Mevsimsel Göçler: Hayvanlarımızı sağlıklı tutmak için yaylak ve kışlak arasında düzenli olarak göç ederiz. Bu göçler, hayvanlarımızın en iyi otlaklarda beslenmesini sağlar.
Hayvancılık: Ekonomimiz hayvancılığa dayanır. Sürülerin bakımı ve yönetimi, günlük yaşamımızın önemli bir parçasıdır.
Dayanıklılık: Fiziki ve ruhi olarak sağlam yapımız sayesinde zor şartlarla başa çıkabiliriz. Bu, konargöçer yaşamın gerektirdiği bir yetenektir.
Bağımsızlık: Sürekli hareket halinde olmak, bağımsız ve özgür bir yaşam tarzını benimsememizi sağlar. Bu, bizim için çok değerlidir.
20. Bu metne göre konargöçerlerin kültürlerinin oluşmasında etkili olan unsurlar:
I. yaşam şartları: Konargöçer Türklerin soğuk coğrafyada yaşamaları, kalın giysiler giymelerini gerektirmiştir.
III. geçim kaynakları: Hayvancılıkla uğraşmaları, giyim kuşamlarında deri, yün ve keçe gibi malzemelerin kullanılmasına neden olmuştur.
Bu nedenle doğru cevap D) I ve III olacaktır.