Bu yazımızda güncel müfredata göre hazırladığımız Seçmeli Ortak Türk Tarihi dersi 1. ünitesi olan Dünya Tarihi Çerçevesinde Türk Dünyası ünitesinin özet ders notlarını paylaşıyoruz. Ortak Türk Tarihi kitabı özet pdf ders notları sayesinde derslerde daha başarılı olacaksınız. Güncel tarih ders kitabına uygun olarak hazırladığımız dersi notları aşağıdaki konuları kapsamaktadır.
Ortak Türk Tarihi I. Bölüm
1. TÜRK HALKLARININ DÜNYA TARİHİNDEKİ YERİ
Günümüzde Türk halkları irili ufaklı otuzdan fazla topluluktan oluşmaktadır.
Türkler, Avrasya olarak adlandırılan geniş bölgede yaşamaktadırlar.
Türk toplulukları; tarihin ilk dönemlerinden beri Moğol, Çin, Tibet, Hint, İran, çeşitli Kafkasya toplulukları, Slav, Yunan, Germen, Fin-Ugor ve eski Sibirya kavimleriyle komşu olarak yaşamış ve onlarla kültürel etkileşimlerde bulunmuşlardır.
2. TÜRK DİLLERİ
Türk dilleri ve Türk şiveleri geniş bir alanda ana dil olarak yaklaşık 180 milyondan fazla kişi tarafından konuşulmaktadır.
Türk dillerinin otuz ayrı dil veya lehçeden oluştuğu bilinmektedir.
En çok konuşulanları ise sırasıyla Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Özbekçe, Kazakça, Uygurca, Türkmence, Tatarca ve Kırgızcadır.
3. TÜRK ADININ ANLAMI
Türk toplulukları geçmişte Saka (İskit), Hun, Türk gibi farklı isimlerle adlandırılmışlardır.
Çin kaynaklarında Türk adıyla ilişkili olduğu düşünülen Ti (eski okunuşu Tiek) adına rastlanmaktadır.
Ayrıca bu kaynaklarda Çin’in kuzeybatısındaki geniş bozkırlarda konargöçer olarak yaşayan kavimler Ting-ling, Te-le olarak da adlandırılmıştır. Çinliler onları Türklerin ataları olarak tanımlar.
Zerdüştilerin kutsal kitabı Avesta’da konargöçerlerin yaşadığı bölge olarak geçen Turan ve atlı savaşçı Tur kavim adlarının Türk adına kaynaklık ettiğine dair varsayımlar bulunmaktadır.
Günümüzde genel olarak benimsenen görüş, Türk adının ilk defa Erken Orta Çağ Dönemi’nde görülmeye başlandığı üzerinedir. VI- VIII. yüzyıllardan itibaren Çin, Tibet, Hint, Bizans, İran ve Arap kaynaklarında Türkçe konuşan ve boylar hâlinde yaşayan halkların ismi Türk olarak geçer.
TÜRK ADI;
Çin kaynaklarına göre “miğfer”,
Kâşgarlı Mahmut’a göre “olgunluk çağı”,
Arminius Vámbéry’ye (Armin Vamberi) göre “türemek”,
Ziya Gökalp’a göre “kanun ve nizam sahibi” anlamına gelmektedir.
Türk adına çeşitli anlamlar verilmesine rağmen “güç, kuvvet” anlamına geldiği 1911’de yayımlanan eski bir Türkçe metinden anlaşılmıştır.
Türk adı, 552’de bağımsızlığını ilan eden Kök Türk Devleti ile resmî bir kimlik kazanmıştır. (İçinde Türk adı geçen ilk devlet)
TÜRKİYE NERESİDİR
Türklerin yaşadığı yer, Türk ülkesi manasına gelen Türkistan ve Türkiye adları etnik, siyasi ve coğrafi terim olarak ilk defa VI. yüzyılda Bizans kaynaklarında Orta Asya ve civarları için kullanılmıştır.
Bizans kaynakları, IX ve X. yüzyıllarda Volga’dan Orta Avrupa’ya kadar uzanan sahaya da Türkiye adını vermiştir.
XI-XIII. yüzyıllarda ise Mısır ve Suriye’ye Türkiye denilmiştir.
Anadolu XII. yüzyıldan itibaren Türkiye olarak tanınmaya başlanmıştır.
4. TÜRK HALKLARI COĞRAFYASI
Günümüzde Türk halkları altı bağımsız cumhuriyette yaşamaktadırlar:
1. Azerbaycan
2. Kazakistan
3. Kırgızistan
4. Özbekistan
5. Türkiye
6. Türkmenistan
ÖZERK CUMHURİYET VE BÖLGELERİN ESAS AHALİSİNİ TÜRKLERİN OLUŞTURDUĞU TOPLULUKLAR
I. Rusya Federasyonu dâhilinde:
1. Altay Cumhuriyeti
2. Başkortostan Cumhuriyeti
3. Çuvaşistan Cumhuriyeti
4. Dağıstan Cumhuriyeti
5. Hakasya Cumhuriyeti
6. Kabardin-Balkar Cumhuriyeti
7. Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti
8. Tataristan Cumhuriyeti
9. Tuva Cumhuriyeti
10. Saha (Yakutistan) Cumhuriyeti
II. Çin Halk Cumhuriyeti sınırlarında:
1. Sincan-Uygur Özerk Bölgesi
III. Moldovya Cumhuriyeti sınırlarında:
1. Gagavuz-Yeri Özerk Bölgesi
IV. Özbekistan Cumhuriyeti sınırlarında:
1. Karakalpakistan Cumhuriyeti
Türk halkları coğrafyası temel olarak aşağıda sıralanan tarihî-coğrafi bölgelerden oluşmaktadır:
1) Orta Asya, 2) Sibirya, 3) İdil-Yayık (Volga-Ural), 4) Kafkasya, 5) Karadeniz’in kuzeyi, 6) Orta Doğu, 7) Türkiye ve Kuzey Kıbrıs, 8) Balkanlar, 9) Kuzey Afganistan.
5. TÜRK HALKLARININ ATA YURDU
Eski Türklerin ilk ata yurtlarından biri Orta Asya’dır.
Orta Asya; doğuda Kingan Dağları’ndan (Doğu Moğolistan) batıda Hazar Denizi ve İdil (Volga) havzalarına, güneyde Hindikuş (Kuzeydoğu Afganistan) ve Karakorum Dağları’na (Doğu Türkistan’ın güneyinden), kuzeyde Sibirya’ya kadar uzanır.
Karasal iklimin hüküm sürdüğü Orta Asya ve civarında kışlar soğuk, yazlar sıcak ve kuraktır. Bununla beraber iklimi ılımlı otlak, vadi ve vahalar bulunmaktadır.
6. TÜRK GÖÇLERİNİN SEBEPLERİ VE SONUÇLARI
Türk halkları zamanla Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına da yayılmışlardır.
Geçmişte ve günümüzde farklı coğrafi bölgelerdeki Türk halklarının varlığı bu tarihî gerçekliğe dayanır. Türklerin ata yurttan ilk göçlerinin MÖ XV. yüzyılda başladığı bilinmektedir.
7. ORTA ASYA’NIN EN ESKİ KÜLTÜRLERİ
Anav kültürünün MÖ IV. binyılda Orta Asya’nın güney batısında, Kuzey Horasan’da (şimdiki Türkmenistan) yerleşik hayat tarzı süren tarımcı bir topluma ait olduğu bilinmektedir.
Afanasyevo kültürü adı verilen kültür, Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiş olup MÖ 2500 ile MÖ 1700 yılları arasını kapsamaktadır. Burada yaşayan toplumun avcılık ve hayvancılıkla uğraştıkları, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkmıştır.
Andronovo kültürü Altay-Tanrı Dağları, Güney Sibirya ve Hazar’ın kuzeydoğusuna kadar uzanan bölgede gelişen kültür çevresidir. Bu kültürde bakır araçların yanı sıra tunç, gümüş ve altından eşyalara rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan figürleri ile süsleyen bu toplum atı da evcilleştirmiştir.
Çust kültürü, MÖ II. binyıl sonu ve I. binyılın başında Fergana Vadisi’nde (günümüz Özbekistan topraklarında) varlığını sürdürmüştür. Bölgenin hem İranlı hem de Türk kökenli ahalisi, yerleşik bir tarım kültürüne sahipti.
8. ÖN TÜRKLER: SAKALAR
Doğu kaynaklarında Saka, Batı kaynaklarında İskit olarak bilinen topluluk, Orta Asya ve civarındaki toplulukların ilk askerî-siyasi teşkilatıdır.
Sakalar, Baykal Gölü’nden Tuna Nehri boylarına kadar uzanan geniş coğrafyada MÖ VIII – MS III. Yüzyılları arasında siyasi ve kültürel varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bulundukları coğrafi sahanın özelliğine göre yerleşik veya konargöçer hâlde yaşamışlardır.
Sakalar Ön Asya seferleri sayesinde Anadolu’ya kadar uzanmışlardır.
Kaynaklarda İran hükümdarları Kirus ve Dariüs’ün Sakalara karşı seferleri ve Büyük İskender’in İran seferi bahislerinde Sakalardan ve Sakaların meşhur kadın hükümdarı Tomris’ten söz edilmektedir.
Onların Ön Asya seferini yapan hükümdarın adı Şehname’ye göre Afrasiyab, Türk efsanelerine göre ise Alp Er Tonga’dır.
Çin kaynaklarında da Sakalar “Sai” adı altında anlatılmaktadır.
İskitlerin Akadca İşguzai adındaki -guz-, -guzai- köklerinin, o zamanki Oğuz adının arkaik söyleyişinin çivi yazısındaki şekli olduğu şüphesizdir. Orta Çağ’da, örneğin Bizans kaynaklarında, İslam dinini henüz kabul etmemiş olan Türk halkları İskit şeklinde adlandırılmıştır.
Sakaların hayat tarzı, giyim kuşamları, madenleri kullanmadaki başarıları özellikle de at koşumları ve diğer kültür unsurları İslam öncesi Türkler ve Orta Asya’daki tarihî topluluklarla benzerlik göstermektedir. Bu yüzden Sakaların söz konusu toplulukların ilk atalarından biri olduğunu ileri sürmek mümkündür.
9. SAKALARIN SOSYAL, EKONOMİK VE KÜLTÜREL HAYATI
Geniş yaylalarda hayvanlarını otlatarak hayat sürdüren Sakalar at, inek, koyun ve deve beslemişlerdir. Bu hayvanlar onların esas geçim kaynağı olmuştur.
Sakalar kendilerine ve hayvanlarına yetecek kadar buğday, arpa, darı gibi tarım ürünlerini ekmişlerdir.
İpek Yolu güzergâhlarının büyük kısmının Sakaların yaşadıkları topraklardan geçmesi onların uluslararası ticarete önemli katkıda bulunmalarını sağlamıştır.
Çin, Hindistan, İran ve Roma’dan Saka ülkelerine çeşitli tarım ürünleri ve süs eşyaları ihraç edilmiş, Sakalar ise at ve koyunlarını bu ülkelere satmışlardır.
Silah, giyim kuşam, ev aletleri ve süs eşyaları, geyik, at, koç, aslan gibi hayvan resimleri veya figürleriyle süslenen sanat türü İskit sanatı veya İskit hayvan üslubu adıyla bilinir.
Kazakistan buluntuları arasında Saka dönemine ait soylu mezarından çıkarılan altın elbise ayrı bir önem taşımaktadır.